Sıra Cetveli Nedir ve Nasıl Hazırlanır ?
Borçluya karşı yürütülen icra takibi sonunda alacaklının alacağının tamamının ödenmesi halinde takip dosyası kapanır. Ancak aynı derecede hacze iştirak etmiş bulunan birden fazla alacaklı bulunuyorsa ve para bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmiyorsa icra dairesince alacaklıların bulunduğu bir sıra cetveli yapılır.
Bu noktada hacze iştirak hususuna da değinmek gerekir. Borçluya karşı bir veya birkaç alacaklı tarafından yapılan takip sonucunda borçlunun haczedilen malları tüm alacaklıların alacağının ödenmesini mümkün kılıyorsa hacze iştirak sorunu ortaya çıkmayacaktır. Ancak, borçluya karşı takip yapan birden fazla alacaklının alacağı, borçlunun haczedilen mallarının satışı sonunda karşılanamıyorsa, hacze iştirak söz konusu olabilir. Hukukumuzda, icra takibi alacak sırası ya da borçlunun mallarına önce haciz koyduran alacaklının, alacağını önce alacağı şeklinde bir prensip geçerli değildir. Yani ilk haciz sahibi alacaklının esasen sonraki alacaklılara bir rüçhan hakkı ve bu anlamda alacaklılar arasında öncelik bulunmamaktadır. Haczin rehin hakkına benzer bir etkisi ve dolayısıyla önce haciz koyduran kişinin, diğer alacaklılara göre önceliği kabul edilmemiştir. Sadece maaş veya ücret hacizlerinde sırada önce gelen haczin kesintisi bitmeden, sonraki haciz için kesinti yapılamaz (İİK m. 83/2, c. 3) (Pekcanıtez/ Atalay/ …/ Özekes, s. 312-313). “Hacze İştirak” başlıklı makalemizde bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Sıra cetveli, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 140 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 140. madde metni aşağıdaki şekildedir;
“Sıra cetveli:
Madde 140 – Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemiye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.
Alacaklılar 206 ncı madde mucibince iflas halinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.
Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir.”
Eğer tek alacaklı varsa ya da birden fazla alacaklı olmasına rağmen tüm alacaklıların alacakları karşılanmışsa sıra cetveli düzenlenmez.
Sıra Cetveli Kimler Tarafından Hazırlanır?
Sıra cetveli ilk haczi uygulayan icra dairesince düzenlenir. İcra müdürü sıra cetvelini usulüne uygun olarak düzenler. Yetkisiz yerde düzenlenen cetvel sıra cetveli olarak kabul edilemez ve şikayete konu edilebilir.
Alacaklılar Sıra Cetveline Nasıl Dahil Olur?
Sıra cetvelinin düzenlenmesi için birden fazla alacaklının bulunması ve borçlunun malvarlığının satılması sonucunda elde edilen para ile tüm alacaklıların alacağının ödenememesi gerekir. Hacze iştirak eden tüm alacaklıların alacağı ödenebiliyorsa sıra cetveli düzenlenmez. Eğer takibin sonunda tek alacaklı olursa, satış sonucu elde edilen para alacaklının alacağına yetmezse, yine sıra cetveli düzenlenmez, alacaklıya alacağının ödenmeyen kısmı için bir aciz belgesi verilir (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Özkan, M.S./Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, 10. Bası, Ankara, 2012, s. 387).
İlk haczi uygulayan icra dairesi, alacaklıların bir sıra cetvelini yapar (İİK md. 140/1; İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği md. 59). Haczedilen mallar istinabe yolu ile haczedilmiş ve satılmış olsa bile, sıra cetvelini düzenleme yetkisi, takibin yapıldığı icra dairesine aittir. İstinabe olunan icra dairesinin bu sıfatla (istinabe olunan icra dairesi sıfatıyla) sıra cetveli düzenleme yetkisi yoktur. Sıra cetveli kesinleşmeden, icra müdürü paraları paylaştıramaz. Bu sıra cetveline dayanarak yapılan paylaştırmada, artık bütün alacaklıların alacağının tam olarak ödenmesi mümkün değildir. Sıra cetvelinde, aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (İİK md. 100-101) bütün alacaklılar alacak miktarları ve faizleri ile gösterilir. Bu alacaklıların her biri belli bir sıraya girer. Bu sıra İİK’nın 206 ncı maddesinde gösterilmiştir (Kuru, s.732-733).
Sıra Cetveline İtiraz Edilebilir mi?
İcra ve İflâs Kanunu’nun “Cetvele itiraz” başlıklı 142. maddesi;
“Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.
Dava basit muhakeme usuliyle görülür.
İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur” şeklinde düzenlenmiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 142. maddesi gereğince alacaklılar sıra cetvelinin bir suretinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde sıra cetveline şikâyet yoluna başvurabilirler veya sıra cetveline itiraz davası açabilirler. Sıra cetveline karşı yedi gün içinde hiçbir şikâyet ve itiraz (İİK m. 142) yapılmazsa sıra cetveli kesinleşir ve ancak bundan sonra (kesinleşen) sıra cetveli gereğince paraların paylaştırılmasına geçilebilir. Buna karşılık, yedi gün içinde sıra cetveline karşı (icra mahkemesinde) şikâyet veya (mahkemede) itiraz yoluna başvurulursa, paylaştırma işleminin sonuçlanmasına kadar durdurulması ve sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar beklenmesi gerekir. Ancak, sıra cetvelinde hak sahibi görünen her alacaklı, banka teminat mektubu karşılığında kendisine ödeme yapılmasını isteyebilir (İİK m.. 142/a).
Sıra cetveline karşı koymak isteyen alacaklı (bu konudaki takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığını iddia etmeyip) sıra cetveline alınmış olan bir alacaklının alacağına veya onun sırasına (veya hem alacağına hem de onun sırasına) itiraz etmek istiyorsa, o zaman sıra cetveline karşı, mahkemede itiraz yoluna başvurması, yani o alacaklıya karşı genel mahkemede dava açması gerekir (Kuru, s. 736).
İcra müdürlüğünün, sıra cetvelini yaparken bu husustaki takip hukuku hükümlerine aykırı hareket ettiği ve yapılan işlemin hâdiseye uygun olmadığı iddia edilmekte ise, bu hâlde sıra cetveline karşı başvurulacak olan yol, icra mahkemesine şikâyet (İİK m. 16) yoludur (İİK m. 142/3). İİK’nın 142. maddesinin üçüncü fıkrası hükmünden sıra cetveline karşı şikâyet yolunun sadece sıraya karşı bir itirazda bulunulması hâline münhasırmış gibi bir anlam çıkmakta ise de, icra müdürünün uymak ve re’sen yapmak zorunda olduğu bütün hususlardan dolayı İİK’nın 16. maddesi gereğince şikâyet yoluna başvurulabilir (Kuru, s. 734).
İcra müdürlüğünün sıra cetvelini yaparken bu husustaki takip hukukuna uygun hareket etmemesi, bu konudaki hükümleri gereği gibi ve olaya uygun uygulamaması hâlinde ilgililer şikâyet yoluna başvurabilirler (İİK m. 16). Örneğin icra memuru ihale kesinleşmeden sıra cetveli düzenlemiş ise, bu bir şikâyet sebebi teşkil eder. Bunun yanında İİK’nın 142. maddesinin üçüncü fıkrasına göre alacaklının bulunduğu sıraya ilişkin olarak yani istediği sıraya kabul edilmemesi durumunda şikâyet yoluna başvurması mümkündür (Pekcanıtez, H./ Simil, C.: İcra ve İflâs Hukukunda Şikâyet, 2. B., İstanbul 2017, s. 488).
Sıra cetveline karşı şikâyet üzerine icra mahkemesince sadece sıra cetvelinin iptaline karar verilebilir. Yoksa icra müdürünün yerine geçerek yeni bir sıra cetveli düzenleyemez (Pekcanıtez/Simil, s. 393). Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikâyetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, şikâyete konu işlemin kanuna veya olaya aykırılığı tespit edilirse sıra cetvelinin iptaline karar verilir. İcra mahkemesi gerekçede düzenlenecek yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini belirterek, hukuka uygun olmayan kısımları gösterir ve bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat (İİK m. 17/1) verir. Yeni sıra cetveli yapılması görevi icra dairesine ait olduğundan iptal nedenlerinin hükümde belirtilmeden sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir. Şikâyet üzerine iptal edilen sıra cetvelinin yerine iptal gerekçesi de dikkate alınarak icra dairesince yeniden sıra cetveli yapılarak ilgililere tebliğ edilir. (YHGK 11.10.2023 T, 2023/255 E., 2023/939 K.)
Sıra Cetveline İtiraz Süresi Ne Kadardır?
İcra ve İflâs Kanunu’nun 142. maddesi gereğince alacaklılar sıra cetvelinin bir suretinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde sıra cetveline şikâyet yoluna başvurabilirler veya sıra cetveline itiraz davası açabilirler.
Sıra Cetveli Kesinleşmeden Haciz Uygulanabilir Mi?
Sıra cetveline karşı yedi gün içinde hiçbir şikâyet ve itiraz (İİK m. 142) yapılmazsa sıra cetveli kesinleşir ve ancak bundan sonra (kesinleşen) sıra cetveli gereğince paraların paylaştırılmasına geçilebilir. Buna karşılık, yedi gün içinde sıra cetveline karşı (icra mahkemesinde) şikâyet veya (mahkemede) itiraz yoluna başvurulursa, paylaştırma işleminin sonuçlanmasına kadar durdurulması ve sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar beklenmesi gerekir. Ancak, sıra cetvelinde hak sahibi görünen her alacaklı, banka teminat mektubu karşılığında kendisine ödeme yapılmasını isteyebilir (İİK m.. 142/a).
SIRA CETVELİ KONUSUNDA YARGITAY UYGULAMALARI
Sıra cetveline itiraz davaları kesinlik sınırına tabidir
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfı ile aynı Kanun’un 352/1-b maddesi hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar 51.973,04 TL’ dir. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’ nin altında kalmaktadır. (Y 6. HD 20.01.2025 T, 2024/3605 E., 2025/147 K.)
Sıra cetveli yapılması ile sıra cetveline yönelik itiraz ve sıra cetveliyle ilgili diğer işlemler zamanaşımını keser nitelikte işlemlerden değildir
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; icra dosyası kapsamında bir çok taşınmazının satılarak paraya çevrildiğini, 2007 yılında icra dosyasının takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı, 2007-2022 tarihleri arasında zamanaşımını kesen veya durduran herhangi bir icra takip işlemi bulunmadığını ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, icra dosyasında sıra cetveli düzenlenmesi ve sıra cetveline itiraz davası açılmasının zamanaşımını keseceği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK’nın 71/2. maddesinde; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır.” hükmü yer almakta, aynı Kanunun 33/a-1. maddesinde ise; “İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK’nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zamanaşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir(HGK’nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/799 K. sayılı kararı).
Öte yandan, sıra cetveli yapılması ile sıra cetveline yönelik itiraz ve sıra cetveliyle ilgili diğer işlemler zamanaşımını keser nitelikte işlemlerden değildir. Bu nedenle borçlunun zamanaşımının gerçekleştiğine yönelik iddiasının yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. ( Y 12. HD 28.11.2024 T, 2024/3733 E., 2024/10066 K.)
Borçlunun 3. kişiden olan hak ve alacaklarının 30.09.2015 tarihinde kendisine temlik edildiğini, dolayısıyla şikayet olunanların 2018 yılında kendisine temlik edilen alacak üzerinde haczinin geçersiz olduğu iddiası sıra cetveline itiraz değil 3. kişinin istihkak iddiası prosedürü çerçevesinde görülmesi gerekir
Şikayetçinin talebi, borçlunun 3. kişiden olan hak ve alacaklarının 30.09.2015 tarihinde kendisine temlik edildiğini, dolayısıyla şikayet olunanların 2018 yılında kendisine temlik edilen alacak üzerinde haczinin geçersiz olduğunu belirterek sıra cetvelinin iptalidir.
Şikayetçinin bu talebi, İİK’nın 97 maddesinde düzenlenmiş olan üçüncü şahsın istihkak iddiası mahiyetindedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. ve 33. maddelerinde; “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” “Hâkim, Türk hukukunu re’sen uygular.” düzenlemeleri mevcuttur. Bu maddeler uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde bir davada vakıaları getirmek taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. Bu itibarla hukuki tavsifin 3. kişinin istihkak iddiası prosedürü çerçevesinde görülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. ( Y 6. HD 06.02.2025 T, 2024/3601 E., 2025/385 K.)
Taşınmazlarda aynı alacaklıların haczinin bulunması halinde tek sıra cetveli düzenlenmesi de mümkündür
İcra İflas Kanunu’nun 186. maddesinde “İhtiyaten haczedilmiş mallarla iflas açıldığı zaman paraya çevrilmemiş mahcuz mallar masaya girer. İflasın açılmasından evvel paraya çevrilmiş bulunan mahcuz malların bedeli, 138 ila 144 üncü maddeler hükümlerine göre haciz koyduran alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflas masasına intikal eder” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, dava dışı borçlu Karataş İnş. Mak. San. Tic. A.Ş.’nin 13.03.2015 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, bu tarihten önce mahçuzların 12.01.2015 tarihinde paraya çevrildiği anlaşıldığından, İİK’nın 186/2. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken şikayetin kabul edilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazlarda aynı alacaklıların haczinin bulunması halinde tek sıra cetveli düzenlenmesi de mümkündür.
O halde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce; sıra cetveline konu tüm taşınmazlarda aynı alacaklıların haczinin bulunup bulunmadığı araştırılarak tek sıra cetvelinde paranın paylaştırılıp paylaştırılmamasının mümkün olup olmadığının tespiti ile işin esası yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasını gerektirmiştir. ( Y 6. HD 12.12.2024 T, 2024/3370 E., 2024/4856 K.)
Sıra cetveline şikayet 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir
Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin mükelleflerinden Luna Ro-Ro Taşımacılık Denizcilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçlarından dolayı adına kayıtlı ….3980, ….120, ….1075….480,….168, …088,….059 plakalı araçlarına 201….0000250 haciz bildirimi ile haciz konulduğunu, ancak söz konusu araçların Fethiye İcra Müdürlüğü’nce satıldığını, elde edilen 347.700,00 TL’den vergi ve satış giderleri düşüldükten sonra kalan 341.709,30 TL 1. sırada yer alan Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2017/8762 Esas sayılı dosyası alacaklısına ve 2. sırada yer alan … Karadeniz Sosyal Güvenlik Merkezi’ne ödendiğini, paylaşımın 6183. sayılı Yasaya aykırı olduğu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Fethiye İcra Müdürlüğü’nün 2018/14950 Esas sayılı takip dosyasındaki sıra cetveline itirazlarının kabulüne, müvekkili idareye ait kamu alacağının 1. sıradaki hacze iştiraki ile paranın garameten paylaştırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, hacizli araçların satışı hakkında ihalenin feshi isteminde bulunulduğu, sıra cetvelinin ihalenin kesinleşmesinden önce düzenlendiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı şikayet olunan SGK vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı şikayet olunan SGK vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Cetvele İtiraz” başlıklı 142. maddesinde “cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir” denmekle sıra cetveline şikayetin 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, sıra cetveli şikayetçi vergi dairesine 05.08.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayetin en son 12.08.2021 tarihinde yapılması gerekmektedir. Ancak dosyanın tetkikinde şikayetin 13.08.2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, şikayetin hak düşürücü süre içinde yapılmış olmasına ilişkin özel dava şartının noksanlığı gerekçesiyle, HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulüne ve sıra cetvelinin iptali ile bu karara karşı istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, kararın bozulması gerekmiştir. ( Y 6. HD 27.11.2024 T, 2024/3229 E., 2024/4386 K.)