Yüklenicinin Ayıp Nedeniyle Sorumluluğu
1)Yüklenicinin Ayıp Nedeniyle Sorumluluğunun Koşulları
a)Genel Olarak
Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca göre eserde olması gereken bazı niteliklerin bulunmamasıdır. Ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması şeklinde tanımlanmaktadır.
Eksik iş ve ayıplı iş birbirinden farklı kavramlar olup, sonuçları da farklıdır. Bu nedenle yapılan eserdeki bildirilen kusurların eksik mi, ayıplı iş mi olduğunun öncelikle belirlenmesi gerekir. Bu belirlendikten sonra tabi olduğu hukuki sonuçların buna göre uygulanması gerekir.
TBK’nun 475. maddesinde ayıp halinde sahibinin hakları gösterilmiştir. Söz konusu maddede sayılan seçimlik hakların yanında iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat hakkının da bulunduğu kabul edilmektedir.
Yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir.
b)Eserin Teslim Edilmiş Olması Gerekir
Eseri tamamlayıp teslim etmek yüklenicinin ana borçlarından biridir. Tamamlanmamış ve teslim edilmemiş eserle ilgili yüklenicinin ayıba karşı sorumlulukları doğmaz. Eserin tesliminden sonra ayıplarla ilgili muayene ve ihbarda bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Buradan yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumluluğu için öncelikle eserin teslim edilmiş olması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Eserin teslim edildiğinin ispatı da yükleniciye aittir.
c)Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması Gerekir
Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Ayıplar açık ve gizli olabileceği gibi maddi ve hukuki ayıp şeklinde de olabilir.
Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır.
Gizli ayıplar ise, basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır.
Maddi ayıplar, açık veya gizli olsun; ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen ancak yapılmamış olması nedeniyle karşı tarafça fark edilen ayıplar da bulunmaktadır. Örneğin projenin onaylatılmaması, iskan belgesinin alınmaması gibi. Maddi ve hukuki ayıplar da açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbarı gereken ayıplardır.
d)Ayıbın İş Sahibinden Kaynaklanmış Olmaması
TBK’nun 476. maddesinde ‘Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz’ şeklinde düzenleme getirilmiştir. Ayıbın iş sahibinden kaynaklanması, onun verdiği talimat veya iş sahibine yüklenebilecek bir nedenden doğmuş olması halinde iş sahibi ayıptan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanamaz.
Ayıbın, iş sahibinin verdiği talimatın uygulanması sonucu ortaya çıkması halinde iş sahibi kusurlu olur. Ancak burada yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu olabilmesi için talimatın doğru olmadığını kanıtlaması gerekir. Ek olarak talimatın yerine getirilmesi halinde eserin ayıplı yapılacağı konusunda iş sahibini açıkça ve sonucunu açıklayarak uyarmış olması ve bunu kanıtlamış olması gerekir.
Yine ayıptan iş sahibine yüklenebilecek herhangi bir sebeple ortaya çıkması halinde de, iş sahibinin verdiği malzemenin iyi cinsten olmaması, gösterdiği arsanın ayıplı olması gibi durumlarda, yüklenici iş sahibini açıkça ve sonuçlarını da ortaya koyacak biçimde uyarmalı, bunu kanıtlaması ve iş sahibinin işin belirtilen yerde, verilen ve temin edilen malzemelerle yapımı konusunda ısrar etmiş olması halinde doğacak ayıptan sorumlu olmaz.
e)Eseri Muayene ve İhbar Yükümlülüğü
TBK’nun 474/1. maddesinde bu yükümlülük ‘İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır’ şeklinde ifade edilmiştir.
Bilindiği gibi açık ayıp, meydana gelen eserde basit bir muayene ile ve çıplak gözle görülüp tespit edilen ayıplardır. Açık ayıplarda iş sahibi, eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre eseri gözden geçirmesi gerekir. Varsa açık ayıpları tespit ve varsa ayıpları uygun süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
Muayene ve gözden geçirmeyi taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin mahkeme aracılığıyla bilirkişi raporu ile tespit ettirip belirleyebilir.
Açık ayıplarda iş sahibi muayene ve ihbar yükümlülüğünü ihmal ederse TBK’nun 472/2. maddesine göre eseri kabul etmiş sayılır. Bu durumda yüklenici açık ayıplarla ilgili sorumluluktan kurtulur.
Gizli ayıp ise, eserde basit bir muayene ile tespit edilemeyen, çıplak gözle görülüp saptanamayan, kullanım sırasında ortaya çıkan veya kullanım sırasında gelişen durum nedeniyle ortaya çıkan ayıplardır. Bu ayıplarla ilgili TBK’nun 474/1maddesindeki makul sürede muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Ancak 474/3. maddesi hükmü gereğince eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmezse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilmek suretiyle gizli ayıplar yönünden de iş sahibine ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin yükleniciye ayıbı ihbar etmek yükümlülüğü getirilmiştir.
Açık ve Gizli Ayıpların İhbar Şekli
TBK da açık ve gizli ayıpların yükleniciye ihbarı şekli ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması ispat kolaylığı sağlar ise de, hukuki işlem değil, maddi vakıa olduğundan eser sözleşmelerinde aksi sözleşmede veya eki şartnamelerde kararlaştırılmamışsa taraflar tacir olsa dahi ayıp ihbarının her türlü delille ve bu arada tanık beyanı ile de ispatlanacağı Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
Ayıbın varlığı ve ihbarı mahkemenin kendiliğinden göz önünde tutacağı bir itiraz niteliğinde değildir. Taraflarca usulünce ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek defi vasfındadır. Bu nedenle taraflarca süresi içinde usulüne uygun ileri sürülmedikçe eserin ayıplı olup-olmadığı, ihbarın süresinde yapılıp-yapılmadığı mahkeme tarafından kendiliğinden gözönünde tutulamaz.
Kural olarak ayıplı imalatta, iş sahibinin açık ayıplar yüzünden muayene ve ihbar, gizli ayıplarla ilgili gecikmeksizin ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak sözleşmede yüklenici yaptığı iş ve meydana getirdiği eserle ilgili ayıplar yönünden garanti vermiş olabilir. Garanti süresince tespit ettiği ayıplarla ilgili iş sahibi ayrıca ihbarda bulunmak zorunda kalmaksızın zamanaşımı süresi içinde ayıptan doğan haklarını kullanabilir.
f)Eserin Açık Ya Da Örtülü Olarak Kabul Edilmemiş Olması
TBK’nun 477. maddesinde; ‘Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder.
İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.
Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır’ denilmiştir.
Eserin teslimi ve kabulü ayrı kavramlardır. Eserin teslimi menkul taşınırın iş sahibine verilmesini ifade eder. Taşınmazlarda ise zilyetliğin devri ya da iş sahibinin onun kullanımına engel olan koşulları ortadan kaldırmasıdır. Taşınır ya da taşınmaz eserlerde teslimle yüklenici işi ifa etmiş olur. Ancak sözleşmeden doğan sorumluluklarından kurtulmuş sayılmaz. Yüklenicinin sorumluluktan kurtulması, teslim edilen eserin açık veya örtülü kabulü ile olur. Gizli ayıplarla ilgili sorumluluk teslimden sonra açık veya örtülü kabule rağmen devam eder. Yüklenicinin gizli ayıplarla ilgili sorumluluğunun ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin kendisine bildirilmesine kadar devam edecek, gizli ayıplarda da gecikmeksizin bildirmeme halinde eser iş sahibince kabul edilmiş sayılacağından yüklenici gizli ayıplardan dolayı olan sorumluluktan da kurtulacaktır.