Trafik Güvenliğini Kasten Tehlikeye Sokma Suçu (TCK m. 179)

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Mevzuatımızda Nerede Düzenlenmiştir?

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu kişilerin hayat, vücut bütünlükleri ve malvarlığı açısından bir zarar tehlikesi doğmasını önlemek ve kişilerin güvenlik içinde yaşamalarını sağlamak amacıyla ihdas edilmiş bir suçtur. Bu suç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 179. maddesinde düzenlenmiştir.

    Not: Bu madde, kamuoyunda 10 uncu yargı paketi olarak bilinen ve halihazırda mecliste görüşmeleri devam eden kanun teklifi ile değişikliğe uğramakta, cezalar artırılmaktadır.

    Maddenin mevcut metni;

    “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

    Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.

    (2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.[69]

    (3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” şeklindedir.

    Maddenin mevcut gerekçesi aşağıdaki şekildedir;

    “MADDE 179.– Madde metninde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu tanımlanmıştır.

    Birinci fıkrada tanımlanan suç, kara, deniz, hava veya demiryolu ula­şımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiş­tirerek, kullanılamaz hâle getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olunması ile oluşur.

    İkinci fıkrada ise, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşa­bilmesi için, aracın, tehlikeli bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerekir. Ara­cın sevk ve idaresinin salt trafik düzenine aykırılığı bu suçun oluşumuna neden olmayacaktır. Bu suçun oluşabilmesi için, aracın trafik düzenine ay­kırı olarak ve ayrıca kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından tehli­keli olabilecek şekilde kullanılması gerekir. Bu suç ayrıca, trafik güvenliği için öngörülmüş bakım ve onarımlar yapılmadan aracın trafiğe çıkarılması hâlinde de işlenebilir. Ancak bunun için ayrıca, gerekli bakım ve onarımı yapılmamış aracın trafiğe çıkarılması suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından bir tehlikeye neden olunması gerekir. Bu bakımdan söz konusu suç, somut tehlike suçu niteliği taşımaktadır.

    Maddenin üçüncü fıkrasında, alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanan kişinin cezalandırılması öngörülmüş­tür. Bu bakımdan, örneğin, uzun süre araç kullanmak dolayısıyla yorgun ve uykusuz olan kişilerin araç kullanmaya devam etmesi hâlinde de bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir. “

    Trafik güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması bir genel tehlike suçudur. Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında somut tehlike arandığından somut tehlike suçu, üçüncü fıkrasında ise soyut tehlike olarak düzenlenmiştir.

    Bu suç trafikle ilgili kamu düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla ihdas edilmiştir. Ulaşım araçlarının ve kişilerin emniyetli biçimde seyahat etmeleri sağlanmak istenilmiştir. Zira trafik güvenliğini tehlikeye sokan hareketler hem trafikteki hem de etraftaki insanların ve eşyaların zarar görmesine neden olabilmektedir.

    Onuncu yargı paketi ile öngörülen değişikliğin gerekçesi:

    Maddeyle, 5237 sayılı Kanunun 179 uncu maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Ülkemizde trafik kazaları birçok kişinin ölümüne veya yaralanmasına yol açmakta; aynı zamanda ciddi ekonomik zararları da beraberinde getirmektedir. Ayrıca, nüfus ve araç sayısına bağlı olarak artan ulaşım yoğunluğu sebebiyle kaza ve kayıplar her geçen gün artmaktadır. Trafik terörü ile mücadelenin birçok farklı yöntemle yapılması mümkündür. Bilimsel araştırmalara göre bunlar; yaptırımın caydırıcılığı, toplumun sürekli bilinçlendirilmesi ile denetimlerin etkinliği ve görünürlüğü gibi faktörlerdir. Hukuki bir yararın korunmasının son aşaması, ihlâlin ceza hukuku yaptırımına bağlanması şeklinde gerçekleşmektedir. İdari yaptırımların uygulanması suretiyle haksızlık içeriği karşılanamayan bazı fiiller cezai yaptırıma bağlanarak trafik güvenliğinin sağlanmasına dair kamusal yarar en üst düzeyde himaye edilmek istenmektedir. Bu kapsamda düzenlemeyle, trafik güvenliğinin tesisine katkı sağlaması amacıyla maddenin sıklıkla ihlal edilen ikinci fıkrasında yer alan hapis cezasının alt sınırı artırılmaktadır. Ayrıca maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişiye verilecek ceza müstakil olarak belirlenmekte ve suçla daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla suçun cezası artırılmaktadır.

    Onuncu yargı paketi ile öngörülen değişiklik teklifi:

    MADDE 13- 5237 sayılı Kanunun 179 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “üç aydan” ibaresi “dört aydan” ve üçüncü fıkrasında yer alan “yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” ibaresi “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde değiştirilmiştir.

    Suçun Maddi  Ve Manevi Unsurları Nelerdir?

    a-TCK m. 179/1. Fıkrasında Düzenlenen Ulaşıma İlişkin İşaretlere Veya İşletim Sistemine Müdahale Etmek Suçu:

     Bu suç seçimlik hareketli bur suçtur. Bu hareketler;

    *kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güvenli şekilde akışını sağlamak amacıyla konulan işaretleri; değiştirmek, kullanılamaz hale getirmek, konulduğu yerden kaldırmak,

    *yanlış işaretler vermek,

    *geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koymak,

    *teknik işletim sistemine müdahale etmektir.

    TCK m. 179/1’de düzenlenen suç somut tehlike suçu olduğundan, suçun oluşması için yukarıda sayılan hareketlerin yapılması tek başına yeterli değildir. Bu hareketlerden birinin icrası sonucu somut bir tehlikenin doğmuş olması da gerekir. Karayollarında trafik işaretleri 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre konulur. Her olay açısından eylemin somut bir tehlikeye neden olup olmadığı ayrıntılı olarak incelenip değerlendirilmelidir.

    Bu suçun manevi unsuru genel kast olup, failin, trafik işaretlerine yönelik hareketlerini icra ettiğinde tehlikenin oluşacağı bilinç ve iradesinde olması ile kast unsuru gerçekleşmiş olacaktır.

    b- TCK m. 179/2. Fıkrasında Düzenlenen  Ulaşım Araçlarını Tehlikeli Olabilecek Şekilde Sevk Ve İdare Etme Suçu

    Bu suçun hareket unsuru kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını; kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etmektir. Suçun oluşabilmesi için aracın sevk ve idare edilmesi şarttır. Bundan söz edilebilmesi için ise aracın harekete geçirilmiş olması gerekir. Bu nedenle daha hareket ettirilmemiş bir aracın sevk idaresinden söz edilemez. Kişinin sürücü koltuğuna oturmuş olması, araç hareket ettirilmediği müddetçe bir anlam taşımaz. Suç aracın sevk ve idaresi yani hareket ettirilmesi ve bu hareketin yani sevk ve idarenin, tehlikeli olabilecek bir boyuta ulaştığı anda tamamlanır.  Bu suç serbest hareketli bir suçtur zira çeşitli davranışlarla tehlikeli şekilde sevk ve idare gündeme gelebilir. Tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idareyi oluşturan hareketin icrası ile suç oluştuğundan bu suç bir sırf hareket suçudur.

    Araçların kara, deniz, hava ve demiryolu trafiğinde kullanılmalarına ilişkin mevzuatta yer alan kurallara aykırı hareket edilmesi halinde zaman zaman trafik güvenliğini tehlikeye sokma sonucu doğar. Örneğin kırmız ışıkta geçmek gibi. Ancak peşin yargı ile, her kural ihlali muhakkak kişiler için somut tehlikeye neden olur denemez. Tehlikeye neden olma hali her somut olay için ayrıca değerlendirilmelidir. TCK m. 179/2’de düzenlenen suç tipi somut tehlike suçu olduğunda, somut olarak bir tehlike doğmadığında bu suç oluşmayacaktır.

    Yargıtay güncel içtihatlarında bilinçli taksir hallerinin aynı zamanda TCK m. 179/2. madde kapsamında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğunu da kabul etmektedir.

    TCK m. 179/2’deki suç tipi ayrıca, trafik güvenliği için öngörülmüş bakım ve onarımlar yapılmadan aracın trafiğe çıkarılması hâlinde de işlenebilir. Ancak bunun için ayrıca, gerekli bakım ve onarımı yapılmamış aracın trafiğe çıkarılması suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından bir tehlikeye neden olunması gerekir. Bu suçun niteliği gereği somut tehlike aransa da, somut olayda muhakkak çok sayıda kişinin tehlikeye düşmesi zorunlu değildir. Eylem potansiyel tehlikeyi doğurmasına rağmen o anda belirli bir kişi ya da kişilere yönelik bir tehlike meydana gelmese de, somut tehlike ögesinin var olduğu kabul edilmelidir. Mesela kavşağa aşırı hızla girmek o anda etrafta kimse olmasa da bu suçun oluşmasına neden olur. Zira somut tehlike hareketin kendisinden kaynaklanmaktadır.

    Failin sürücü belgesiz araç kullanması, TCK m. 179/2’deki suçun oluşumu için tek başına yeterli değildir. Bunun için failin somut tehlike doğuran bir hareketinin bulunması, yaşı, kullandığı aracın niteliği gereği bu araca hakimiyet sağlayıp sağlayamadığı gibi hususların değerlendirilmesi ve sonucuna göre suçun oluşup oluşmadığının tespiti gerekir.

    Suçun manevi unsuru kasttır. Bu suç doğrudan ya da dolaylı kastla işlenebilir. Su kasten işlenebilen bir suç olduğundan failin özensiz ve dikkatsiz davranışlarının tehlikeye sebep olması halinde manevi unsur oluşmayacağından suç oluşmayacaktır.

    c. TCK m. 179/3’te Düzenlenen Alkol Veya Uyuşturucu Madde Etkisiyle Ya Da Başka Bir Nedenle Emniyetli Bir Şekilde Araç Sevk Ve İdare Edemeyecek Halde Olmasına Rağmen Araç Kullanmak:

    Bu suçun hareket ögesi, alkol ve uyuşturucu madde tesiri nedeniyle güvenli şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde bulunan kimsenin araç kullanmasıdır. Suçun oluşması için somut bir tehlikenin varlığı aranmadığından bu suç bir soyut tehlike suçudur. Bu nedenle hareketin icrası ile suç oluşacaktır. Kişilerin hayatı, sağlığı yahut mal varlığı bakımından bir zarar tehlikesine neden olunmasına gerek yoktur.  Bu suç da kara, deniz, hava ya da demiryolu araçları ile işlenir.

    Alkollü ya da uyuşturucu madde etkisinde araç kullanma aynı zamanda 2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde de düzenlenmiştir ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında idari yaptırım gerektiren bir kabahat niteliğindedir. 5326 sayılı yasanın 15/3. maddesine göre fiilin hem kabahat hem de suç oluşturması halinde sadece suçtan dolayı ceza verileceğinden, eylemin her iki yasaya aykırılık teşkil ettiği hallerde yalnızca TCK m. 179/3. madde uyarınca işlem yapılacaktır.

    Uyuşturucu, uyarıcı veya keyif verici maddeler kişinin güvenli araç kullanması yetisini olumsuz etkiler. Bu maddelerin etkisi altında olan kişi konsantre olamaz; kendisini ve çevresini kavrayamaz; kişide  uyuşukluk  gelişir; kişinin reaksiyon yeteneği azalır. Uyuşturucu maddenin tespitine ilişkin esaslar KTK Yönetmeliğinin 97/a maddesinde düzenlenmiştir.

    Salt belirli bir oranda alkol alıp araç kullanma eylemi 2918 sayılı Yasanın 48. maddesi uyarınca idari yaptırım gerektirirken, TCK m. 179/3’teki suçun oluşması için güvenli şekilde araç sevk ve idare etme yetisinin de yitirilmiş olması gerekir. Başka bir ifade ile suçun oluşması için alkol ve uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmak yeterli olmayıp, aynı zamanda failin alkol ya da uyuşturucu madde etkisi nedeniyle emniyetli biçimde araç sevk ve idare edemeyecek hale gelmiş olması gerekir. Maddede hangi miktardaki alkolün güvenli araç kullanılamayacak hale getirdiğine dair bir belirleme yapılmamıştır. Bu durum kişinin sağlık ve bedensel özelliklerine göre kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Bu nedenle belirlemelerin somut olayın özelliklerine göre yapılması gerekir. Alkol oranın ölçümünde kan, nefes, idrar bazlı ölçümler yapılmaktadır.

    24/05/2013 tarihli 6487 sayılı kanunla değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/6 hükmüne göre “Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” .Dolayısıyla alkol oranı 1.00 promil üzerinde olan sürücüler açısından bu suç oluşacaktır. Yargıtay 12. Ceza Dairesi de güncel kararlarında Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinin görüşleri doğrultusunda faildeki alkol oranının 1.00 promilden fazla olması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğini ve TCK m. 179/3’teki suçun oluştuğunu kabul etmektedir. Ancak bu oran suçun oluşması için bir altı sınır olmayıp, 1.00 promili aşan kişilerin güvenli sürüş kabiliyetini yitirdiğinin ön kabulüdür. 1.00 promilin altında oranda alkollü olup da güvenli sürüş yeteneğini kaybeden kişiler de olabilir ve bu halde de somut olayın özelliklerine göre TCK m. 179/3’te düzenlenen suç oluşabilecektir.

    Bu suçun manevi unsuru genel kasttır, özel kast aranmaz ve bu suç taksirle işlenemez.

    Suçun Faili Ve Mağduru Kimlerdir?

    TCK m. 179/1. fıkrada düzenlenen suçun faili herkes olabilir. Bu kişi ulaşıl aracını kullanan bir kimse olabileceği gibi trafikteki bir yaya da olabilir. TCK m.179/2 ve 3. fıkralarında düzenlenen suçların faili ise ulaşım araçlarını sevk ve idare kimseler olabilir.

    Bu suçun mağduru tehlike altında kalan toplum ve bireylerdir.

    Suçun Takibi Şikayete Bağlı Mıdır ve Suç İçin Uzlaşma Hükümleri Uygulanır Mı?

    TCK m. 179’da düzenlenen bu suçun takibi şikayete bağlı değildir ve re’sen soruşturulup kovuşturulur. Bu nedenle ön ödeme ve uzlaşmaya da tabi değildir.

    Suçu Kovuşturmayla Görevli Mahkeme Neresidir?

    TCK m. 179’da düzenlenen trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokulması suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

    Suçun Yaptırımı Nedir?

    *179. maddenin 1.fıkrası söz konusu olduğunda verilecek ceza bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasıdır.

    *179. maddenin 2. fıkrası söz konusu olduğunda üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Cezanın alt sınırı bir ay iken, 02/12/2016 tarihli R.G.’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 s.k. ile yapılan değişiklikle üç aya çıkarıldığından, bu tarihten önce işlenen suçlarda alt sınır bir ay olarak hesaba alınmalıdır. Onuncu yargı paketinin görüşmeleri mecliste devam etmektedir. Buna göre cezanın alt sınırı 4 aya çıkarılmaktadır.

    *179. maddenin 3. fıkrası söz konusu olduğunda üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Cezanın alt sınırı bir ay iken, 02/12/2016 tarihli R.G.’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 s.k. ile yapılan değişiklikle üç aya çıkarıldığından, bu tarihten önce işlenen suçlarda alt sınır bir ay olarak hesaba alınmalıdır. Onuncu yargı paketine göre cezanın alt sınırı 6 aya çıkarılmaktadır. Teklifin görüşmeleri mecliste devam etmektedir.

    Suçun Tabi Olduğu Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

    Trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır.

    TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA  SUÇUNDA YARGITAY UYGULAMASI

    54 promil alkollü olduğu halde araç sevk ve idare ederken, almış olduğu alkolün etkisiyle tek taraflı kazaya sebebiyet vermek şeklindeki eylemi TCK m. 179/3’te düzenlenen suçu oluşturur.

    İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; 0,54 promil alkollü vaziyette araç kullanmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin yapılan yargılamada sanığın almış olduğu alkol miktarının sanığın emniyetli şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği ve trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçunu oluşturduğuna ilişkin iddia dışında delil bulunmadığı ve suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın 5271 sayılı CMK’nun 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, olay tarihinde sanığın 54 promil alkollü olduğu halde araç sevk ve idare ederken, almış olduğu alkolün etkisiyle tek taraflı kazaya sebebiyet vermek suretiyle üzerine atılı suçun unsurlarının gerçekleştiği, sanığın suçu inkar şeklindeki savunmasının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik olarak kabul edildiği, bu sebeple savunmasına itibar edilmeyerek, sanığın eylemine uyan TCK’nın 179/3, 62/1, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek, sanığın sabıkasız oluşu, kişilik özellikleri ile yargılama sürecindeki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.  ( Y 12. CD 16.04.2025 T,  2025/591 E.,  2025/3949 K.)

    TCK m. 179/3-2 maddesi nedeniyle yürütülen kovuşturmada basit yargılama usulü hükümlerinin değerlendirilmesi gerekir

    Mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; olay günü saat 22:05 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken trafik ekiplerince durdurulduğu ve yapılan alkol ölçümünde 2,30 promil alkollü olduğunun belirlendiği olayda; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 179/3-2. Maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkûmiyetine ilişkin verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.10.2022 tarihli ilâmıyla; basit yargılama usulü hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmesine üzerine, mahkemece sanık hakkında basit yargılama usulü hükümlerinin uygulanması yönünde karar verilerek trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 179/3-2, 62/1, 53/1-3, 58 ile 5271 sayılı CMK’nın 251/3. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın itirazı üzerine Mahkemece genel hükümler uyarınca yargılama yapılarak sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 179/3-2, 62/1, 53/1-3, 58. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Usul ve yasaya uygun olan karar onanmalıdır. ( Y 12. CD, 21.04.2025 T, 2024/2684 E.,  2025/4098 K.)

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    İlginizi çekebilecek makaleler