5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 237/1. maddesine göre mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler. Bu nedenle mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlunun belirlenmesi kamu davasına katılma hakkı yönünden büyük önem taşır.
Mağdur, haksızlığa uğrayan, kendisine karşı işlenen suçtan dolayı doğrudan ve her zaman zarar gören, suç fiilinin kendisine karşı işlendiği kişidir.
Suçtan zarar gören, adı üzerinde suçtan doğrudan doğruya zarar gören kimse olmakla birlikte her zaman suçun mağduru olmayabilir. Mesela bir yaralama suçunun mağduru bir çocuk ise velisi suçtan zarar gören olacaktır. Yargıtay uygulamasına göre suçtan zarar görme doğrudan zararları kapsayıp, dolaylı ve muhtemel zararları kapsamamaktadır.
Malen sorumlu; kovuşturma konusu işin hükümle sonuçlanması ve kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir. (CMK) m. 2 ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği m. 4)
Mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlunun kim olduğu bazen dosyadan, bazen suç tipinden bazen de kanundan anlaşılabilir.
Bu konuda Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20/09/2023 tarih, 2023/143 E- 2023/455 K sayılı ilamı şu şekildedir;
“Malen sorumlu; yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddi ve mali sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir.
Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü’nde; “haksızlığa uğramış kişi” olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde suçun maddi unsurları arasında yer alan mağdur, ancak gerçek bir kişi olabilecek, tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de bunlar mağdur olamayacaklardır. Suçtan zarar gören ile mağdur kavramları da aynı şeyi ifade etmemektedir. Mağdur suçun işlenmesiyle her zaman zarar görmekte ise de suçtan zarar gören kişi her zaman suçun mağduru olmayabilir. Bazı suçlarda mağdur belli bir kişi olmayıp; toplumu oluşturan herkes (geniş anlamda mağdur) olabilecektir (M. Emin Artuk-Ahmet Gökcen–M. Emin Alşahin–Kerim Çakır, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2017, s. 305; İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s. 214-217; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s. 106-107; … Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 6. Cilt, Ankara, 2010, s. 7702-7703).
Suçtan zarar görme kavramı gerek CGK gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hâli olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim bu husus, CGK’nın 12.06.2018 tarihli ve 1190-274 sayılı, 03.07.2018 tarihli ve 1191-328 sayılı, 08.11.2016 tarihli ve 830-412 sayılı, 03.05.2011 tarihli ve 155–80 sayılı, 04.07.2006 tarihli ve 127–180 sayılı, 22.10.2002 tarihli ve 234–366 sayılı, 11.04.2000 tarihli ve 65–69 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez.” şeklinde açıkça ifade edilmiştir.”
Mağdur Kimdir, Suçtan Zarar Gören İle Farkı Nedir?
Mağdur suçtan doğrudan doğruya her zaman zarar gören, suç fiilinin kendisine karşı işlendiği kişidir. Bir başka ifade ile mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde suçun maddi unsurları arasında yer alan mağdur, ancak gerçek bir kişi olabilecek, tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de bunlar mağdur olamayacaklardır.
Suçtan zarar gören ise suç fiilinden doğrudan olarak zarar gören kişi olmakla birlikte her zaman suçun kendisine karşı işlendiği kişi olmayabilir. Örneğin imar kirliliği suçunda mağdur toplum iken, suçtan zarar gören ilgili belediyedir. Suçtan zarar görme kavramı gerek CGK gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hâli olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir.
Mağdurun İfadesi Olmadan Dava Açılabilir Mi?
Ceza soruşturmasında genellikle mağdurun ifadesi alınmadan kamu davası açılmaz. Ancak mağdura ulaşılamaması ya da örneğin sağlık durumu nedeniyle mağdurun ifade verecek durumda bulunmaması gibi zorunlu hallerde mağdurun ifadesi alınmadan da dava açılabilecektir. Mağdur CMK’nın 33. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir. Bu hususta yapılacak çağrı ve zorla getirme bakımından tanıklara ilişkin hükümler uygulanır. Yani çağrıldığı halde ifade vermeye yahut sorguya gelmeyen mağdur hakkında zorla getirme kararı verilir.
Malen Sorumlu Ne Demektir, Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere malen sorumlu; suçun icra hareketlerini gerçekleştirmediği halde, kovuşturma konusu işin hükümle sonuçlanması ve kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak olan gerçek ya da tüzel kişidir. ( CMK m. 2 ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği m. 4 ) Başka bir ifade ile malen sorumlu, bir suç nedeniyle oluşan zararın tazmininin talep edilebildiği kişidir.
Ceza yargılaması yönünden kişinin malen sorumlu olup olmadığının tespiti sadece bu kişinin katılma hakkı bulunup bulunmadığının belirlenmesinde önemlidir. Başka bir deyişle ceza mahkemesinin suç dolayısıyla uğranan zararı malen sorumludan özel hukuk anlamında tazmin etmesi mümkün değildir.
Sanığın mahkûmiyetiyle birlikte malen sorumlunun tazmin sorumluluğu doğacağından, suçtan zarar görenin aksine sanığın cezalandırılmaması malen sorumlunun yararınadır. Bu nedenle malen sorumlu savcının değil menfaatlerinin aynı yönde olduğu sanığın yanında davaya katılır.
Malen sorumlunun davaya katılabilmesi için gerçek ya da tüzel kişi olması ve bir kamu davasının bulunması şarttır.
Bilhassa kusursuz sorumluluk hallerinde, sigorta sözleşmelerinde ve sair durumlarda malen sorumluluk gündeme gelebilir.
Malen Sorumlunun Hukuki Sorumluluğu Neyi Kapsar?
Malen sorumlunun hukuki sorumluluğu, kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün maddi ve mali sonuçlarını kapsar. Üçüncü kişinin vermiş olduğu zararın malen sorumludan tazmin edilmesi için ilgili dava hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Ceza yargılaması açısından ise ilgili kişinin malen sorumlu sıfatına sahip olup olmadığı, yalnızca bu kişinin katılma hakkı bulunup bulunmadığının tespiti açısından önemlidir
Suçtan Zarar Görenin Maddi Tazminat Talep Hakkı Var Mıdır?
Suçtan zarar görenin uğradığı maddi ve manevi zararlarını talep etme hakkı vardır. Bunun için hukuk mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açmalıdır. Şahsi hak davası kaldırıldığından, ceza mahkemelerinin maddi-manevi tazminat konusunda karar verme görev ve yetkisi yoktur.
Malen Sorumlu Kimlere Karşı Dava Açabilir?
Malen sorumlu kesinleşen ceza mahkumiyeti nedeniyle sorumlu tutulduğu maddi ve mali sonuçlar nedeniyle uğradığı zararın tazmini için sanığa özel hukuk mahkemelerinde tazminat davası açabilir.