Adli Tatil Süresi
Adli tatil süresi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 102. Maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir;
“Adli tatil süresi
MADDE 102- (1) Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.”
Buna göre 20 temmuz ile 31 ağustos arası dönem adli tatildir. Yeni adli yıl 1 eylül itibarı ile başlar.
Adli Tatilde Görülecek Dava ve İşler
Adli tatilde görülecek dava işler HMK’nın 103. Maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir;
“Adli tatilde görülecek dava ve işler
MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:
a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.
e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.
f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ) Çekişmesiz yargı işleri.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.
(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.”
Buna göre adli tatilde görülecek işler şunlardır:
a. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b. Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.( yaş tashihi, isim tashihi vs nüfus davaları)
ç. Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.( işçilik alacaklarının tahsili, işe iade vs hizmet sözleşmesinden doğan davalar)
d. Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.
e. İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.
f. Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g. Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ. Çekişmesiz yargı işleri. (Veraset ilamı alınması, gaiplik kararı, adın düzeltilmesi, ergin kılınma vs.)
h. Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler. (İİK m. 18 uyarınca icra mahkemesine sunulan işler vs.)
Adli tatilde görülecek işler tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine adli tatilden sonraya bırakılabilir.
Adli tatilde, yukarıdaki gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
Adli Tatilin Sürelere Etkisi
Adli tatilin sürelere etkisi HMK’nın 104. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir;
“Adli tatilin sürelere etkisi
MADDE 104- (1) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.”
Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, sürelerin bitmesi adli tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Adli tatil bir eylül itibarı ile bittiğinden, sürelerin son günü adli tatile denk gelen işlerin sürelerinin son günü sekiz eylül sayılır.
Adli Tatil Konusunda Yargıtay Uygulamaları
İcra ve İflas Kanununun 18. maddesi gereğince de icra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve adli tatilde görülecek dava ve işlerdendir
İcra ve İflas Kanununun 18. maddesi gereğince de icra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır. 6100 sayılı HMK’nın 103/1-h maddesi gereğince kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adli tatilde görülecek dava ve işlerdendir. Dolayısıyla bu tür dava ve işlerde; sürenin bitmesi adli tatile rastlarsa, süre, adli tatil içindeki bu son günün tatil saatinde biter; bu sürenin adli tatilin bitiminden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkan yoktur.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edene 22/07/2024 tarihinde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra 07/08/2024 tarihinde verilip kaydettirilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz yoluna başvurusu süresinde olmadığından, İİK.nun 364/2. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddi kararı doğru olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir. (Y12.HD 02.10.2024 T, 2024/6600 E., 2024/8050 K.)
Gerek sigortalının iş göremezliğe uğramasından, gerekse de vefatı nedeniyle destekten yoksunluktan kaynaklı hak sahipleri tarafından açılan tazminat davaları yönünden adli tatil hükümlerinin uygulanmaz
Somut olaya uygulanması açısından adli tatil hükümleri üzerinde durmak faydalı olacaktır. 6100 sayılı HMK’nın 102 nci maddesine göre adli tatilin, her yılın yirmi Temmuz günü başlayıp, otuz bir Ağustos günü sona ereceği ve yeni adli yılın bir Eylül’de başlayacağı belirtilmiştir. Bu süre içerisinde görülecek dava ve işler yönünden ise 103 üncü maddede düzenleme yer almakta olup 104 üncü maddesi kapsamında adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağı belirtilmiştir. Ancak “103/1-ç” maddesi kapsamında hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar için adli tatil hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 417/3 üncü maddesi kapsamında ise işçinin ölümü halinde zarara uğrayanların zararlarının tazmininin iş sözleşmesine aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabi olduğu düzenleme altına alınmıştır. Bu açıklamalar karşısında gerek sigortalının iş göremezliğe uğramasından, gerekse de vefatı nedeniyle destekten yoksunluktan kaynaklı hak sahipleri tarafından açılan tazminat davaları yönünden adli tatil hükümlerinin uygulanmayacağı açıktır. (Dairemizin 10.01.2023 tarih ve 2022/11679 E- 2023/95 K sayılı ilamı da bu yöndedir)
Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. (Y10.HD 10.09.2024 T, 2023/3750 E., 2024/8344 K.)
Vekile kararın 31.07.2019 tarihinde tebliğ edildiğinden temyiz süresinin son günü 08/09/2019’dur
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 104 üncü maddesinde, adli tatilde bakılmayan davalarla ilgili temyiz süresinin sonu adli tatil dönemine rastlarsa sürenin tatilin bitiminden itibaren 7 gün daha uzatılmış sayılacağı ifade edilmiş; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 29/son maddesinde ise, kadastro mahkemelerinin adli tatile tabi olmadığı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, davacı … ve arkadaşları vekili Avukat …’e e-tebliğ yoluyla 31.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı; temyiz dilekçesinin ise yasal süre geçirildikten sonra 09.09.2019 tarihinde verildiği anlaşılmıştır.
Temyiz dilekçesinin süre aşımı sebebiyle reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.( Y8.HD 24.09.2024 T, 2024/3543 E., 2024/5198 K.)
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 29/son maddesine göre Kadastro Mahkemelerinin adli tatile tabi değildir
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 104’üncü maddesinde, adli tatilde bakılmayan davalarla ilgili temyiz süresinin sonu adli tatil dönemine rastlarsa sürenin tatilin bitiminden itibaren 7 gün daha uzatılmış sayılacağı ifade edilmiş; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 29/son maddesinde ise, Kadastro Mahkemelerinin adli tatile tabi olmadığı düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, taraf vekillerine 10.07.2023 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçeleri ise yasal süre geçirildikten sonra 07.09.2021 tarihinde verilmiştir. (Y8.HD 10.09.2024 T, 2024/599 E. , 2024/4761 K.)
İki aylık hak düşürücü dava açma süresi 6100 sayılı HMK’nın tayin ettiği bir süre olmadığından adli tatil de dahil olmak üzere süre işleyecek ve uzamayacaktır (özel kanunda tayin edilen süreler yönünden HMK’nın adli tatil hükümleri uygulanmaz)
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu TÜRKPATENT YİDK’nın 29.06.2022 tarih ve 2022-M-8689 sayılı kararının davacıya 30.06.2022 tarihinde perşembe günü tebliğ edildiği, iki aylık dava açma süresinin 30.08.2022 tarihinde salı günü sona erdiği, işbu davanın da yasal süresi dolduktan sonra 07.09.2022 tarihinde çarşamba günü açıldığı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu TÜRKPATENT YİDK’nın 29.06.2022 tarih ve 2022/M-8689 sayılı kararının davacıya 30.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık dava açma süresinin 30.08.2022 tarihinde sona erdiği, işbu davanın da yasal süresi dolduktan sonra 07.09.2022 tarihinde açıldığı, her ne kadar davacı vekilince, dava açma süresinin son gününün adli tatile denk geldiği ve bu nedenle sürenin adli tatilin bitiminden itibaren yedi gün uzamış sayılacağı ileri sürülmüş ise de HMK’nın 104. maddesinde, adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu sürelerin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağının düzenlendiği, iki aylık hak düşürücü dava açma süresinin ise 6100 sayılı HMK’nın tayin ettiği bir süre olmadığı, bu nedenle adli tatil de dahil olmak üzere sürenin işleyeceği ve uzamayacağı, eş söyleyişle özel kanunda tayin edilen bu süre yönünden HMK’nın adli tatil hükümlerinin uygulanmayacağı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.05.2013 gün ve 2012/5900 E. – 2013/9012 K. sayılı kararında da aynı görüşün benimsendiği, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının 2020/78248 numaralı ”mrtp” ibareli marka tescil başvurusuna karşı, davalı şirketin itirazının kabulüne dair TÜRKPATENT YİDK 29.06.2022 tarih ve 2022-M-8689 kararının iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. (Y 11.HD 18.09.2024 T, 2023/4816 E., 2024/6546 K.)
İcra dairelerinde ve icra mahkemelerinde adli tatil hükümleri (HMK m. 102/104) uygulanmaz
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edene 10.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra 01.09.2022 tarihinde verilip kaydettirilmiştir.
İcra dairelerinde ve icra mahkemelerinde adli tatil hükümleri (HMK m. 102/104) uygulanmaz (İİK m. 18/1). Bu nedenle, İİK’da bir sürenin bitmesi adli tatile rastlarsa, süre, adli tatil içindeki bu son günün tatil saatinde biter; bu sürenin adli tatilin bitiminden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkan yoktur.
Şikayet edenin temyiz yoluna başvurusu süresinde olmadığından, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nun 364/2. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddi kararı doğru olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.(Y12.HD 23/11/2022 T, 2022/11858 E , 2022/12242 K.)
İcra ve İflas Kanununun 18. maddesi gereğince icra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır
İcra ve İflas Kanununun 18. maddesi gereğince icra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır. 6100 sayılı HMK’nun 103/1-h maddesi gereğince kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adli tatilde görülecek dava ve işlerdendir. Dolayısıyla bu tür dava ve işlerde; sürenin bitmesi adli tatile rastlarsa, süre, adli tatil içindeki bu son günün tatil saatinde biter; bu sürenin adli tatilin bitiminden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkan yoktur. (Y12.HD 08/11/2022 T, 2022/11854 E., 2022/11749 K.)
İş kazasına dayalı maddi-manevi tazminat davaları adli tatilde de ğörülür
Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle, eldeki davanın, işverenin hizmet akdinden doğan işçinin gözetilmesi borcuna aykırı davranışı sebebiyle, işçinin iş kazasına maruz kalarak, sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle işçi tarafından açılan maddi ve manevi zararlarının işverence tazmini istemine ilişkin olması sonucu, HMK’nun 103/1-ç maddesi kapsamında kalan adli tatilde görülecek davalardan olmasına göre, bu gerekçeyle yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 19.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.(Y10.HD 19.10.2022 T, 2022/7226 E., 2022/12691 K.)
.
Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu HMK’nın tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır
Davalının katılma yolu ile temyiz istemi yönünden;
6100 sayılı HMK’nın ” Adli tatil süresi” başlıklı 102. maddesine göre, adli tatil her yıl 20 Temmuz’da başlar ve 31 Ağustos’ta sona erer. Yeni Adli yıl 1 Eylül’de başlar. Aynı Kanunun 104. maddesine göre, adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. 103. maddesinde ise, adli tatilde görülecek dava ve işler ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Buna göre dava, adli tatilde görülecek dava ve işlerden değildir.
Eldeki davada hükmün, davalı vekiline 11/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği; tebliğden sonra yasal süresi içerisinde hükmü temyiz etmeyen davalı vekilinin, karşı tarafın temyizi üzerine verdiği 29/07/2022 tarihli temyize cevap dilekçesi ile (katılma yoluyla) temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Katılma yoluyla temyiz hakkı, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, diğer tarafın asıl temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde ve kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile sınırlandırılmış, bu bağlamda davacının temyiz itirazı yukarıda belirtildiği üzere reddedilmesi nedeniyle davalının katılma yoluyla temyiz isteminin de reddine karar vermek gerekir ise de; az yukarıda değinilen nedenlerle davalının temyiz süresi adli tatile denk geldiğinden, dolayısıyla henüz normal temyiz süresi geçmemiş bulunduğundan; temyiz incelemesine geçildi. (Y3.HD 29/09/2022 T, 2022/6053 E., 2022/7161 K.)
SGK tarafından açılan rücu davaları , hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalardan olmadığından adli tatile tabidir
Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalardan veya taraflardan birinin talebi üzerine Mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işlerden olmaması sebebiyle adli tatile tabi olan eldeki davada; hükmün davalı vekiline 10.07.2021 gününde tebliğ edilmesi, temyiz süresinin bitim tarihinin adli tatil süresi içerisinde kalması ve temyiz dilekçesinin 25.08.2021 tarihinde verilmesi karşısında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 103 ve 104. maddeleri dikkate alındığında, davalı vekilinin başvurusu süresinde olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin süreden reddine ilişkin Ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, “Adli tatil, her yıl yirmi Temmuzda başlar, otuz bir Ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül’de başlar.”
Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi, “(1)Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:…
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar…
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler…
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir Mahkemeye, Bölge Adliye Mahkemesine veya Yargıtay’a gönderilmesi işlemleri de yapılır….”
Adli tatilin sürelere etkisi başlıklı 104. maddesi, “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” Diğer kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler başlıklı 447. maddesi, “Diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hâllerde, bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır.” düzenlemelerini içermektedir.
Bu yasal mevzuat çerçevesinde artık, (icra mahkemesinde görülenler hariç) basit yargılama usûlüne tabi olan davalara adlî tatilde bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tâbi davalar da adlî tatile tâbi olacaktır. Basit yargılama usûlünün uygulandığı sulh hukuk mahkemeleri ile iş mahkemeleri adlî tatilden yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ise basit yargılama usûlüne tâbi olan davalar adlî tatilde görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11). Adli tatilde görülemeyen basit yargılama usûlüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, adlî tatil süresi içinde sona ererse, adlî tatilden sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adlî tatilde görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usûlü değil, dava veya işin ivedi olması ya da mahkemenin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle mahkeme yazılı ya da basit yargılama usûlüne tâbi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin adlî tatilde de görülmesine karar verebilir. Adlî tatilde bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, adlî tatil dönemine rastlarsa, bu süreler adlî tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılır. (Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medeni Usûl Hukuku, 14. Bası, s. 273, 274)
Bu doğrultuda, hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalardan veya taraflardan birinin talebi üzerine Mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işlerden olmaması sebebiyle adli tatile tabi olan eldeki davada; hükmün davalı vekiline 10.07.2021 gününde tebliğ edilmesi, temyiz süresinin bitim tarihinin adli tatil süresi içerisinde kalması ve temyiz dilekçesinin 25.08.2021 tarihinde verilmesi karşısında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 103 ve 104. maddeleri dikkate alındığında, davalı vekilinin başvurusu süresinde olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin süreden reddine ilişkin Ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. ( Y 10.HD 16.05.2022, 2022/5532 E., 2022/7219 K.)
“2024 yılında da adli tatilin söz konusu olduğu birçok dava açılmaktadır. Bu konularda yetkin ve uzman avukat veya avukatlar ile çalışarak hareket edilmelidir. Davacı ya da davalı olduğunuz bu davalarda uzman avukattan hukuki yardım ve danışmanlık alınması faydalı olacaktır. Adli tatilin söz konusu olduğu hukuki süreçlerin takibi ve davaların sonuçlandırılması için her zaman hukuki destek ve yardıma OR Hukuk ve Danışmanlık olarak hazırız.”