Fiili ayrılık veya eylemli ayrılık nedeniyle boşanma, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır. Eşlerden birinin istemiyle bu sebebe dayalı olarak boşanmaya karar verilir.
Fiili ayrılık nedeniyle boşanmada nitelik itibarıyla, eşlerin evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanmaları söz konusudur. Ancak, eşlerin önceki boşanma davası reddedilmiş ve eşler öngörülen zaman diliminde tekrar eş olamamışlarsa eşler salt bu sebeple boşanmalıdırlar.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için,
- Eşler arasında bir boşanma davası süreci yaşanmış olmalı,
- Önceki boşanma davası reddedilmiş ve eşler boşanamamış olmalı,
- Ret kararı kesinleşmiş olmalı,
- Reddedilen dava Türk Medeni Kanununda düzenlenen boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanıyor olmalı,
- Üç yıllık süre tamamlanmış olmalı,
- Üç yıllık zaman diliminde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamış olmalı
Şüphesiz reddin kesinleşmesi temyiz incelemesi veya feragat sonucu gerçekleşmiş olabilir. Bunun zamanın işlemeye başlaması açısından önemi yoktur. Feragat açısından o tarihte kesin hüküm sonucu doğacağından feragat tarihi itibarıyla üç yıllık süre işlemeye başlar.
Eşlerin herhangi bir davaya konu olmadan yıllarca ayrı yaşıyor olmaları fiili ayrılık nedeniyle boşanma gerekçesi olmaz. Böyle bir durum ancak birlikte yaşamak yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle MK 166/1’e konu bir dava olabilir. MK 166/1 şu şekildedir: “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
Aile ve boşanma davaları bir hak kaybına uğramama adına titizlikle takip edilmesi gereken davalardır. Bu konuda uzman bir boşanma avukatı olan Av. Elif Nurbanu Or’dan destek almanız yararınıza olacaktır.
Kanunda eşlerden birinin istemi üzerine fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilir denilmekle her iki eşin dava açabileceği belirtilmektedir.
Önceki karar taraflara tebliğ edilmiş ve taraflarca kanun yolları kullanılarak veya kullanılmadan usul hukuku anlamında kesinleşme sağlanmış olmalıdır. Bu süre kesinleşmeden sonra işlemeye başlar. Bu üç yıllık zaman diliminde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamış, fiili ayrılık devam etmiş olmalıdır. Ortak hayattan maksat eş hayatı ve dolayısıyla cinsel beraberliktir. Bu mahiyette olmayan ve geçici nitelikte olan bir araya gelmeler üç yıllık sürenin işlemeye başlamasını kesmez.
Eşler arasında birden fazla reddedilmiş boşanma davası varsa ilk davanın reddedilme tarihi üç-yıllık sürenin işlemeye başlama tarihi olarak kabul edilmelidir. Zira sonraki dava da tarafların arasındaki süregelen çekişmeye işaret eder ve bu dava ayrı yaşadıklarının delili olarak düşünülmelidir.
Aile ve Boşanma davaları ile ilgili Makalelerimizie https://or.av.tr/faaliyet-alanlari/ankara-bosanma-avukati-aile-ve-bosanma-davalari/ adresinden ulaşabilirsiniz.