Evlilik İzni Nedir?

Evlilik izni çalışanların evlenmesi halinde işverence verilen bir izindir. Çalışanlar için de bir sosyal haktır. Evlilik izni sayesinde çalışanlar evlilik ve düğün hazırlıkları ile ilgilenme fırsatı bulurlar.

Evlilik izninin kullanılabilmesi için çalışanın evlilik durumunu gösteren belgeleri işverene sunmalı ve bu şekilde evlilik izni talebinde bulunmalıdır. Bu iznin talep edilebilmesi için evlilik tarihinin belirlenmiş olması gerekir.

Evlilik İzni Kaç Gündür?

4857 sayılı İş Kanunu ek madde 2’de bu kanun kapsamında çalışanlar için mazeret izni düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir;

“Mazeret izni

 Ek Madde 2- İşçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verilir.”

Madde metninde açıkça belirlendiği üzere özel sektörde çalışan işçilere mazeret izni olarak 3 günlük evlilik izni hakkı tanınmıştır. Bu süre asgari süre olup işveren ile yapılacak sözleşmeler ile uzatılması mümkündür. Evlilik izni mazeret izni olduğundan yıllık izinden düşülemez ve evlilik izninde geçen zaman da çalışma süresine dâhildir. Ücretli izin kapsamında yer alan bu hak ile çalışanlar maddi bir kayba uğramadan evlilik izni hakkını kullanabilir.

Evlilik izni kanunda gün olarak belirlenmiştir. Ancak uygulamada bazı işverenler bunu iş günü olarak kabul ederken bazı işverenler iş günü olarak kabul etmemekte ve hafta sonlarına ya da resmi tatillere denk gelen evlilik izin sürelerini evlilik izni süresinden düşmemektedir. Bu nedenle evlilik izninin hafta sonu ya da resmi tatil günlerine denk gelememesine işverenin yaklaşımına göre dikkat etmekte fayda vardır.

Kamu Çalışanları İçin Evlilik İzni Süresi Kaç Gündür?

Kamu çalışanları için evlilik izni süresi özel sektör çalışanlardan farklıdır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 104/B maddesi uyarınca kendisinin veya çocuğunun evlenmesi halinde memura 7 gün evlilik izni verilir.

Evlilik İzni Yasal Haklar Kapsamında Mı Yer Alır?

Evlilik izni çalışanlar için sosyal bir haktır ve hem 4857 sayılı İş Kanunu ek madde 2’de hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.104/B’de düzenlenmekle yasal bir haklar kapsamında yer alır.

Evlilik İzni Ücretli Mi Yoksa Ücretsiz Mi?

4857 sayılı İş Kanunu’nun ek madde 2’de açıkça belirtildiği üzere evlilik izni ücretli bir izindir. Başka bir ifade ile evlilik izni kullanılması nedeniyle çalışanların ücretinden kesinti yapılamaz ve kıdeme esas çalışma süresinden de düşülemez.

EVLİLİK İZNİ İLE İLGİLİ YARGITAY UYGULAMALARI

Evlilik izni kullanıldığına dair belgenin mahkemece değerlendirilmesi gerekir

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin haklı nedenle fesh edildiği hususunun davalı tarafça ispatlanamadığı buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gibi fazla çalışma ve evlilik izni ücreti alacakları olduğu ancak yıllık izinlerini kullandığından buna yönelik talebin reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

 Davacı taraf dava dilekçesinde talep miktarlarını ayrıştırmadan fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 100,00 TL yıllık izin ücreti ile evlilik izni ücreti alacaklarını istemiş, ıslahla da bu taleplerini arttırmamıştır.

Mahkemece, davacıya hangi alacak kalemi için ne kadar talep ettiği sorularak talep miktarlarının belirlenmemesi hatalıdır. Yine her iki alacak kalemi için toplam talep 100,00 TL iken Mahkemece talep aşılarak 138,33 TL evlilik izni ücreti alacağına hükmedilmesi 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırıdır.

Öte yandan dosyada mevcut izin belgesine göre davacı 2 gün evlilik izni kullanmış olup Mahkemece bu belgenin değerlendirilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ( Y 9. HD 02/07/2019 T,  2016/31083 E.,  2019/14704 K.)

Davacının devamsızlıkları doktor raporu ve evlilik izni gibi gerekçelere dayandığından haklı sebeple fesih şartlarını oluşturmasa da geçerli fesih nedeni olabilir

İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.

4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen,

sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.

4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Somut olayda davacı davalı işyerinde 12.03.2007-01.10.2011 tarihleri arasında satış müdürü olarak çalışmış olup iş sözleşmesi davalı işveren tarafından 01.10.2011 günlü fesih bildirimi ile şirketin güvenini kötüye kullanarak doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sergilediği iddiasıyla 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendi gereğince feshedilmiştir. Davacının devamsızlıkları doktor raporu ve evlilik izni gibi gerekçelere dayandığından haklı sebeple fesih şartlarını oluşturmayacağı doğru ise de, 23.08.2011 tarihinden 02.10.2011 tarihine kadar birbirini takip edecek şekilde yıllık izin ve evlilik izni kullandığı, yıllık izin öncesinde ve sonrasında iki kez; evlilik izni sonrasında da iki kez olmak üzere toplam 4 ayrı şikayetle istirahat raporları aldığı, davacının izinli ve istirahatlı olduğu günlerde işveren tarafından davacıya ulaşılmakta güçlük çekildiği, davacının evlilik izni için işverenden izin talep etmeden evlendiğinden bahisle evlilik izni talep ettiği anlaşılmakla davacının işyerindeki satış müdürü olarak görev ve sorumluluğu, kullanılan izinli -mazeretli günlerin süresi, istirahat raporlarının nedeni ve sayısı dikkate alındığında davacının eylemleri 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmasa da, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, işyeri düzenini bozucu nitelikte olup geçerli nedenle fesih şartlarını oluşturduğu düşünülmeden, davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir. ( Y 22. HD, 02.07.2013 T, 2013/15269 E.,  2013/16139 K.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler