Ceza yargılamasında istinaf kanun yolunda, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı itiraz edilmektedir.
Kanun yolu, davanın taraflarına yerel mahkeme kararının yeniden incelenmesi, kontrol edilmesi ve gerekiyorsa değiştirilmesi için tanınmış bir başvuru yoludur. Verilecek kararın hak ve adalet ölçülerine uygun olması, gözden kaçan bazı noktalar olabileceği gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın daha sonra başka bir mahkeme veya mahkemeler tarafından gözden geçirilmesi ve incelenmesi hemen hemen her ülkenin hukuk sistemi tarafından benimsenmiştir.
İki Dereceli Yargı Sistemi
Ceza yargılamasında yargı sistemine ilişkin derecelendirmede, bulundukları yere göre mahkemeler ilk derece mahkemeleri ve üst derece mahkemeler olarak ikiye ayrılır. İlk derece mahkemeleri, bir davayı soruşturma ve yargılama yapmak suretiyle, dava konusu kılınan somut olaya kanunları uygulayarak, dava konusu uyuşmazlığı ilk aşamada gören ve davayı karara bağlayan yargı yerleridir.
Ceza yargılamasında ilk derece mahkemelerinin hüküm ve kararlarının, kanun tarafından öngörülmüş bulunan yollara başvuru üzerine, sadece hukuka uygunluk ya da hem hukuka hem de maddi olaylara uygunluk yönünden doğruluğunu denetlemeye yönelik yargı yerlerine ise, üst derece mahkemeleri denilmektedir.
İstinaf ve Temyiz
Yargı sisteminin iki dereceli olduğu ülkelerde, üst derece mahkemesi, genellikle temyiz mahkemesi olup, başvuru yolu da temyiz kanun yoludur. İlk derece mahkemelerinin son kararlarının, sadece hukuka uygunluk bakımından bir üst derece mahkemesince denetlenmesini sağlayan kanun yoluna, “temyiz” denilmektedir. Ülkemizde adli yargı alanında en üst karar mercii Yargıtay’dır. Yargıtay’ın esas görevi, mahkemelerce verilen hükümlerin hukuka uygunluk açısından incelenmesi, kanunların ülkede aynı doğrultuda uygulanması yani içtihat birliğini sağlamasıdır.
Diğer taraftan davalara konu olan olayların ve bunlara ait delillerin bir üst mahkeme tarafından incelenmesi gereği de açıktır. 5235 sayılı Kanun yürürlüğe girinceye kadar yargı sistemimizde bir üst mahkeme(ara mahkeme yani istinaf) yoktu. Bu nedenle ilk derece mahkemelerinin hükümlerini Yargıtay yalnız hukuka uygunluğu bakımından değil, olayların ve delillerin takdiri bakımından da incelemek durumundaydı.
İstinaf mahkemelerinin en önemli işlevi, bir davayı her yönü ile yeniden incelemeleridir. Dolayısıyla bir üst mahkeme olarak istinaf mahkemeleri, davayı sadece hukuki yönü ile almaz. Temyiz mahkemelerinden farklı olarak, sadece hukuka uygunluk açısından denetimle yetinmez; olayı maddi yönüyle de yeniden inceler.
Temyiz; mahkeme tarafından verilen hükmün bir üst mercide kanunun tatbiki bakımından kontrol edilmesidir. İstinafta ise, bu kontrol hem hukuk bakımından hem de vakıa bakımından yapılmaktadır.
Temyiz incelenmesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararında hukuk kuralının yanlış uygulandığı saptanırsa, ilk derece mahkemesi kararı bozulur. Dosya yeniden görüşülmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderilir. İstinafta ise, istinaf mahkemesi, olaya uygulanan hukuk kuralının yanlış olduğunu tespit ederse, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak, kendisi yeniden bir karar ihdas eder.
İstinafta Verilebilecek Kararlar
İstinafta yeniden yargılama yapılması, alt derece mahkemesi yerine geçilerek karar verilmesi, hukukî denetim dışında maddi vakıa denetimi yapılması söz konusudur. Buna göre salt “onama” ya da “bozma” şeklindeki kararlar verilmesi istinafa uygun değildir. Nitekim istinaf mahkemelerinde ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunursa; “onama” değil, “istinaf başvurusunun reddine” karar verilmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yanlış bulunursa, “bozma” değil, “ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak” yeni bir karar verilmesi sağlanmaktadır.
İlk derece ceza mahkemesinin “hüküm” niteliğindeki kararları aleyhine önce istinaf kanun yoluna gidilir. İstinaf kanun yolu aşamasında verilen hüküm tarafları tatmin etmezse, istinaf aşamasından sonra istinaf mahkemesinin verdiği kararın özelliğine göre şartları varsa “Temyiz Kanun Yolu” için Yargıtay’a başvuru yapılabilir.
Ceza davaları için istinaf kanun yolu başvuru şartları Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK md.272-285) düzenlenmiştir. Hukuk Davası İstinaf Kanun Yolu başvuru şartları ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamalarında istinaf başvuru sınırı, istinaf kesinlik sınırı ve temyiz sınırı her yıl yeniden değerlendirme oranında belirlenmektedir.
Ceza yargılamasında ise; kural olarak ilk derece ceza mahkemelerinin son kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir (CMK md. 272/1).
İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak Kararlar
Ceza yargılamasında Kanun istinaf kanun yoluna başvurulamayacak, ilk derece mahkemesinin kesin nitelikte kararlarını CMK 272. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
- 3000 TL dâhil adli para cezasına “mahkumiyet hükümleri” aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Adli para cezası istinaf sınırı, sadece doğrudan hükmedilen adli para cezaları içindir. Hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının miktarı ne olursa olsun, bu kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvuru yapılabilir (CMK md. 272/3-a). Örneğin, tehdit suçu nedeniyle sanığa verilen 5 ay hapis cezası 3000 TL adli para cezasına çevrildiğinde, bu hüküm aleyhine istinaf başvurusu yapılabilir.
- Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan “beraat hükümleri” Bu hükümler aleyhine istinaf yoluna başvurulamaz (CMK md. 272/3-b).
- Özel kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler aleyhine de istinaf kanun yoluna başvurulmaz (CMK md. 272/3-c).
Diğer yandan, 15 yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, istinaf başvurusu yapılmasa bile bölge adliye mahkemesince kendiliğinden incelenir (CMK md. 272/1-2.cümle)
İstinaf İstemi ve Süresi
Ceza yargılamasında istinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine beyanda bulunulması suretiyle yapılır. Beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır.
Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.
Ceza yargılamasında Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler.
Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilirler.
Ceza davaları ile ilgili olarak Ankara Ceza Avukatı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.