Fiil Ehliyeti Nedir?

Fiil ehliyeti, bir kişinin hukuki işlem yapabilme yeteneğidir. Bir başka deyişle, kişinin kendi iradesiyle haklar kazanabilmesi ve borç altına girebilmesidir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu kavram, kişinin hukuken geçerli bir işlem yapabilmesi için sahip olması gereken nitelikleri ifade eder.

Fiil Ehliyeti Tanımı ve Hukuki Kapsamı

Fiil ehliyetine sahip olabilmek için Türk Medeni Kanunu uyarınca aşağıdaki dört koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir:

  1. Ayırt Etme Gücü (TMK m.13):
    Kişinin akıl sağlığının yerinde olması ve olayları algılayabilecek, değerlendirebilecek zihinsel yetiye sahip olması gerekir. Bu yeteneğe sahip olmayanlar (örneğin akıl hastaları veya ağır zihinsel engelliler) ayırt etme gücünden yoksun sayılır ve fiil ehliyeti yoktur.
  2. Erginlik (Reşitlik) – TMK m.11:
    Kişinin 18 yaşını doldurmuş olması gerekir. Ancak evlenme veya mahkeme kararıyla (örneğin evlenme yaşını doldurmadan evlenip sonradan boşanma hâli) erken yaşta da ergin olunabilir.
  3. Kısıtlı Olmama (TMK m.10, m.405 vd.):
    Kişi hakkında mahkeme kararıyla verilmiş bir kısıtlama (vesayet) kararı bulunmamalıdır. Aksi hâlde kişi tam ehliyetli sayılamaz.
  4. Kısıtlı ve Vesayet Altında Olmama
    Kısıtlılar fiil ehliyetine tam anlamıyla sahip değildir. Onlar için yasal temsilcileri (vasi, veli gibi) işlem yapabilir.

Fiil Ehliyeti Ne Zaman Başlar ve Hangi Durumlarda Geçerlidir?

Fiil ehliyeti, bir kişinin kendi fiilleriyle (yani yaptığı işlemlerle) hak edinebilme ve borç altına girebilme yeteneğini ifade eder. Türk Medeni Kanunu (TMK) çerçevesinde fiil ehliyeti belirli koşullara bağlıdır ve herkes bu ehliyete sahip değildir.

            Kişi davranışlarının sonuçlarını kavrayabilecek durumda olmalıdır. Sürekli veya geçici bir şekilde akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk veya benzeri sebeplerle bu güçten yoksun olan kişiler fiil ehliyetine sahip değildir. Ayırt etme gücü, kişinin kendi eylemlerinin sonuçlarını algılayabilme yeterliliğidir. Kural olarak kişi 18 yaşını doldurmakla ergin sayılır. Ancak: evlenme ile erginlik kazanılabilir (TMK m.11/2).


            Mahkeme kararı ile de küçüklerin erginliği sağlanabilir (kazanma ehliyeti için, TMK m.12 – Kazai Rüşt).


            Vesayet altına alınmış (örneğin akıl hastalığı, alkol ve madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, savurganlık gibi sebeplerle) kişiler kısıtlanmış sayılır. Kısıtlılık fiil ehliyetini ortadan kaldırır veya sınırlandırır. Ergin olmayan kişiler (örneğin 16 yaşındaki bir çocuk) yasal temsilcileri olmadan hukuki işlem yapamazlar.

          Geçerli Olduğu Durumlar:

  • Sözleşme Yapma: Satım, kira, bağış, iş sözleşmesi gibi işlemler.
  • Dava Açma: Haklarını korumak için dava açabilir.
  • Borçlanma: Kredi çekebilir, kefil olabilir, taahhütte bulunabilir.
  • Miras İşlemleri: Vasiyetname yapabilir, mirası reddedebilir.
  • Vekâlet Verme: Başkasını temsilci tayin edebilir.
  • Evlilik veya Boşanma: Fiil ehliyetine sahip olan kişi evlenebilir veya boşanma davası açabilir (ayrıca özel koşullar geçerli olabilir).

          Geçersiz veya Sınırlı Olduğu Durumlar:

  • Ayırt etme gücü olmayanların işlemleri tamamen hükümsüzdür (mutlak butlan).
  • Sınırlı ehliyetsiz kişiler (örneğin ayırt etme gücüne sahip ama reşit olmayanlar), ancak günlük yaşamı ilgilendiren küçük işlemleri (örneğin kantinden alışveriş) yapabilirler.
  • Sınırlı ehliyetliler (örneğin ergin ama kısıtlı olanlar), bazı işlemleri ancak yasal temsilcilerinin izniyle yapabilirler.

Fiil Ehliyeti Sınırlaması ve Kısıtlamalar

          Ehliyetsizlerin yaptığı işlemler geçersiz sayılır.

          Sınırlı ehliyetsizlerin yaptığı işlemler, yasal temsilcinin onayına bağlıdır.

          Yasal temsilcinin izni olmadan yapılan bazı işlemler iptal edilebilir ya da geçersiz sayılabilir.

          Hâkim onayı, bazı işlemler için gerekebilir.

Uygulamada, fiil ehliyeti sınırlamaları özellikle şu davalarda gündeme gelir:

  • Velayet veya vesayet davası
  • Ehliyetsizlik iddiasıyla açılan işlemin iptali davası
  • Borçlar hukuku kapsamında sözleşmenin geçerliliği
  • Miras reddi, bağışlama veya evlilik gibi kişisel hak işlemleri

Fiil ehliyetinin sınırlanması, hukuki işlem güvenliği açısından çok önemlidir. Bu sınırlamalar, hem bireyin hem de toplumun menfaatini korumaya yöneliktir. Fiil ehliyeti olmayan ya da kısıtlı bireylerin yapacağı işlemler, özel kurallara tabi tutulur. Gerek dava açarken gerek işlem yaparken bu hususlara dikkat edilmesi, hukuki geçerlilik açısından belirleyici olacaktır.

Fiil Ehliyeti Olmayan Kişilerin Hukuki Durumu

Fiil ehliyeti olmayan kişilerin yaptıkları işlemler hukuken ya geçersiz ya da onaya bağlı geçerli sayılır. Yargıtay kararları, özellikle bu kişilerin işlem ehliyetlerini titizlikle incelemekte ve işlem tarihinde ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığını esas almaktadır. Uygulamada hem hukuki hem de tıbbi belge (sağlık raporu vb.) çok önemlidir.

          Yargıtay 1. HD, 2019/3173 E. – 2020/1030 K.: Ayırt etme gücü bulunmayan kişinin yaptığı sözleşme kesin hükümsüzdür. Hakkında sağlık kurulu raporuyla tam ehliyetsiz olduğu saptanan kişinin yaptığı satış geçersizdir.”

          Yargıtay 6. HD, 2017/3874 E. – 2019/7852 K.: Ayırt etme gücüne sahip bir küçüğün yaptığı borçlandırıcı işlem, veli veya vasi tarafından sonradan onaylanmadıkça geçersizdir. Banka kredi sözleşmesine taraf olan küçüğün veli izni olmadan yaptığı işlem hükümsüzdür.”

          Yargıtay 1. HD, 2018/2568 E. – 2019/1304 K.: Uyuşmazlık konusu taşınmazın satışı sırasında davacının bilincinin kapalı olması, işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığını ortaya koyar. Sözleşmenin iptali gerekir.”

          Yargıtay 4. HD, 2020/1324 E. – 2021/2875 K.: Ayırt etme gücüne sahip olmayan çocuğun neden olduğu zarardan bizzat çocuk değil, onun bakım ve gözetiminden sorumlu olan kişi sorumludur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler