Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Müteselsil Sorumluluk Nedir?

“6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu

          2. Müteselsil sorumluluk

          a. Dış ilişkide

          MADDE 61- Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.

          b. İç ilişkide

          MADDE 62- Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.

          A. Müteselsil borçluluk

          I. Doğuşu

          MADDE 162- Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar.         

          Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar.

          II. Dış ilişki

          1. Hükümleri

          a. Borçluların sorumluluğu

          MADDE 163- Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.”

Bazı hallerde hem alacaklı hem de borçlu taraf, birden fazla kişiden oluşabilir ve aralarındaki ilişki ve alacaklının alacağını talebinde borçlu tarafların sorumluluğu müteselsil sorumluluk olarak düzenlenmiştir. Zincirleme bir şekilde bütün borçluların alacaklıya karşı borcun ifasından sorumlu tutulmasına müteselsil sorumluluk denilmektedir.

          Müteselsil borçluluk, alacaklının istediği borçludan borcun tamamının ifasını talep edebildiği, her bir borçlunun da alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu bir borç ilişkisini tanımlamaktadır. Bir alacaklı ile birden çok borçlu arasında mevcut olan ve borç ifa edilene kadar borçluların borcun tamamından sorumlu olduğu borç ilişkisidir. Borç, bir kere ifa edilmekle son bulur.

          Müteselsil borcun kaynağı olarak hukuki işlemler ve kanun hükmünün gerekli kıldığı haller kabul edilmiştir (TBK. m. 162). Buna göre birden çok borçlu, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğunu bildirirse aralarında müteselsil borç doğar (TBK. m. 162/I). Bunun dışında ancak kanunda öngörülen haller bu tür borcu doğurur (TBK. m. 162/II). Görüldüğü üzere müteselsil borç, birden çok borçlunun bulunduğu her borç ilişkisinde kendiliğinden doğmamaktadır.

          Zincirleme sorumluluk ilişkisinde teselsülün kaynağı sorumluluğu da tayin etmektedir. Zincirleme şekilde sorumluluk belirli hallere münhasır olarak kanundan ya da hukuki ilişkide belirlenen sorumluluktan doğabilir.

          Müteselsil borcun, alacaklı ile borçlular arasındaki ilişki (dış ilişki) ve borçluların kendi aralarındaki ilişki (iç ilişki) olmak üzere iki yönü vardır. Bunlardan önce dış ilişki ortaya çıkar ve onun sonuçlarına göre iç ilişki şekillenir.

 Müteselsil Sorumluluk Şartları Nelerdir?

Müteselsil sorumluluk hukuki ilişkiden ya da kanundan doğan bir sorumluluk şeklidir. Bazı koşullarda söz konusu olur:

          * Müteselsil sorumluluk, hem maddi zararın hem de manevi zararın tazmininde geçerlidir. Birden çok kişinin haksız fiilde bulunması halinde müteselsilen sorumlu olacaklarını öngören TBK Md. 61 vd. hükmü de, kanunen düzenlenmiş müteselsil borçluluk durumlarından birisini ifade etmektedir.

          * Birden çok kişinin bir zarardan sorumlu tutulabilmesi için bu zararın tek ve aynı zarar olması gerekir. Borç aynı sebepler kaynaklı doğmalıdır.

          * Kanundan doğan sorumlulukta haksız fiil sorumluluğu, mirasçıların miras bırakanın borçlarına ilişkin sorumlulukları, aile birliğinde eşlerin üçüncü kişilere karşı sorumluluğu bu kapsamdadır.

          *Birlikte sorumlu tutulmaya dair bir Sözleşme ilişkisi ya da ticari bir sorumluluk ya da kanundan kaynaklanan bir sorumluluk söz konusu olmalıdır.

 Müteselsil Sorumluluk Hangi Durumlarda Uygulanır?

          Tarafların iradeleri ile bunu kararlaştırmış olmaları veya kanunun bu hususu düzenlemiş olması gerekmektedir.

          Hukuki işlemden doğan müteselsil borçlarda kural kısmi sorumluluktur. Birden fazla borçlu aynı borçtan birlikte sorumlu olduklarını kabul etmedikçe aralarında kısmi sorumluluk bulunur.

          Zincirleme bir şekilde bütün borçluların borcun tamamından sorumlu olması borcun kaynağı olan fiil veya duruma bağlıdır ve bu kapsamda kişilerin borcun ne kadarından ve ne oranda sorumlu tutulacakları belirlenmesi gereken temel sorundur. TBK’da yer alan zincirleme sorumluluğa dair hükümlerin alacaklının en kısa sürede hakkına ulaşmasının sağlamaya dönük olduğu da görülmektedir.

 Müteselsil Sorumlulukta Borçluların Hak ve Yükümlülükleri Nelerdir?

          * Borcun tek bir borçlu tarafından tamamen ifasıyla borçtan sorumluluk sona erer. Bu durum bütün borçlular bakımından geçerlidir.

          * Alacaklı müteselsil sorumlulukta borçulardan herhangi birinden borcun ifasını isteyebilir. Bunu takdir hakkı alacaklıdadır. Alacaklı bu yönüyle borcu talep etmek bakımından kime gideceğini kendisi belirlemek hakkını haizdir. Kanunda buna dair bir sınırlama yapılmamıştır.

          *Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder. Zarar tamamen tazmin edilmedikçe borçluların sorumluluğu devam eder. Zararın tazminiyle ilgili borçluların kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmalar da alacaklıyı bağlamaz.

          *Borçlularda her biri borcu ifa etmiş olmakla birlikte, iç ilişki kapsamında borcun sorumlu olduğundan fazlasını ifa etmek bakımından diğer borçlulara rücu etmeye hak kazanır. TBK Md. 167’de bu konu düzenlenmiştir. Kişi ortaya çıkan zarar veya var olan borç ilişkisi bakımından kusuruna göre verdiği zarardan veya gerçekleşen hukuki ilişkiye dair esasen kendisine yüklenen borcu ifa etmekten sorumludur. Ancak bu borçlular arasındaki bir iç ilişkidir ve alacaklı bakımından hukuki bir değeri bulunmamaktadır.

          * Tazminatın ödenmesi bakımından rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Tazminatın ödenmesi kendisinden istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır (TBK Md. 73).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler