Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Etkin Pişmanlık (TCK 168) Nedir?

Etkin pişmanlık, genel bir hüküm olarak 5237 sayılı TCK’da yer almayan ve yalnızca açıkça düzenlendiği suç tipleri bakımından uygulama alanı bulan, kanunda belirlenen sürede ve şekilde soruşturma veya kovuşturma aşamasında kişinin pişmanlık duymasına ve bu kapsamda suçun aydınlatılmasına ve örgütsel yapının çözülmesine yaptığı katkıya göre cezasında indirim yapılmasına veya cezasının tamamen ortadan kalkmasına sebep olan bir şahsi sebeptir.

          Etkin pişmanlık, ilk anda failin hatasını anlayarak işlenen suçla yapılan haksızlığı gidermek bakımından ona bir yasal imkan sağlarken; yargılama aşamasında ise suç oluşumu içinde yer alan kişiden alınan bilgiler ile suç örgütlerinin dağıtılması, diğer suç faillerinin belirlenmesi ve işlenebilecek diğer suçların da önlenmesini amaçlayan bir kurumdur.

          Özellikle malvarlığına karşı işlenen suçlar ile örgüt suçlarında etkin pişmanlık daha fazla uygulama alanı bulmaktadır.

          5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

             Etkin pişmanlık

            Madde 168 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/20 md.) (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

          (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

          (3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

          (4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

          (5) (Ek: 2/7/2012 – 6352/84 md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.

          Etkin pişmanlık

          Madde 221- (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

          (2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

          (3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

          (4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.

          (5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.

          (6) (Ek: 6/12/2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.”

Etkin Pişmanlık Hangi Suçlarda Geçerlidir?

          5237 sayılı TCK, etkin pişmanlığı genel ve bütün suçlar bakımından geçerli bir hüküm olarak değil, bazı suç tipleri bakımından ayrı ayrı ve münhasıran o suça özgü olarak düzenlemiştir.

          TCK’da bu suçlar;

                    -organ veya doku ticareti suçu (TCK m. 93),

                    – kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (TCK m. 110),

                    – malvarlığına karşı suçlar (hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirle iflas, yağma, karşılıksız yararlanma suçları) (TCK m. 168),

                    – imar kirliliğine neden olma suçu (TCK m. 184/5),

                    – uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile kullanmak için uyuşturucu madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçu (TCK m. 192),

                    – parada sahtecilik suçu ile kıymetli damgada sahtecilik suçu (TCK m. 201),

                    – suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (TCK m.221),

                    – banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu (TCK m.245/5),

                    – zimmet suçu (TCK m.248),

                    – rüşvet suçu (TCK m. 254),

                    – iftira suçu (TCK m. 269),

                    – yalan tanıklık suçu (TCK m. 274),

                    – suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu (TCK m. 281/3),

                    – suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu (TCK m. 282/6),

                    – muhafaza görevini kötüye kullanma suçu (TCK m. 289/2),

                    – hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu (TCK m. 293),

                    – infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçu (TCK m. 297/4),

                    – suç için anlaşma suçu (TCK m. 316/2)

                    Olarak düzenlenmiştir.

Etkin Pişmanlığın Şartları Nelerdir?

          Etkin pişmanlığın somut bir olaya uygulanması ve failin bu imkandan yararlanması bakımından belirli şartların var olması gerekmektedir:

          * İşlenmiş ve tamamlanmış bir suç söz konusu olmalıdır,

          * Suça ilişkin kanunda etkin pişmanlıktan yararlanma münhasıran düzenlenmiş olmalıdır,

          *Suç faili, aktif bir edimle etkin pişmanlık kapsamında bir eylemde bulunmalıdır. Fail iradi olarak, bizzat kendisi pişmanlık duyarak etkin pişmanlıktan yararlanmak yönünde talepte bulunmalıdır.

          *Aktif edim ve pişmanlık göstergesi kanunda belirtilen şekilde ve belirlenen sürede yapılmış/sunulmuş olmalıdır.

Etkin Pişmanlık Cezayı Kaldırır Mı?

          Suçla ilgili kanunda yapılan düzenlemeye göre failin sorumluluğu etkin pişmanlıktan yararlanması ve bunun mahkemece yargılamada uygun bulunması halinde fail hakkında cezaya hükmolunmayabileceği gibi bazı hallerde ceza miktarında önemli oranda indirim yapılmaktadır.

          Örgüt suçlarında TCK Md. 221/1-2-3 hükümlerinde belirli hallerde cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiş iken TCK Md. 221/4 ve 5 inci fıkrası hükümlerine ise cezada indirim yapılması gereken etkin pişmanlık halleri düzenlenmiştir.

          Etkin pişmanlığın bazı hallerde ceza verilmesini ortadan kaldırdığını söylemek mümkündür.

Etkin Pişmanlık  (TCK 168) Yargı Karar Örnekleri

*Yargıtay 3. Ceza Dai., Esas : 2023/8474 Karar : 2023/6942 Karar Tarihi :10.10.2023

…Sanık müdafiinin ve Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz taleplerinin reddine, ancak;

1. Sanığın birden çok ilden sorumlu olduğuna dair iddianın tek bir tanık beyanından ibaret olması nedeniyle ispatlanamadığı da gözetilerek Anayasanın 138 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü, 5237 … Kanunun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak, işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşditin derecesinin tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,

2. Sanığın dosyaya yansıyan eylemleri nazara alındığında, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek bu kapsamda örgütteki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve örgüt mensupları ile ilgili örgütsel konum ve faaliyetlerine uygun ifade veren ve anlatımlarda bulunduğu anlaşılan sanık hakkında verdiği bilgiler, bilgilerin niteliği, faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama nazara alınarak 5237 … Kanunun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 3713 … Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca tayin olunan cezada, üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören 5237 … Kanunun 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi gereğince daha makul oranda bir indirim yapılarak ceza tayini gerekirken yazılı şekilde uygulama ile fazla cezaya hükmedilmesi,

Hukuka aykırı bulunmuştur

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/678 Esas, 2022/904 … Kararının 5271 … Kanunun 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,…”

  • Yargıtay 3. Ceza Dai., Esas : 2021/9795 Karar : 2023/4959 Karar Tarihi :11.07.2023

“…Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

I) Sanık … yönünden yapılan incelemede;

Sanığın kolluk aşamasında müdafisi huzurunda verdiği ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaya yönelik olarak … silahlı terör örgütüne katıldığını kabul ederek bildiği örgüt üyelerinden Türkiye’de bulunanlardan üç kişinin ismini verdiği ve örgütteki faaliyetlerinden bahsettiği ayrıca kendisine gösterilen resimlerden … isimli kişiyi teşhis ettiği, sanığın isimlerini verdiği kişiler yönünden … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve sanığın yargılama aşamasında da beyanlarından dönmediği anlaşılmakla; sanığın beyanlarının doğruluk ve faydalılığının denetlenmesi bakımından sanığın verdiği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK’nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,

II) Sanıklar … ve … yönünden yapılan incelemede;

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin \”suç işlemek amacı\” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28)

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Zeytindalı Harekatı esnasında … …/Daşişa’da örgüt terör karargahlarına yönelik 2018 yılında gerçekleştirilen operasyonda isimlerin yazılı olduğu liste ele geçirildiği, dosyada mevcut … İl Emniyet Müdürlüğünün 02.09.2020 tarihli yazısında söz konusu listenin … silahlı terör örgütünün Irak yapılanmasına ilişkin olduğu yönünde istihbari bilgiler elde edildiğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında; İlgili birimlerden bahse konu listenin … silahlı terör örgütü üyelerini gösterip göstermediği hususunun sorulması, listede belirtilen kişiler hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma dosyalarında bahse konu listenin … silahlı terör örgütünün Irak yapılanmasına ilişkin kişileri belirtip belirtmediğine ilişkin herhangi bir beyan olup olmadığının araştırılması, mezkur listede adı bulunan kişilerden hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunanlardan özellikle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaya yönelik ifade verenlere sanıkların fotoğrafları gösterilerek usulüne uygun teşhis işlemlerinin yaptırılması, ayrıca ilgili birimlerden ve UYAPta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankası üzerinden sanıklarla ilgili beyan bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa onaylı suretleri dosyaya getirtilip, gerekirse tanık olarak dinlenilmelerinden sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayini ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

III) Sanık … hakkında yapılan incelemede;

Atılı suçlamayı reddeden sanığın telefonunda bulunan video ve görsellerin başlı başına örgütle organik bağ kurup süreklilik, çeşitlik ve yoğunluk arz eden eylemler içine girdiğini göstermeyeceğinin anlaşılması karşısında; atılı suçu işlediğine yönelik her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA,…”

*Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Esas : 2023/1633 Karar : 2024/607 Karar Tarihi :23.01.2024

“…1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin on birinci fıkrasına göre, hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 230 uncu maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.11.2014 gün, 2013/8-830 Esas ve 2014/502 sayılı kararı uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak açıklanması geri bırakılan karara atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Kabul ve uygulamaya göre de; sanığın, aynı günde yaklaşık 4 dakikalık bir zaman dilimi içerisinde aynı ATM cihazından üç kez peş peşe çekim yapma şeklinde gerçekleşen eyleminde Değişik zamanlarda” koşulu oluşmamasına rağmen, sanık hakkında kurulan hükümde zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Dosya kapsamından, iddianamenin 07.12.2012 tarihinde düzenlendiği, mağdurun 11.12.2012 tarihli dilekçe ile uğradığı zararın tamamen giderildiğini bildirdiği, Mahkemece, 12.12.2012 tarihinde iddianamenin kabulüne karar verilerek kovuşturma işlemlerine başlandığı anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 175 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iddianamenin kabulüyle, kamu davasının açılmış olacağı ve kovuşturma evresinin başlayacağının düzenlenmesi karşısında, mağdurun uğramış olduğu zararın soruşturma evresinde giderildiği gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 168 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde aynı maddenin ikinci fıkrası gereği indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.

4. Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına hükmolunan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına karar verilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2021 tarihli kararına yönelik sanık ve müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,…”

  • Yargıtay 11. Ceza Dai., Esas : 2023/1078 Karar : 2023/3057 Karar Tarihi :24.04.2023

…1. 5237 sayılı Kanunun 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun hükümden önce 24.10.2019 tarihli ve 30928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 26 ncı maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmıştır.

2. 5237 sayılı Kanunun etkin pişmanlık başlıklı 168 inci maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları;

“(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

 …

(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.”

Şeklinde düzenlenmiştir.

3. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; avukat olan sanığın, davalı vekili sıfatıyla Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/432 Esas sayılı dosyası kapsamında takip ettiği tapu iptal ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne, önalım bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmesini mütaeakip, bahse konu karar ile davalı olan katılanın ödemesine hükmedilen harç ve yargılama giderlerine yönelik katılandan 1.200,00 TL aldığı hâlde gereğini yerine getirmediği ve 21.858,92 TL önalım bedelini Beyşehir Mahkemeler veznesinden 23.10.2019 tarihli ve 6276 sayılı reddiyat makbuzu karşılığında tahsil ettiği hâlde, müvekkili olan katılana vermeyerek tamamını uhdesinde tuttuğu, ancak soruşturma aşamasında katılan 20.000,00 TL’nin kendisine ödendiğini, kalan 1.200,00 TL zararının ise halen ödenmediğini belirttiği, böylece sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin kabul edilmesi karşısında; öncelikle 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi, uzlaşmanın sağlanamaması durumunda ise 5237 sayılı Kanunun 168 inci maddesi gereğince, kısmi iade nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına … gösterip göstermediği katılandan sorularak, sonucuna göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,2. Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.04.2022 tarihli ve 2021/265 Esas, 2022/132 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler