Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Denetimli Serbestlik Nedir?

Genel anlamda denetimli serbestlik; tutuklama veya mahkumiyet kararı verilmesi sonucunda, tedbirin veya cezanın cezaevi yerine toplum içinde gözetim ve denetim altında tamamlamasını ifade eder. Yönetmeliğe göre denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı; koşullu salıverilmesine bir yıl ve daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla cezanın koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesidir.

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezalarının infazına karar verilen hükümlüler hakkında;

  1. a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,
  2. b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,
  3. c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,

ç) Belirlenen programlara katılma,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tâbi tutulmasına hazırlanan denetim planına göre komisyon tarafından karar verilir.

Bu yazıda, cezanın kesinleşmesi ve infazı sürecinde uygulanan denetimli serbestlik uygulamasını ele alacağız.

Denetimli serbestlik 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni;

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı

Madde 105/A – (Ek: 5/4/2012-6291/1 md.)

(1) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitim evinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

(2) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

(3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden;

  1. a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,
  2. b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler,

diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.

(4) (Değişik: 18/6/2014-6545/80 md.) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar.

(5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;

  1. a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,
  2. b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,
  3. c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,
  4. d) Belirlenen programlara katılması,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir. (Ek cümle: 28/3/2023-7445/25 md.) Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanlar ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğüne tabi tutulur.

(6) Hükümlünün;

  1. a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,
  2. b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,
  3. c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,

hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir.

(7) (Yeniden Düzenleme:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hâkimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.

(8) Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile (…)[47] ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.

(9) Yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranan hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, 107 nci ve 108 inci maddeler uyarınca işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

(10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.” şeklindedir.

Denetimli Serbestlik Şartları Nelerdir?

CİK m 105/A’nın 1. fıkrasına göre denetimli serbestlikten yararlanmanın şartları;

  1.  Açık Ceza İnfaz Kurumunda Veya Çocuk Eğitim Evinde Bulunmak:

Açık cezaevinde bulunan veya açık ceza evine geçme hakkı kazanmış olmasına rağmen elinde olmayan nedenlerle kapalı cezaevinde bulunan hükümlüler de denetimli serbestlikten yararlanabilir zira önemli olan açık ceza infaz kurumuna geçme hakkını kazanmış olmaktır. Toplam cezası 10 yıldan az olan hükümlüler, cezalarının yalnızca 1 ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmek, “iyi halli” olmak ve koşullu salıverilme süresine 7 yıl ya da daha az süre kalmış olması şartıyla açık ceza infaz kurumuna geçme hakkına sahiptirler.

  1. Koşullu Salıverilmesine Bir Yıl Veya Daha Az Süre Kalmış Olmak:

Koşullu salıverilme süresi suçun yaptırımına göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle her suç için ayrı ayrı değerlendirilir. Kural denetimli serbestlik talebinde bulunabilmek içen hükümlünün koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalmış olmasıdır.

CİK m. 109/A’nın 2. fıkrasında ise koşullu salıverilmesine 1 yıldan fazla süre kalmasına rağmen denetimli serbestlikten yararlanabilecek hükümlüler hakkında düzenleme yapılmıştır. Buna göre;

  1. Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,
  2. Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler (ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir) diğer şartları da ( iyi halli olmak ve açık ceza evine geçmeyi hak etmiş olmak) kaydıyla denetimle serbestlikten yararlanabilir.
  1. İyi Halli Olmak: Hükümlünün denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için iyi halli olması gerekmektedir. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun “Hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi hâlin belirlenmesi” başlıklı 89 ncu maddesi aşağıdaki şekildedir;

“ (1) Hükümlüler, ceza infaz kurumlarında bulundukları tüm aşamalarda, ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uyup uymadığı, haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, uygulanan iyileştirme programlarına göre toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında idare ve gözlem kurulu tarafından iyi hâlin belirlenmesine esas olmak üzere en geç altı ayda bir değerlendirmeye tabi tutulur.

(2) Birinci fıkra uyarınca yapılacak değerlendirmede, infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınır. Yukarıda bahsedilen koşulları sağlayan hükümlülerin denetimli serbestlikten yararlanma talebi hakkında, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir. İnfaz hakimi karar verirken, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporunu da dikkate alır. Talebin kabulü halinde cezanın koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmiş olur.”

Hükümlünün iyi halli olup olmadığı konusunda idare ve gözlem kurulu tarafından iyi hâlin belirlenmesine esas olmak üzere en geç altı ayda bir değerlendirme yapılır.

Denetimli Serbestlikten Kimler Yararlanabilir?

Yukarıda da açıkladığımız üzere, koşullu salıverilme tarihine  1 yıldan az kalmış olan, kapalıda bulunmakla birlikte açık ceza evine geçme hakkı olan veya halihazırda açık cezaevinde bulunan ve iyi halli olan hükümlü talepte bulunmak koşuluyla denetimli serbestlikten yararlanabilir. Unutulmamalıdır ki infaz hakimliği talep olmaksızın denetimli serbestlikten yararlanmaya karar veremez yani talep olmadan re’sen denetimli serbestliğe ayrılma diye bir durum yoktur.

 0-6 yaş arasında çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler ile maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler de diğer koşulları sağlamak kaydıyla denetimli serbestlikten yararlanabilir.

Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar. (CİK m. 109/A fıkra 4)

Denetimli Serbestlik Süreci Nasıl İşler?

Denetimli serbestlik süreci Denetimli Serbestlik Müdürlüğü kontrolünde işler ve bu Müdürlük tarafından hakkında tedbir uygulanan kişinin durumu kolluk görüşü de alınarak raporlanır.

            Yükümlülerin toplum içinde izlenmesi, denetimi ve takibi, denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları tarafından yerine getirilir (Yönetmelik Md. 46).

            Yükümlüler hakkında verilen kararları ve bu kararların yerine getirilmesine ilişkin hususlara dair yapılan başvuruları değerlendirmek ve bu konuda karar vermek üzere, müdürün veya müdürün görevlendireceği müdür yardımcısının başkanlığında, değerlendirme ve planlama, infaz, eğitim ve iyileştirme ile denetim bürolarında görevli birer personelin katılımıyla infaz işlemleri değerlendirme komisyonu oluşturulur.

            Yükümlülerin durumu 3 ayda bir hazırlanan Denetim Raporu ile değerlendirilir.

            Denetimli serbestlik tedbirlerinin değiştirilmesi, uygulanmasının durdurulması ve kaldırılmasına Yönetmeliğin 45 inci maddesi kapsamında İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunu tarafından karar verilir.

Denetimli Serbestlik Süresince Yükümlülükler Nelerdir?

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;

  1. Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,
  2. Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,
  3. Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,
  4. Belirlenen programlara katılması,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.

Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanlar ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğüne tabi tutulur.

Yükümlü yerleşim yeri adresini değiştirir ise yeni adresini müdürlüğe bildirmekle yükümlüdür. Yeni adresin bildirilmemesi ve adres kayıt sisteminden de tespit edilememesi halinde, yükümlünün eski adresine yapılan tebligat geçerli sayılır.

Denetimli Serbestlik İhlal Edildiğinde Ne Olur?

 Denetimli Serbestlik Hizmet Yönetmeliği’nin 42/1. maddesi uyarınca hakkında denetimli serbestlik kararı verilen yükümlü;

Yapılan çağrılara ve hazırlanan denetim planına,

İyileştirme çalışmaları kapsamında belirlenen yükümlülüklere,

Kararın infazı ve denetim için belirlenen kurallara,

Denetimli serbestlik personelinin uyarı ve önerilerine,

uymak ve katlanmak zorundadır.

  Denetimli Serbestlik Hizmet Yönetmeliğinin 87/1. maddesine göre  hükümlünün;

  1. Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,
  2. Hakkında belirlenen;

  Yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi,

Denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına uymamakta ısrar etmesi,

  Denetimli serbestlik personelinin uyarı ve önerilerine uymamakta ısrar etmesi,

Denetim planında yükümlülüklerin infazına ilişkin belirlenen kurallara uymamakta ısrar etmesi,

  1. Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,

hâlinde, komisyonun kararı üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi, infaz hâkiminden talep edilir. İnfaz hâkiminden karar gelene kadar, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilir.

Denetimli Serbestlik Sürecinde Suç İşlenirse Ne Olur?

Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, komisyonun kararı üzerine, infaz hâkiminden hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi talep edilir.( CİK m. 107/A’nın 7. fıkrası ile Denetimli Serbestlik Hizmet Yönetmeliği m. 87/1) Bu talep üzerine infaz hakimliği hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine son verilerek açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verebilir.  CİK m. 107/A’nın 7. fıkrasına göre ise kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Tedbiri Ne Şekilde İnfaz Edilir?

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması tedbirinin infaz şekli Denetimli Serbestlik Yönetmeliğinin 72. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma; hükümlünün işlediği bir suç nedeniyle mahkûmiyetin sonucu olarak, mahkeme tarafından belirlenen süreler içerisinde, 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan hak ve yetkilerin bir kısmının veya tamamının kullanılmasının yasaklanmasını öngören güvenlik tedbirleridir.

Belli hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin kararlar, bu kararla birlikte verilen cezanın tamamen infazından önce müdürlüğe gönderilir ise karar kaydedilmeyerek Cumhuriyet başsavcılığına iade edilir ve kararın infazından sonra müdürlüğe gönderilmesi istenir.

Belli hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin kararlar için, kayıt işlemi tamamlandıktan sonra, üç iş günü içerisinde ilgili kurum ve kuruluşlara yazı yazılır. Yazıda yasaklamanın yürürlüğe girdiği tarih açıkça belirtilir; yükümlü hakkında ilgili kayıtlara yasaklama konulmamış ise kararda belirtilen süre kadar tahdidin konulması, daha önce tahdit konulmuş ise cezanın tamamen infaz edildiği tarihten geçerli olmak üzere kararda belirtilen sürenin sonuna kadar infazına devam olunması, ihlal halinde müdürlüğe bildirilmesi, süre sonunda konulan tahdidin kaldırılması ve yapılan işlemler hakkında müdürlüğe bilgi verilmesi istenir.

Belli hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin kararların yerine getirilmesine dair işlemler infaz bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları tarafından yapılır.

5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince verilen hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin kararların yerine getirilmesine, cezanın infazının tamamlanmasından itibaren başlanır.

Bu maddede sayılan güvenlik tedbirlerinin infazı tamamlandıktan sonra dosya kapatılarak Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemesine gönderilir. İlgili kurum ve kuruluşa, yasaklama süresinin sona erdiği yazıyla bildirilerek hükümlü hakkındaki kısıtlamaların kaldırılması istenir. Hükümlü tedbirin sona erdiği konusunda bilgilendirilir.

Başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması ve müteakip infaz işlemlerinin buna göre yapılması amacıyla dosya hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir (Denetimli Serbestlik Hizmet Yönetmeliği m. 87/2)

Etkin Pişmanlıktan Yararlanan Kişiler Hakkında Verilen Denetimli Serbestlik Tedbirinin İnfazı Ne Şekilde Olur?

Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazı Denetimli Serbestlik Yönetmeliğinin 73. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında verilen denetimli serbestlik tedbiri; örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan, gönüllü olarak örgütten ayrılan veya teslim olan ya da yakalanan, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlayan kurucu, yönetici ve örgüt üyeleri hakkında mahkemelerce etkin pişmanlık hükümleri kapsamında verilen ve etkin pişmanlıktan yararlanan hükümlülerin toplum içinde denetim, takip ve iyileştirmesini öngören tedbirlerdir.

Hükümlünün müracaatından sonra risk ve ihtiyaçları belirlenir. Değerlendirme neticesinde hükümlü ile iş birliği içerisinde hükümlünün ihtiyaçlarına uygun bir denetim planı hazırlanır. Denetim planı içeriğinde ihtiyaç duyulması halinde müdahale programları uygulanmasına ve periyodik görüşmeler yapılmasına yer verilir.

Denetim planında yapılacak rehberlik çalışmaları açıkça belirtilir, hükümlünün ilgisi ve ihtiyaçları belirlenerek, hükümlü, uygun etkinliklere ve meslek edindirmeye yönelik kurs ya da programlara yönlendirilir. Bu çalışmalar kapsamında müdürlükçe, ilgili kurum ve sivil toplum kuruluşlarının yürüttükleri faaliyetler belirlenerek ve gönüllü kişilerle iş birliği yapılarak toplumda var olan tüm kaynaklardan faydalanılır ve bu hükümlülere topluma uyum konusunda destek verilir.

Hükümlü belirtilen süre içerisinde müdürlüğe müracaat etmez veya denetim planında belirlenen programlara katılmaz ya da rehberlik çalışmalarını kabul etmezse, etkin pişmanlıktan yararlanan hükümlünün toplum içinde denetim ve takibine devam edilir.

Denetimli serbestlik tedbiri hükümlüye bildirildiği tarihte başlar, kararda belirtilen sürenin bitmesiyle sona erer. Denetimli serbestlik tedbirine ilişkin süre sona erdiğinde dosya kapatılarak Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemesine gönderilir. Tedbirin yerine getirilmesi süresince hükümlüye yönelik yapılan çalışmalar rapor edilerek mahkemeye gönderilen dosyaya konur.

Kamuya Yararlı Bir İşte Ücretsiz Çalıştırılma Tedbiri Ne Şekilde İnfaz Edilir?

Denetimli Serbestlik Yönetmeliğinin 81. Maddesine göre,

Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma; hükümlünün kurallara uyma becerisi ve çalışma disiplini kazanmasını, başkalarının haklarına saygı göstermesini, zamanı planlamasını, bir meslek edinerek kendi işini kurmasını veya bir iş edinmesini amaçlayan, iyileştirme ve topluma kazandırmayı esas alan bir yükümlülüktür.

Hükümlü, denetimli serbestlik altında geçireceği toplam sürenin üçte birini kamuya yararlı bir işte çalışmak suretiyle tamamlar. Çalışma süreleri günde dört, ayda seksen saat olarak belirlenir. Hükümlü hafta sonları da çalıştırılabilir. Çalışma süreleri, komisyonun uygun görmesi halinde aylık çalışma süresini ve günlük sekiz saati aşmayacak şekilde birleştirilebilir. Bu halde çalışma süresi haftalık kırk saati geçemez.

Yükümlülüğün infazı, hükümlünün müdürlüğe başvurmasından itibaren otuz gün içinde başlatılır, belirlenen sürenin sona ermesiyle, her halde koşullu salıverme süresinin tamamlanmasıyla sona erer. Kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılma yükümlülüğü bu Yönetmelikte belirtilen özel nedenler hariç kesintisiz olarak uygulanır.

Hükümlüler, bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde, bireysel olarak veya bir görevlinin nezaretinde grup halinde çalıştırılabilirler. Bu yükümlülük, müdürlük tarafından açılması sağlanan meslek edindirme kurslarında da yerine getirilebilir. Bu durumda hükümlünün kursa katılım sağladığı saatler, çalışma süresinden sayılır.

Hükümlülerin grup halinde çalıştırılması durumunda, çalışma yapılan yerde veya grupların başında denetim bürosunda görevli yeteri kadar denetimli serbestlik memuru bulundurulabilir.

Denetim planında, hükümlünün hangi gün ve saatlerde çalışacağı, yükümlülüğün başlayış ve bitiş tarihleri belirtilir. Yükümlülüğün başlama tarihi, hükümlünün fiilen çalışmaya başladığı tarihtir.

Çalıştırılacak iş belirlenirken; hükümlünün iyileştirilmesi, mesleği, becerileri, mağdurun ve toplumun güvenliği dikkate alınır. Çalıştırılacak gün ve saatler, hükümlünün işi, aile yaşamı veya eğitimi dikkate alınarak belirlenir. Hükümlünün çalıştığı iş, kurum veya yer denetimli serbestlik müdürlüğünce değiştirilebilir.

Kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılma yükümlülüğü yerine getirilirken hükümlülerin, Genel Müdürlük tarafından belirlenen reflektör yeleği giymeleri sağlanır.

Hükümlünün;

  1. a) Çalışmasına engel bir sağlık problemi olduğunu,
  2. b) Örgün eğitime devam ettiğini,
  3. c) Bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştığını,

ç) Kendi işini kurduğunu ve işlettiğini,

belgelendirmesi ve bu nedenle kamuya yararlı işte ücretsiz çalıştırılma yükümlülüğünün kaldırılmasını talep etmesi durumunda, ileri sürülen mazeretlerin doğruluğu ve haklılığı araştırılır. Gerekirse komisyon tarafından yükümlülüğün infazına ara verilir. Bu durumda, hükümlünün sağlık problemi, eğitime devam etme durumu, belirttiği işte bir iş sözleşmesine dayanarak çalışıp çalışmadığı ya da kurduğu ve işlettiği işi devam ettirip ettirmediği, koşullu salıverme süresinin sonuna kadar denetlenir. Hükümlünün, yanlış beyanda bulunduğunun anlaşılması veya mazeretin ortadan kalkması halinde yükümlülüğün kalan kısmının infazına devam edilir.

 Bu yükümlülük, müdürlüğe müracaat tarihi itibarıyla on sekiz yaşından küçük suça sürüklenen çocuklar ile sıfır-altı yaş arasında çocuğu bulunan kadınların bu durumları devam ettiği sürece uygulanmaz. Bu durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin üçte biri kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılma yükümlülüğü olarak uygulanır.

Bu yükümlülük;

  1. a) Altmış yaş ve üstü,
  2. b) Hayatlarını yalnız başına idame ettiremeyen,
  3. c) Doğumuna on hafta kalan hamile kadın,

hükümlüler hakkında uygulanmaz.

DENETİMLİ SERBESTLİK İLE İLGİLİ YARGITAY UYGULAMALARI

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararda hükmolunan ceza belirlenmeden doğrudan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez

İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesince sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, cezalandırmaya ilişkin kanun maddeleri ve hükmolunan ceza belirlenmeden doğrudan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik süresi içerisinde yükümlülüklere uygun davranmadığı veya deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemek suretiyle mahkûm olduğu takdirde mahkemenin açıklanmasını geri bıraktığı hükmü açıklayacağı, bu hâlde hüküm açıklanabilmesi için önce bir cezanın belirlenerek bir mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiğinin gözetilmemesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. (Y8.CD 07.10.2024 T, 2024/14731 E.,  2024/7376 K.)

Yargıtay’a göre, infaz hakimliğine sadece Müdürlükler ile koruma kurullarının idarî nitelikteki işlemlerine karşı yapılan itirazlar yapılabilir. TCK’nın 191. maddesi uyarınca verilen denetimli serbestlik tedbirinin ihlali halinde dosyanın kapatılarak gönderilmesi kararı ise adli nitelikte bir işlem olduğundan, itirazın Cumhuriyet başsavcılığına yapılması gerekir.

TCK’nın 191/2. maddesinde düzenlenen “kamu davasının açılmasının ertelemesi” ne bağlı olarak aynı maddenin 3. fıkrasında düzenlenen denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması halinde 4. fıkra uyarınca şüpheli hakkında kamu davası açılarak ceza yargılamasına tabi tutulacak olması karşısında, hakkında kamu davasının açılmasının ertelemesine karar verilen ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulan şüphelinin bu tedbire aykırı davranması üzerine denetimli serbestlik dosyasının kapatılması işleminin idari değil adli nitelikte bir işlem olduğunun kabulü gerekeceği, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunun 18/1. maddesindeki “Müdürlükler ile koruma kurullarının idarî nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunulabilir” hükmü ile Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 48/1. maddesinde “Yükümlüler ile kanuni temsilcileri, infaz hizmetlerinin yürütülmesi sırasında müdürlükçe hazırlanan denetim planları ve raporları ile müdürlükçe yapılan uyarılar gibi işlem ve eylemlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle müdürlüğe itirazda ya da infaz hâkimliğine şikâyette bulunabilirler.” hükmü birlikte değerlendirildiğinde infaz hakimliğine sadece Müdürlükler ile koruma kurullarının idarî nitelikteki işlemlerine karşı yapılan itirazların infaz hakimliği tarafından değerlendirileceğinin hükme bağlandığı, TCK’nın 191. maddesi uyarınca verilen denetimli serbestlik tedbirinin ihlali halinde dosyanın kapatılarak gönderilmesi kararının ise adli nitelikte bir işlem olduğu, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 72/8. maddesindeki “Sanık veya hükümlünün beş iş günü içerisinde ilgili kuruma tedavi için müracaat etmediğinin veya belirlenen tedavi programına uymadığının bildirilmesi ya da rehberlik çalışmalarına katılmaması halinde sanık veya hükümlü bu Yönetmeliğin 44’üncü maddesine göre uyarılır. Uyarılara ilişkin tebligatta ihlal durumunun tekrarı halinde bunun yükümlülüğün ihlali sayılacağı ve dosyanın kapatılarak mahkemesine gönderileceği sanık veya hükümlüye bildirilir.” ve 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 4-a fıkrasındaki “Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” hükümleri dikkate alındığında Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması kararının infazı sırasında infaz dosyası kaydının kapatılarak gönderilmesi işlemine karşı yapılacak itirazların, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle infaz hakimliği kararına yönelik itirazın kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi kabul edilmiştir (Y10.CD, 27/12/2019 T., 2019/9229 E., 2019/9241 K.)

TCK’nun 58/7. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerekirken infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik süresinin belirtilmesi doğru değildir.

Sanık hakkında hem hapis hem de adli para cezasına hükmedilmesi karşısında, TCK’nun 58. maddesinin uygulanmasında adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde hiçbir ayrım yapılmaksızın sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi ile TCK’nun 58/7. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerekirken infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik süresinin belirtilmesi yasaya aykırıdır (Y7.CD, 17/10/2018 T., 2018/4979 E., 2018/10627 K.)

Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hükmün açıklanabilmesi için bu ikinci suçun, denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir.

5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi düzenlemesine göre; sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliği sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurmaktadır. Kanun koyucu, kişi hakkında kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirli şartların gerçekleşmesi hâlinde kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir.

5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir” hükmünü taşımaktadır. Buna göre, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi/getirememesi hâlinde hüküm açıklanacaktır. Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hükmün açıklanabilmesi için bu ikinci suçun, denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir.

5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde ise; kanuni zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile benzer hukuki sonuçları doğuracağından, denetim süresi içerisinde işlenen suçun “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu ile aynı nev’iden olması gerekmekte olup, sanığın denetim süresi içerisinde aynı nev’iden olmayan kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilemeyecektir. (Y10.CD, 30/09/2024 T., 2024/6102 E., 2024/23111 K.)

Hükmün açıklanabilmesi için bir cezanın belirlenerek bir hüküm kurulması gerekir.

5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmasına rağmen, atılı suçtan öncelikli olarak sübut bulan eylemine ilişkin lehe olan hükümler de gözetilmek suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi gereğince hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesindeki “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” ve anılan Kanun’un 232/6. maddesindeki “Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, sanığın denetimli serbestlik süresi içerisinde yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yeniden suç işlemek suretiyle mahkûm olduğu takdirde mahkemenin açıklanmasını geri bıraktığı hükmü açıklayacağı, bu hâlde hükmün açıklanabilmesi için bir cezanın belirlenerek bir hüküm kurulması gerektiği, mahkemece 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesi uyarınca denetime imkân verecek biçimde bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırıdır.

Sonuç olarak; yukarıda (E) bendinde açıklanan nedenlerle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca “kamu davasının düşmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür. (Y10.CD, 30/09/2024 T., 2024/6101 E., 2024/23110 K.)

Daha fazla bilgi edinmek için ceza hukuku sayfamıza göz atabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler