Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Kısa Süreli Hapis Cezasına Seçenek Yaptırımlar (TCK 50)

Kısa süreli hapis cezası TCK’da hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını ifade etmektedir (TCK m.49/2). Seçenek yaptırımlar ise hürriyeti bağlayıcı olmayan ve hapis cezasına alternatif olarak belirlenmiş olan yaptırımlardır.

          Seçenek yaptırımlar, kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakmayan kamuya yararlı bir işte çalıştırılma, belirli yerlere gitme hakkını kısıtlama, elektronik izleme, para cezası gibi hapsetme harici ceza hukuku yaptırımlarıdır. Tedaviye yönelik birçok programı da içine alabildiği için bu yaptırım türünün kapsamı geniş olarak düzenlenmiştir.

          TCK Md. 50’de seçenek yaptırımlar düzenlenmiştir.

          5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

          Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar

          Madde 50- (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;

          a) Adlî para cezasına,

          b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,

          c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,

          d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,

          e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,

          f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,

          çevrilebilir.

          (2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.

          (3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.

          (4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.

          5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.

          (6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, infaz hâkimliği kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.

          (7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, infaz hâkimliğince tedbir değiştirilir.”

          Kanunda seçenek yaptırımların ancak 1 yıldan az süreli hapis cezalarında uygulanabileceği düzenlenmiş ve bunların neler olduğu da TCK Md. 50/1’de sayılmıştır.

TCK Madde 50 Gerekçesi

          Maddenin gerekçesi şöyledir:

          “Belli bir süreyle hapis cezasına mahkum olmak, ceza­nın uyarı fonksiyonunu ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabilir. Kişi, gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlaki eğilimleri itiba­rıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkum oldukları ceza­nın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir. Ayrıca, kısa süreli hapis cezalarının infaz kurumunda çekti­rilmesinin doğurduğu sakıncalar nedeniyle, kısa süreli hapis cezasına mah­kum olan kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek seçenek yaptırımlara hükmedilmesi gerekebilir.

          Hakkında seçenek yaptırımlardan birine hükmedilen kişinin bu yaptı­rımın gereklerine uygun hareket etmesi durumunda, bu ceza infaz edilmeye­cek ve kişi açısından bu cezaya mahkumiyete bağlı hukuki sonuçlar doğma­yacaktır.

          Ancak, Tasarının 64 üncü maddesinde benimsenen seçenek yaptırım­lar esas itibarıyla korunmakla birlikte, bunlara yeni bazı seçenekler eklenmiş ve bunun yanında söz konusu yaptırımların etkin biçimde uygulanmasına yö­nelik ilave düzenlemelerde bulunulmuştur. Nitekim, kamunun uğradığı zara­rın giderilmesi, özellikle bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak ama­cıyla, barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme gibi yeni seçe­nek yaptırımlara yer verilmiştir.

          Getirilen diğer bir yenilikle; ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alın­ması ile belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklama seçenek yaptırımla­rına başvurulabilmesi, bunların sağladığı hak ve yetkilerin kötüye kullanıl­ması veya gerektirdiği dikkat, özen yükümlülüğüne aykırı davranılması şartına bağlanmıştır. Böylece, ancak suçun ehliyet ve ruhsatla ya da meslek ve sanatın icrasıyla bağlantılı olması halinde, ehliyet ve ruhsatların geri alınması ya da meslek ve sanatın yasaklanması yaptırımına hükmedilebile­cektir.

          Kısa süreli hapis cezasına mahkum olan kişinin cezası, hakim tarafın­dan uygun görülmesi ve kendisinin de rızasının bulunması durumunda kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirine çevrilecektir. Hükümlünün çalışacağı kurumda kadrolu olması ve bir ücret alması da söz konusu değildir. Kısa süreli hapis cezasını gerektiren bir suçu işlemiş olan ve eğitim derecesi elve­rişli bulunan bir kişinin örneğin okuma yazma öğreten bir kursta öğretici olarak görev yapmasına karar verilmesi, bu seçenek yaptırıma örnek olarak gösterilebilir. Doğal olarak, bu tedbirin uygulanma usulü ayrı bir tüzük veya yönetmelikte belirlenecektir.

          İkinci fıkrada, bir kanun maddesinde hapis cezası ile adli para ceza­sından birinin hakimin takdirine göre seçimlik ceza olarak uygulanabileceği belirtilmiş ve hakim, takdirini kullanarak hapis cezasına hükmetmiş ise artık bu cezayı, maddenin birinci fıkrasını uygulamak suretiyle, adli para cezasına çeviremeyeceği açıklanmıştır.

          Maddenin üçüncü fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının adli para ce­zası veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi açısından mahkeme­nin takdir yetkisinin olmadığı haller belirlenmiştir. Bu hallerde, mahkeme kısa süreli hapis cezasını adli para cezasına veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevirecektir. Bunun için kişinin daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve hükmolunan hapis cezasının otuz günden fazla olma­ması gerekir. Keza, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği 1 yıl veya daha az süreli ha­pis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.

          Dördüncü fıkrada, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli olsa da fail hakkında birinci fıkranın (a) bendinin uygulanabile­ceği belirtilmiştir. Ancak bu hükmün bilinçli taksir” hâlinde uygulanama­yacağı açıklanmıştır.

          Maddenin beşinci fıkrasında, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbire çevrilmesindeki esas amaç göz önünde tutularak, asıl mahkumiyetin artık çevrilen adli para cezası veya tedbir olduğu belirtilmiş, böylece, gerek cezanın ertelenmesi gerek tekerrür açılarından hürriyeti bağlayıcı cezanın yerine verilmiş olan para cezasına veya tedbire itibar olunması sağlanmıştır.

          Altıncı fıkrada, kısa süreli hapis cezası yerine hükmolunan adli para cezasının veya tedbirin gereklerinin yerine getirilmemesinin hukuki sonuç­ları düzenlenmiştir. Buna göre, hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet sav­cılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın ge­reklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edil­memesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, uygulamada kısa süreli hapis cezası esas alınacaktır.

          Yedinci fıkrada ise, hükmolunan tedbire riayet etmek olanaksızlığının meydana çıkması hâlinde mahkemeye, bunun yerine başka bir tedbire karar vermek yetkisinin tanınması uygun görülmüştür.”

Hapis Cezasının Seçenek Yaptırımlara Çevrilme Şartları

          Aşağıdaki koşullara göre hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir:

          a) Kanunda sadece TCK Md. 50 kapsamında olan 1 yıldan az süreli hapis cezalarında uygulanır.

          b) Seçenek olarak adli para cezası ile birlikte düzenlen bir cezada hapis cezasına hükmedilmişse, hükmolunan ceza artık seçenek yaptırıma çevrilemez.

          c) Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan, fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmiş bulunan kişinin 1 yıl ve daha az süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilir. 30 gün ve daha az süreli hapis cezası da daha önce sanık mahkum edilmemiş koşuluyla seçenek yaptırımlara çevrilebilir. Bunlar için zorunlu çevirme öngörülmüş olup, hakimin takdir hakkı yoktur.

          d) Çevirmede suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınmalıdır. Suçun işlenmesinden sonraki pişmanlık, cezada indirim ya da cezasızlık sebebini oluştururken, yargılama sırasındaki pişmanlık hapis cezasının para cezasına çevrilmesi için bir gerekçe kabul edilmektedir.

          e) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının süresi ne kadar olursa olsun, diğer koşulların varlığı halinde hapis cezası önlemlere değil, sadece adli para cezasına çevrilebilir. Bilinçli taksir halinde bu uygulanmaz.

          f)Seçenek yaptırıma çevirme bakımından birinci fıkrada hakime takdir hakkı tanınmış olup, hakim seçenek yaptırıma karar vermek zorunda değildir. Ayrıca hakim, fail hakkında adli para cezasına mı yoksa seçenek yaptırıma mı hükmedeceğini de değerlendirecektir. Hakim bu kararlarını gerekçeli olarak verecektir.

TCK 50 Kısa Süreli Hapis Cezasına Seçenek Yaptırımlar Yargıtay Kararları

  • Yargıtay 2. Ceza Dairesi, Esas : 2023/11768 Karar : 2023/3227 Karar Tarihi :31.05.2023

IV. GEREKÇE

A) Sanıkların tevilli ikrarları, inceleme konusu suçların dışında olan kamu görevini yaptırmamak için direnme suçunun şikâyetçileri A.E ile H.Y.’nin ifadeleri, mağdur …’un beyanı, 04.05.2013 tarihli CD Çözüm ve Görgü Tespit Tutanakları ile zarar bedeline ilişkin fatura ve tüm dosya kapsamından kamu malına zarar verme suçunun sanıklar tarafından kasten işlendiği, kamu malına zarar verme suçundan kurulan hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun’un 50/1-a maddesindeki adlî para cezasına çevrilmesi ve 62. maddesinden indirim yapılması konusunda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla kurulan hükümlerde katılan … Bakanlığı vekili ve sanık …’ün temyiz istemleri ile sanık …’ın \”Suçu kasten işlemediğine, beraat etmesi gerektiğine\” ilişkin temyiz istemi yönünden hukuka aykırılık bulunmamış, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı; aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, kamu malına zarar verme eyleminin sanıklar …, …, … tarafından; hakaret eyleminin ise sanık … tarafından gerçekleştirildiğinin anılan tüm delillerle saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla katılan vekilinin sanıklar … ve … hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemi ile sanık … hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik sanık …’ün temyiz istemi reddedilmiştir.

B) Sanık …’ın Tütünçiftlik Polis Merkezi Amirliğinin dış kısım camına yumruk atmaya başladığı ancak camı kıramadığı, anılan Karakoldaki görevlilerin derhal müdahale ederek sanığı durdurmaları sonucunda kamu malına zarar verme suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmakla, kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 35. maddesinden indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı kabul edilmiştir.

V. KARAR

A) Sanıklar …, … hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan … Bakanlığı vekili ile sanıklar … ve …’ün temyiz istemleri ile sanık … hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik sanık …’ün temyiz isteminin incelenmesinde;

Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle Körfez 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.05.2021 tarihli ve 2021/257 Esas, 2021/284 Karar sayılı kararında katılan … Bakanlığı vekili ile sanıklar … ile … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve re’sen dikkate alınan hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan … Bakanlığı vekili ile sanıklar … ile …’ün temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak ONANMASINA,

B) Sanık … hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik katılan … Bakanlığı vekili ile sanığın temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Gerekçe başlığı altında (B) bendinde açıklanan nedenle Körfez 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.05.2021 tarihli ve 2021/257 Esas, 2021/284 Karar sayılı kararına yönelik katılan … Bakanlığı vekili ile sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanunun 321. maddesi gereği Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA,…”

* Yargıtay 2. Ceza Dairesi, Esas : 2021/8155 Karar : 2023/1054 Karar Tarihi :07.03.2023

“…IV. GEREKÇE

1. Sanık müdafiinin suçun sübutuna yönelen temyiz sebepleri yönden; tüm dava dosyası kapsamı, Olay ve Olgular başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen tutanak ve sanığın suça konu ikrar içeren ifadesi karşısında sanığın eylemi sübuta ermekle, mahkûmiyet kararı kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanığın hükmolunan cezanın para cezasına çevrilmesi gerektiğine yönelik temyiz sebepleri yönden, sanık hakkında kurulan hükümde, \”Suçun işleniş biçimine, sanığın sabıka kaydı içeriğine, mükerrir olmasına ve sanığın dosyaya yansıyan kişiliğine göre, CMK-231/6-b maddesinde belirtilen Sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkemece kanaate varılması” şartının gerçekleşmediği ve mahkememizce bu yönde olumlu bir kanaate varılmadığı dikkate alınarak, sanık hakkında TCK.nın 50/1, 51/1 ve CMK-231/5 ve devamı maddelerinin tatbikine takdiren yer olmadığına\” şeklinde karar verildiği, 5237 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevirme hükümlerinin uygulanmamasına dayanak olan gerekçenin yerinde, yeterli ve kanunî olduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır….”

*Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas : 2022/6150 Karar : 2023/539 Karar Tarihi :23.02.2023

“…I. HUKUKÎ SÜREÇ

1…. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.12.2015 tarihli ve 2014/419 Esas, 2015/597 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ve 53 ncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2…. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.12.2015 tarihli ve 2014/419 Esas, 2015/597 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 19.10.2021 tarihli ve 2019/12081 Esas, 2021/7024 Karar sayılı kararı ile \”… asli kusurlu olduğu tespit ve kabul edilen sanık hakkında hükmolunan uzun süreli hapis cezasının, TCK’nın 50/4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemesinde, yasal olmayan gerekçe ile TCKnın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi..\” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

 3.Bozma ilamına uyularak, Mahkeme tarafından gerekleri yerine getirilmiş ve … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli ve 2021/724 Esas, 2022/347 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanununun 85 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasına, 50 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 inci maddenin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca günlüğü 20.00,00 TL den paraya çevrilerek, 15.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddenin 6 ıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 05.08.2022 tarihli düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılanın temyiz sebepleri;

Kaza nedeni ile eşini kaybettiği, çocuğunun babasız kaldığı, sanığın en ağır şekilde ceza alması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Yerel Mahkemenin Kabulü

1.Olay tarihinde sanığın idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti, iki yönlü yolda seyir halinde iken, olay yeri iki sokağın kesiştiği dört yönlü kontrolsüz kavşağa giriş yaptığında, sağından kavşağa giriş yapan ölen sürücü idaresindeki motosiklet ile çarpıştığı, sanığın sağından gelen sürücü … idaresindeki motosiklete ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken vermemesi nedeni ile asli kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü …’ın ise her ne kadar ilk geçiş hakkı, kendisine ait olsa da, yavaşlaması, dikkatli olması ve geçiş için güvenli bir ortam oluştuğundan emin olduğunda kavşağa giriş yapması gerekirken, kamyonete önlemsizce çarpması sonucu meydana gelen olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla tali kusurlu olduğu, keşfe binaen alınan bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporları ile tespit edilmiştir.

2.Sanık aşamalardaki beyanlarında, sağdaki tali yoldan bir motosiklet aniden yola çıkıp aracına çarptığını, kazanın meydana geldiği yerde köşede bahçe duvarı olması nedeni ile yolu göremediğini, kazaya engel olamadığını ifade ederek, lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmiştir.

3.Sanığın güncel adlî sicil kaydı dava dosyasına eklenmiş, sabıkasının bulunmadığı görülmüştür.

IV. GEREKÇE

Olay tarihinde sanığın idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti, iki yönlü yolda seyir halinde iken, olay yeri iki sokağın kesiştiği dört yönlü kontrolsüz kavşağa giriş yaptığında, sağından kavşağa giriş yapan ölen sürücü idaresindeki motosiklet ile asli kusurlu olarak çarpıştığı olayda;

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Katılanın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;

Sanık hakkında hükmolunan uzun süreli hapis cezasının gün para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddesi ve esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. ve TCK’nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması hususunun usul ve yasaya aykırı olduğu görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe başlığı bölümünün son paragrafında açıklanan nedenle … 5.Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli ve 2021/724 Esas, 2022/347 Karar sayılı kararında katılanın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanunun 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322 nci maddesi gereği hükmün (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine \”Sanığın ekonomik ve sosyal durumu nazara alınarak uzun süreli hapis cezasının TCK 50/4 maddesi yollamasıyla TCK’nın 52/3. maddesi gereğince 760 gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine, TCK 50/1-a ve 52/2. maddesi gereğince bir günlüğü taktiren 20,00 TL üzerinden paraya çevrilerek sanığın 15.200.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; \”yazılmak suretiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,…”

 *Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas : 2022/1542 Karar : 2023/286 Karar Tarihi :07.02.2023

“… 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.04.2016 tarihli ve 2016/17 Esas, 2016/553 Karar sayılı kararı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (5237 sayılı Kanun)179. maddesinin üçüncü fıkrası delaleti ile ikinci fıkrası gereğince 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tutulmasına karar verilmiş, verilen karar itiraz edilmeden 16.05.2016 tarihinde kesinleşmiş, sanığın denetim süresi içinde aynı suçtan mahkum edildiği ve verilen kararın kesinleşmesine müteakip ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alınarak … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.09.2019 tarihli ve 2019/282 Esas, 2019/652 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen önceki hükmün CMK’nın 231. maddesinin onbirinci fıkrası gereğince açıklandığı, karara karşı sanığın istinaf başvurusunun, süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesiyle açıklanan hükmün 04.09.2020 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

… Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.12.2021 tarihli kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2022 tarihli ve KYB-2021/156772 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.01.2022 tarihli ve KYB-2021/156772 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

”5237 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 3. fıkrasında yer alan Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlardan birine çevirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanunun 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin;

Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.”

Şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.

2. 5237 sayılı Kanun’un 50. maddesinin üçüncü fıkrasının;

Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.”

Şeklinde düzenlenmiştir.

3. İnceleme konusu hükümde sanığın 1 ay hapis cezasına mahkum edildiği, suç tarihinden önce sabıkasının bulunmadığı anlaşılmıştır.

4. Daha önce hapis cezası bulunmayan, sanığın mahkum edildiği 1 ay hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanunun 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.09.2019 tarihli ve 2019/282 Esas, 2019/652 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanunun 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. 5271 sayılı Kanunun 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin daha hafif bir cezayı gerektirdiği belirlendiğinden;Hükmün 2. paragrafından sonra gelmek üzere “5237 sayılı Kanunun 50/3. maddesindeki amir hükme göre, takdiren aynı Kanunun 50/1-a ve 52/2. maddelerine göre günlüğü 20 TL’den paraya çevrilerek sanığın neticeten 600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” bendinin eklenip, bozmanın sonucuna göre talepte yer almamakla birlikte talep içinde bulunan TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluğuna ilişkin bölümün de hükümden çıkarılması , hukuka aykırılığın bu şekilde giderilmesine, infazın belirlenen şekilde yapılmasına, kararın diğer kısımların aynen bırakılmasına,…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler