Evlenmenin Maddi Koşulları
Evlenmenin maddi koşulları; evlenme için kanunda aranan koşulların bulunması ve evlenme engellerinin ise bulunmamasıdır.
1. Yaş Koşulu:
a. Olağan evlenme yaşı:
TMK’nın 124. maddesine göre erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
TMK m. 11/1’e göre doğal erginlik onsekiz yaşın dolması ile başlamaktadır. Yargısal erginlik ise Yargısal erginlik söz konusu olsa da TMK’nın öngördüğü evlenme yaşına ulaşmadan bir kimsenin evlenmesi kanunen mümkün değildir.
Evlenme yaşı ile ilgili kanunen bir üst yaş sınırı yoktur.
TMK m. 128 uyarınca olağan evlenme yaşında olduğu halde yasal temsilcisi tarafından evlenmesine izin verilmeyen küçükler bu hususta aile mahkemesine başvurabilecektir. Bu davayı açabilmesi için küçüğün onyedi yaşını doldurmuş olması şarttır. Ayrıca yasal temsilcinin de haklı neden olmaksızın izin vermemiş olması gerekir. Bu davaya olağan evlenmeye izin davası denir.
b. Olağandışı evlenme yaşı:
Olağandışı evlenme yaşı TMK m. 124’e göre onaltıdır. Erkek ve kadın onyedi yaşını doldurmadan evlenemese de olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine hakim kararı ile izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
Bu uygulamada olağanüstü evlenmeye izin davası ile sağlanır ancak durum ne kadar olağanüstü olursa olsun onaltı yaşını doldurmayan kimseler için olağanüstü evlenmeye izin davası açılamaz. Kişinin onaltı yaşını doldurduğu nüfus kayıt belgeleri ile ispatlanabilir. Buna göre olağandışı evlenmeye izin davasının şartları;
–izin istenilenin onaltı yaşını tamamlamış olması,
–olağanüstü durum ve pek önemli bir sebep bulunması ( somut olayın özelliklerine göre deliller toplanmalı ve değerlendirilmelidir; örneğin Yargıtay’a göre nişanlı çift hakkında cinsel olarak birlikte olduklarına dair dedikodu çıkması olağanüstü sebep sayılırken, imam nikahı ile karı-koca gibi yaşamak olağanüstü hal sayılmamaktadır),
–evlenme olgunluğuna sahip olunması (bu durum hakim tarafından gözlemlenecek ve gerekirse bilirkişiden rapor alınacaktır),
–olanak varsa yasal temsilcinin dinlenilmesi ( imkan varsa anne, baba ya da vasi muhakkak dinlenilmelidir),
–belli bir kişi ile evlenme izni olması, ( aile mahkemesi genel-geçer bir evlenme izni veremez, verilen evlenme izni belli bir kişi ile evlenme için geçerlidir, başkası ile evlenmek için aynı izin kullanılamaz),
–usulüne uygun şekilde yargılama yapılması ( evlenmeye izin davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir ve bu dava kamu düzenini ilgilendiren bir davadır; evrak üzerinden karar verilemez) olarak özetlenebilir.
2. Ayırt Etme Gücü Koşulu:
TMK m. 125’e göre ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.
TMK m. 13’e göre aşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes ayırt etme gücüne sahiptir.
TMK m. 15’e göre kanunda öngörülen istisnalar hariç ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.
Akıl hastaları evlenmelerinde sakınca bulunmadığını resmi sağlık kurulu raporu ile ispatlamak koşulu iye evlenebilir.
Eşlerden biri evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun ise evlenme mutlak butlanla malul yani batıldır. Evlenme sırasında eşlerden biri geçici bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun ise bu kez evlenme nispi butlanla malul olur ve evlenmenin iptali davası açılabilir.
3. Yasal Temsilcinin İzni Koşulu:
TMK m. 125 vd. uyarınca küçükler ve kısıtlılar yasal temsilcinin izni olmadan evlenemez.
Ana ve baba velayetleri uyarınca küçüklerin yasal temsilcisidir. TMK m. 342 uyarınca ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler. İyiniyetli üçüncü kişiler, eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler. Vesayet makamlarının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler velâyetteki temsilde de uygulanır.
Ana ve baba evli değilse velayet hakkı anneye aittir, anneye velayet verilmesinin mümkün olmadığı hallerde hakim tarafından çocuğun menfaatine göre velayet babaya verilebilir ya da vasi atanır.
Çocuğun korunmasına yönelik tedbirler gereğince velayetin kaldırılması halinde velayet hakkı kaldırılmayan tarafın evlenmeye izin verme yetkisi vardır. Velayeti kaldırılan tarafın izni aranmayacaktır. Her iki veliden de velayet kaldırılırsa bu kez çocuğa vasi atanacak ve evlenmeye izin yetkisi de vasiye ait olacaktır.
TMK m. 127 uyarınca ayırt etme gücüne sahip olmayan kısıtlılar, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olsa da, evlenme hakkını vasi izni olmadan kullanamaz. Kısıtlı haksız olarak evlenmesine izin vermeyen vasisini vesayet makamına şikayet edebilir ve vesayet makamının bu konudaki kararına karşı da denetim makamına itirazda bulunabilir.
TMK 128 uyarınca yasal temsilcisi tarafından evlenmesine izin verilmeyen kısıtlılar bu hususta aile mahkemesine başvurabilecektir. Bu davayı açabilmesi için yasal temsilcinin de haklı neden olmaksızın izin vermemiş olması gerekir.
TMK m. 128 uyarınca hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir. TMK m. 153/1’e göre vasinin de izni olmadan evlenen kısıtlının evliliğinin iptalini dava etme hakkı vardır.
TMK m. 136 uyarınca küçük veya kısıtlı yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.
Evlenme Engelleri (TMK m. 129-132)
1. Hısımlık Engeli:
TMK m. 129’a göre yakın hısımlar arasında evlenme yasaktır. Buna göre;
– Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
– Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,
– Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenme yasaktır.
Hısımlık engeli kesin evlenme engellerindendir ve hısımlık engeli bulunan kişiler arasındaki evlilik mutlak butlanla maluldür.
2. Önceki Evlilik:
TMK m. 130’a göre yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır.
TMK m. 136’ya göre önceki evliliği sona ermiş olan kadın veya erkek buna ilişkin belgeyi evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.
Evlilik ölümle sona ermiş ise ölüm belgesi, boşanma ile sona ermiş ise kesinleşmiş boşanma ilamı, önceki evlilik iptal edilmiş ise buna ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamı memura sunulmalıdır.
TMK m. 131’e göre gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir. Bu nedenle evlilik eşlerden birinin gaipliğine karar verilmesi nedeniyle sona ermiş ise buna ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamı ile gaiplik nedeniyle evliliğin fesine dair kesinleşmiş mahkeme ilamı evlendirme memuruna sunulmalıdır.
TMK m. 132 uyarınca evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Buna iddet müddeti de denir. Doğurmakla bu süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
3. Akıl Hastalığı:
TMK m. 133’e göre akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.
TMK m. 125’e göre ayırtım gücü olmayanlar evlenemez. Akıl hastaları ise evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla ispatlarsa evlenebilirler.
Evlenme koşullarının bulunması ve evlenme engellerinin bulunmaması evlenmenin maddi koşulları iken evlenme töreni yapılması da evliliğin şekli koşulur. Evlilik birliğinin geçerliliği için kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun biçimde evlenme töreninin gerçekleştirilmesi de şarttır.
Evlenmenin Şekli Koşulları
Evlenmenin şekli koşulları evlenme başvurusu ve töreninin yasalara uygun olarak gerçekleştirilmesidir.
1. Evlenme Başvurusu
TMK m. 134’e göre birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar. Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır. Ancak çiftler farklı şehir ya da ülkelerde bulunmakta ise ayrı ayrı da evlenme başvurusunda bulunabilirler. Başvuru kişilerin vekil olarak atadığı kişilerce de yapılabilir ancak bunun için vekaletnamede özel yetki bulunmalıdır.
TMK m. 135’e göre evlenme başvurusu evlenecekler tarafından yazılı veya sözlü olarak yapılır.
Evlendirme Yönetmeliği m. 3’e göre evlendirme işlemleri, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce düzenlenir. Genel Müdürlük, evlendirme işlemlerinin Medeni Kanun’la getirilen temel kurallara ve bu Yönetmelik esaslarına uygun olarak yürütülmesini sağlar, iş ve işlemleri düzenler, takip eder, denetler ve denetlettirir. Bu amaçla Genel Müdürlük, Bakan onayı ile gerekli tedbirleri alır ve uygulamasını sağlar.
Başvuru yurt içinde ve yurt dışında bu işlemleri yapmaya yetkili ve görevli kılınan makama yapılır. Evlendirme Yönetmeliği m. 3’e göre evlendirme memuru; belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır. Bakanlık, il nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerine, nüfus müdürlüklerine ve dış temsilciliklere, il ve ilçe müftülüklerine evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verebilir. Eşlerden birinin yabancı olması halinde evlendirmeye, belediye evlendirme memurlukları ile nüfus müdürleri yetkilidir.
TMK m. 136 uyarınca erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneğini, önceki evliliği sona ermiş ise buna ilişkin belgeyi, küçük veya kısıtlı ise ayrıca yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.
TMK m. 137 uyarınca evlendirme memuru, evlenme başvurusunu ve buna eklenmesi gereken belgeleri inceler. Başvuruda bir noksanlık görürse bunu tamamlar veya tamamlattırır. Başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığı veya evleneceklerden birinin evlenmeye ehil olmadığı ya da evlenmeye yasal bir engel bulunduğu anlaşılırsa, evlenme başvurusu reddolunur ve durum evleneceklere yazıyla hemen bildirilir. Evleneceklerden her biri evlendirme memurunun ret kararına karşı mahkemeye başvurabilir. İtiraz, evrak üzerinde incelenip kesin karara bağlanır. Ancak, mutlak butlan sebeplerinden birinin bulunduğuna ilişkin ret kararlarına karşı açılan davalar, basit yargılama usulüyle görülür.
2. Evlenme töreni ve tescil
TMK m. 139’e göre evlendirme memuru, evlenme koşullarının varlığını tespit ederse veya ret kararı mahkemece kaldırılırsa, evleneceklere evlenme gün ve saatini bildirir veya isterlerse evlenme izni belgesini verir.
Evlenme izni belgesi, verildiği tarihten başlayarak altı ay içinde evleneceklere herhangi bir evlendirme memuru önünde evlenebilme hakkı sağlar.
TMK m. 140’a göre evlenme koşullarının bulunmadığının anlaşılması veya belgelerin verilmesinden başlayarak altı ayın geçmesi hâlinde, evlendirme memuru evlenme törenini yapamaz.
TMK m. 141’e göre evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilir. 142. madde uyarınca Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar.
Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir. ( TMK m. 143)
Evlenmenin Hükümleri
1. Haklar ve Yükümlülükler
TMK m. 185’e göre evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
TMK m. 186 uyarınca eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.
2. Birliğin Temsili
TMK m. 188’e göre eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa veyahut da birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunuyorsa ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamıyorsa temsil edebilir. Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur. Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması hâlinde eşler müteselsilen sorumludurlar. ( TMK m. 189)
Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hâkimin kararıyla ilân edilmesine bağlıdır. (TMK m. 190)
TMK m. 191’e göre Temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ilişkin karar, koşullar değiştiğinde eşlerden birinin istemi üzerine hâkim tarafından değiştirilebilir. İlk karar ilân edilmiş ise, değişikliğe ilişkin karar da ilân olunur.
3. Eşlerin Meslek ve İşi
Eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur. (TMK m. 192) Zira herkes çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Eşler birbirlerini ve çocuklarını utanç verici ve güç durumlara düşürmedikleri müddetçe bu konuda birbirlerini kısıtlayamaz.
4. Eşlerin Hukuki İşlemleri
TMK m. 193’e göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir. Bu özgürlük tek taraflı hukuksal işlemler için de geçerlidir.
TMK m. 194 uyarınca eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
5. Birliğin korunması
Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. (TMK m. 195)
Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. ( TMK m. 197)
TMK m. 198’e göre eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir.
Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır. Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir. ( TMK m. 199)
Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır. ( TMk m. 200)
TMK m. 201’e göre evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Eşlerin yerleşim yerleri farklı ve her ikisi de önlem alınması isteminde bulunmuş ise, yetkili mahkeme ilk istemde bulunanın yerleşim yeri mahkemesidir. Önlemlerin değiştirilmesi, tamamlanması veya kaldırılması konusunda yetkili mahkeme, önlem kararını veren mahkemedir. Ancak, her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesidir.
Evlenmenin Koşulları ve Hükümleri Konusunda Yargıtay Uygulaması
Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı-karşı davalı erkek tarafından “evlilik birliğinin sarsılması” (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayanılarak açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, “evlilik birliğinin sarsılması” (TMK m.166/1) hukuki sebebine dayalı “karşı boşanma” davası açılmıştır. Davacı-karşı davalı erkek de bağımsız olarak açtığı evliliğin iptali davasında , eşinin evlilik öncesi cinsel ilişki ve başkası ile nişanlılığını sakladığını iddia ederek Türk Medeni Kanununun 150. maddesi uyarınca nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan evliliğin iptali davası, tarafların boşanma davası ile birleştirilmiş, birleştirilerek görülen davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkeğin nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının reddine karar verilmiştir. Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile, yasaya açık aykırılık bulunması hallerinde hükmün bozulması imkan dahilindedir (HUMK m. 439/2). Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. O halde davacı-karşı davalı erkeğin nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının tefrik edilerek sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermek gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ( Y 2. HD 23.03.2017 T, 2015/25070 E. , 2017/3218 K.)