Kasten yaralama suçları, 5237 sayılı TCK’nın 86. ve 87.maddelerinde düzenlenmiştir. TCK’nın 86.maddesinin 1.fıkrasında, bilerek ve isteyerek bir kişinin vücuduna acı verilmesi, sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulması kasten yaralama olarak tanımlanmıştır. Yine aynı maddede kasten yaralama suçunun temel şeklini işleyen kişinin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. TCK m. 86/1’de düzenlenen bu suç şikâyete tabi değildir. Ancak uzlaşma kapsamındadır.
TCK m. 86/2 de ise, suç neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması hali düzenlenmiştir. Burada da sanığın şikâyet halinde dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere kasten basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralama suçları şikâyete bağlıdır ve uzlaşma kapsamındadır.
TCK m.86/3’te kasten yaralamanın cezasının artmasına neden olan bazı haller sayılmıştır. Buna göre, kasten yaralama suçunun;
- Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- Silâhla işlenmesi hâlinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Üçüncü fıkra kapsamındaki durumlar şikâyete tabi olmadığı gibi uzlaşma kapsamında da değildir.
Kasten yaralama suçunun daha ağır neticelere sebep olması
5237 sayılı TCK’nın 87.maddesinde ise kasten yaralamanın daha ağır neticelere sebep olduğu durumlar düzenlenmiştir. Bu kasten yaralama fiili, mağdurun;
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- Konuşmasında sürekli zorluğa,
- Yüzünde sabit ize,
- Yaşamı tehlikeye sokan bir duruma,
- Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
Kasten yaralama fiili, mağdurun;
- a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
- e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan on iki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise on iki yıldan on altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.
Ceza davaları ile ilgili olarak Ankara Ceza Avukatı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kasten Yaralama Suçu Mevzuatımızda Nerede Düzenlenmiştir?
Kasten yaralama suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 86. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni;
“Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
(3) Kasten yaralama suçunun;
- a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
- b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- e) Silahla,
- f) (Ek:14/4/2020-7242/11 md.) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.“şeklindedir.
Suçun Maddi Ve Manevi Unsurları Nelerdir?
Kasten yaralama suçunun maddi unsuru kişinin başkasının vücuduna acı vermesi veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmasıdır. Bu sonuçları doğurmaya elverişli her türlü hareket bu suça vücut verebileceğinden serbest hareketli bir suçtur. Bu suç icrai bir davranışla işlenebileceği gibi ihmali (bir şeyi yapmama, hareketsiz kalma vs.) ihmali davranışla da işlenebilir. Bazen yaralama suçu işlenmesine rağmen alınan tıbbi raporda vücutta darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilebilir Bu durumda tanık beyanları, kamera görüntüleri vs. delillerle yaralama suçu sübut bulabilir.
Yargıtay bir kararında sanık savunması, mağdurun adli raporuna göre vücudunda darp ve cebir izinin olmaması, tanık beyanları ve mağdurun yargılama aşamasındaki anlatımı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kalmasına rağmen sanık hakkında tamamlanmış suç hükümlerine göre ceza tayinini bozma nedeni yapmıştır. (Y1.CD, 08/11/2022 T, 2022/7545 E., 2022/8667 K.)
Suçun manevi unsuru ise kasttır. Bu suç için genel kast yeterli olup özel bir kast aranmaz. Kast doğrudan kast ve olası kast olarak ikiye ayrılır. Doğrudan kast failin hareketinin suça vücut vereceğini bilmesi ve istemesidir. Olası kast; ise failin işlemeyi düşündüğü fiilin sonuçlarını öngörmesine rağmen, sonuçların gerçekleşmesi ihtimalini umursamamasıdır. Kasten yaralama suçunun olası kastla işlenmesi de mümkündür. Olası kast halinde fail sonucu yani mağduru yaralamayı istememekte ancak sonucun doğmasını öngörmesine rağmen, yaralama sonucu doğarsa doğsun diye düşünerek hareket etmektedir.
TCK m. 86’da düzenlenen kasten yaralama suçunun madde gerekçesinde aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir;
‘Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun temel şekli tanımlanmıştır.
Madde metninde yapılan değişiklikle, Hükûmet Tasarısında benimsenen ve “müessir fiil” karşılığı olan “etkili eylem” ifadesi terkedilerek, genel olarak yaralama kavramı benimsenmiştir. Bu nedenle, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiştir.
İkinci fıkrada ise, kasten yaralama suçunun nitelikli şekilleri gösterilmiştir. Söz konusu suçun seçimlik olarak belirlenen bu nitelikli şekilleri, bentler hâlinde sıralanmıştır.
Fıkranın (a) bendinde, kasten yaralama suçunun üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı işlenmesi, bu suçun bir nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Bu kavramlar hakkında açıklama için, kasten öldürme suçunun nitelikli hâllerine ilişkin hükmün gerekçesine bakılmalıdır.
(b) bendine göre, kasten yaralamanın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Bu hususa ilişkin açıklama için, kasten öldürme suçunun nitelikli hâllerine ilişkin hükmün gerekçesine bakılmalıdır.
Fıkranın (c) bendinde, suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi dolayısıyla işlenmesi, bir nitelikli hâl olarak öngörülmüştür. Bu hususa ilişkin açıklama için, kasten öldürme suçunun nitelikli hâllerine ilişkin hükmün gerekçesine bakılmalıdır.
Kasten yaralama suçu, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle de işlenebilir. Fıkranın (d) bendinde, bu durum, söz konusu suçun bir nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Bunun için kamu görevlisinin zor kullanma yetkisine sahip bulunması gerekmemektedir. Burada önemli olan, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, kasten yaralama suçunun işlenmesidir. Örneğin bir hâkim veya savcının sanık veya tanığa karşı kasten yaralama suçunu işlemesi hâlinde, bu nitelikli hâlin gerçekleştiğini kabul etmek gerekir. Buna karşılık, zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisi tarafından kasten yaralama suçunun işlenmesi hâli, kanunda ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Fıkranın (e) bendinde, kasten yaralama suçunun silâhla işlenmesi, bir nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Silâh deyimi için, “Tanımlar” başlıklı madde hükmüne bakılmalıdır.’
Suçun Faili Ve Mağduru Kimlerdir?
Bu suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Fail ve mağdur olmak için ek bir nitelik aranmamıştır. Ancak kasten yaralama suçunun nitelikleri hallerinin düzenlendiği TCK m. 86/3’e göre bu suçun;
- a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
- b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halleri cezanın artırılması sebebidir. Yani bu hallerde yerine göre failin veya mağdurun nitelikleri ceza tayininde etkili olur.
Suçun Takibi Şikayete Bağlı Mıdır?
TCK m. 86/2’de düzenlenen kasten yaralama suçunun basit halinin takibi şikayete bağlıdır, buna göre kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması gerekir. Ancak TCK m 86’nın aynı maddenin 1. fıkrasında düzenlenen hal ile 3. fıkrasında düzenlenen suçun nitelikli hallerinin takibi şikayete bağlı değildir.
Suçu Kovuşturmayla Görevli Mahkeme Neresidir?
Suçu kovuşturmaya görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.
Suçun Yaptırımı Ve Nitelikli Halleri Nelerdir?
Kasten Yaralama Suçunun Temel Şekli (TCK m. 86)
TCK m 86/1’e göre kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Basit Yaralama (Basit Tıbbi Müdahale- BTM ile Giderilebilecek Yaralama) (TCK m. 86/1)
TCK m 86/2’ye göre ise kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması yani basit yaralama hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
Kasten Yaralama Suçunun Nitelikli Halleri (TCK m86/3)
Kasten yaralama suçunun nitelikli halleri TCK m. 86/3’te düzenlenmiştir. Buna göre kasten yaralama suçunun;
- a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
- b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- e) Silahla,
- f) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılacaktır.
Suçun Tabi Olduğu Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Kasten yaralama suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
KASTEN YARALAMA SUÇUNDA YARGITAY UYGULAMASI
Mağdurun yaralanmasına ilişkin raporlar arasında çelişki giderilmelidir
Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizine gelince;
Ateşli silah ile yaralanan mağdurun yaralanmasına ilişkin … İlçe Devlet Hastanesinin 15/09/2014 tarihli geçici raporunda mevcut yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususunun 1 ay sonra belli olacağının belirtildiği, aynı hastanenin 04/11/2014 tarihli kesin raporunun muayene kısmında, mağdurun yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği kaydedildiği halde aynı raporun sonuç kısmında yaralanmanın “basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmadığının” tesbit edildiği, bu haliyle 04/11/2014 tarihli raporda çelişki bulunduğu anlaşılmakla, söz konusu yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususunu gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre yöntemine uygun rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir. (Y4.CD, 28/09/2021 T, 2021/8428 E., 2021/22797 K.)
Sanığın, suçta kullandığı aletin elverişliliği, darbe sayısı, hedef alınan vücut bölgeleri ile katılanda meydana gelen yaralanmaların yeri, nitelikleri ve nicelikleri ile sanığın eylemine son verme sebebi dikkate alındığında kastının, öldürmeye yönelik olduğunun ve kasten yaralama olarak değerlendirilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Somut olay değerlendirildiğinde; katılanın, kardeşi …’e ait telefonu geri istemek için sanığı telefonla aradığı, telefonu istediği ve vermedikleri takdirde polisi arayacağını bildirdiği, bunun üzerine sanığın katılana nerede olduğunu sorduğu ve sanığın olay yerine, öldürmeye elverişli bıçak üzerinde olduğu hâlde gittiği, katılanın hayati bölgelerine iki bıçak darbesi ile vurduğu, bu yaralanmalar neticesinde katılanın mide, barsak ve karaciğer olmak üzere çoklu iç organ yaralanması ve aort kesisi meydana gelecek şekilde yaralandığı, olay sebebiyle nabzının geçici olarak alınamadığı, hayati tehlike geçirdiği, katılanı bu şekilde yaralayan sanığın, olay yerindeki kalabalık tarafından kovalanması üzerine olay yerinden kaçtığı anlaşılmıştır. Sanığın, suçta kullandığı aletin elverişliliği, darbe sayısı, hedef alınan vücut bölgeleri ile katılanda meydana gelen yaralanmaların yeri, nitelikleri ve nicelikleri ile sanığın eylemine son verme sebebi dikkate alındığında kastının, öldürmeye yönelik olduğu hususunda Mahkemece yapılan tespitte hukuka aykırılık bulunmamıştır. (Y6. CD,03/10/2022 T, 2022/7574 E. , 2022/12834 K.)
Mağdurda darp-cebir izi bulunmaması ile mağdur ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilmelidir.
Sanık savunması, mağdurun adli raporuna göre vücudunda darp ve cebir izinin olmaması, tanık … …’ın aşamalardaki, tanık …’in hazırlık aşamasındaki beyanları ve mağdurun yargılama aşamasındaki anlatımı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kalmasına rağmen sanık hakkında tamamlanmış suç hükümlerine göre ceza tayini bozma nedenidir. (Y1. CD, 08/11/2022 T, 2022/7545 E., 2022/8667 K.)
Sanığın, katılanın kafasına kuru sıkı silahı dayamak şeklindeki eyleminin devamında yaralama gerçekleştiğinden eylem bir bütün olarak silahla kasten yaralama suçunu oluşturur.
Sanığın, katılanla arasında alacak verecek meselesinden dolayı çıkan tartışmada önce katılanın kafasına kuru sıkı silahı dayayarak bir kaç el tetiğe dokunduğu, kuru sıkı silahtan mermi kovanının yere düştüğü, akabinde kuru sıkı silahın kabzası ile katılanın kafasına vurarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyette yaraladığı iddia ve kabul edilen olayda, sanığın, katılanın kafasına kuru sıkı silahı dayamak şeklindeki eylemiyle yaralamaya yönelik kastını açıkladığı ve sonra katılanı yaraladığı, eyleminin bir bütün olarak silahla kasten yaralama suçunu oluşturması ve bu suç bakımından hüküm kurulmuş olması karşısında, tehdit suçundan karar vermeye yer olmadığına kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması,( Y4.D 13/09/2021T, 2021/7637 E., 2021/21330 K.)
BTM ile giderilebilir yaralamaya dair rapor bulunması iddianame düzenlenebilmesi için yeterlidir
İncelenen somut olayda, müştekinin, olay günü resmi nikahlı eşi olan şüpheli tarafından darp edildiğini ve kendisine hakaret edildiğini iddia ederek şikayetçi olduğu, dosya arasında bulunan … Numune Hastanesi tarafından düzenlenen 04/12/2018 tarihli adli rapor ile müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralanmasının bulunduğunun belirtilmesi ve şüphelinin hazırlık beyanında müştekiye hakaret ettiğini beyan etmesi karşısında, CMK’nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin iddianame düzenlenebilmesi ve suçların işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu açıktır.( Y4. CD 09/06//2021 T, 2020/34972 E., 2021/18569 K.)
Yaralamaya dair rapora ve sanığın ikrarına rağmen beraat verilmesi bozma nedenidir
Sanık …’nın yaralama eylemine ilişkin, müştekinin, Kartal Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 07/02/2014 tarihli raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığının anlaşılması ve sanık …’nın duruşmada da tekrarladığı soruşturma aşamasındaki beyanında, müştekiye vurduğunu kabul etmesi karşısında, adli rapora ve sanığın anlatımına neden itibar edilmediği açıklanıp tartışılmadan, sanık hakkında yaralama suçundan beraat hükmü kurulması bozma nedenidir. ( Y4. CD 28/01/2021 T, 2020/34449 E., 2021/2846 K.)
Küçük yaştaki mağduru terk etme sırasında BTM ile yaralanan mağdura karşı olası kast ihtimali değerlendirilmelidir
Sanığın yaşı küçük olan oğlu mağdur …’u terk etme sırasında mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyette yaralandığının kabul edildiği olayda; sanığın olası kast ile hareket edip etmediğinin tartışılarak belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir. (Y4.CD 25/10/2021T, 2020/29659 E., 2021/25245 K.)
Karşılıklı yaralama olayında haksız tahrik değerlendirilmelidir
Müştekiler …ve …’in olay günü otobüs durağında bekleyen sanık …’in yanına geldikleri, müşteki …’ün sanık …’ten alacağını istemesi üzerine çıkan tartışmada, müşteki …’in sanık …’in yüzüne ve karnına vurmak suretiyle müştekiyi basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyette yaraladığı, temyiz dışı diğer sanık …’ın olaya dahil olmasından sonra sanığın, müşteki …’i suçtan sonra ele geçirilen bıçakla tehdit ettiği kabul edilen olayın çıkış sebebi üzerinde durularak, müşteki ve sanığın karşılıklı tahrik oluşturabilecek eylemleri saptanıp, haksız davranışların öncelik sonralık durumu, etki-tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri, ağırlık düzey ve derecelerine göre denge bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre sanık lehine TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, (Y4.CD 12/04/2021T, 2020/27959 E. , 2021/12869 K.)
Kasten yaralamanın üstsoya karşı silahla işlenmesi halinde birden fazla nitelikli hal bir arada gerçekleştiğinden alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza verilmelidir
1-Sanığın çıkan tartışma sırasında anne ve babasına taş atıp, tehdit ettiği, adli rapor içeriğine göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığının anlaşılması karşısında eyleminin kesintiye uğramadığı, sanığın eyleminin kasten yaralama suçunun irade açıklaması olup olmadığı tartışılarak yaralama eyleminin irade açıklaması olduğunun kabulü halinde yalnızca kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine tehdit suçundan da hüküm kurulması,
2-Kasten yaralama suçunun üst soya karşı, silahla işlenmesi karşısında, TCK’nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken, aynı Kanunun 86/3-a – e maddesindeki iki nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-TCK’nın 61/6. maddesine aykırı olarak, tehdit suçundan, aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca yapılan indirim sırasındaki hesap hatası nedeniyle sonuç cezanın 6 ay 7 gün yerine, 6 ay 20 gün olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini bozma nedenidir. (Y4.CD 24/11/2022 T, 2020/27384 E. , 2022/23503 K.)
Nitelikli yaralama suçunun beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olan kişiye karşı işlenmesi şikayete tabi değildir
TCK’nın 86/3-b maddesi gereğince yaralama suçunun beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olan kişiye karşı işlenmesi halinde takibinin şikayete bağlı olmadığı ve mağdur …’in 15 yaşını doldurmamış olduğu gözetilmeden karar verilmesi bozma nedenidir. (Y4.CD, 01/04/2019 T, 2014/51368 E. , 2019/5730 K.)
TCK’nın 86/3-b maddesinde öngörülen artırım nedeninin uygulanmaması bozma nedenidir.
Sanığın beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak 11 yaşındaki katılanı yaralamasından dolayı, TCK’nın 86/3-b maddesinde öngörülen artırım nedeninin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir. (Y4.CD, 06.05.2015, 2013/14516 E. , 2015/28421 K.)
Kamu görevlisi olan mağdura karşı atılı suçu işleyen sanığın cezasında TCK’nın 86/3-c maddesi gereğince artırım yapılması gerekir
TCK’nın 256. maddesinde düzenlenen ” zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçunun oluşabilmesi için suçu işleyen kişinin zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisi olması gerektiği ancak incelenen dosyada sanığın serbest meslek sahibi, mağdurun kamu görevlisi oldukları anlaşıldığından temel cezanın tayin edildiği hüküm fıkrasında koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 256. maddesi delaletiyle yazılması hususunun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Kamu görevlisi olan mağdura karşı atılı suçu işleyen sanığın cezasından TCK’nın 86/3-c maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (Y8. CD 12.04.2022 T, 2022/629 E., 2022/5909 K.)
Mağdurun kamu görevlisi olup olmadığı görev belgesi ile belirlenmelidir
Dosya kapsamından olayın meydana geldiği hastanede güvenlik amiri olarak görev yaptığı anlaşılan mağdur …’ın görev belgesi dosyaya getirtilerek kamu görevlisi olup olmadığı hususu tartışılmaksızın eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanığın TCK’nın 86/3.c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi bozma nedenidir. (Y 4.CD 07/10/2021 T, 2021/22939 E. , 2021/23841 K.)
Kamu görevlisi sanığın zor kullanma yetkisi sınırını aşması halinde yaralama suçunun cezasında artırım yapılır
Jandarma Karakol Komutanı olarak görev yapan sanığın, kanun ve yönetmeliklerden kaynaklanan zor kullanma yetkisinde sınırı aşmak suretiyle atılı suçu işlediği anlaşılmakla; hakkında TCK’nın 86/1. maddesine göre belirlenen temel hapis cezasının, TCK’nın 86/3-d maddesine göre artırılması gerektiği gözetilmeyerek sanığa eksik ceza tayin edilmesi bozma nedenidir. ( Y 8.CD 19.04.2022 T, 2022/639 E. , 2022/6193 K.)
Özel güvenlik görevlisi olan sanığın yasal koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılarak TCK’nın 86/3-d maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmelidir
Sanığın, parkta güvenlik görevlisi olarak çalıştığı anlaşılmakla; özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için 5188 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve 11. maddesi uyarınca da Valilikten çalışma izni almak zorunlu olup, anılan Kanun’un 23. maddesi de dikkate alınarak sanığın yukarıda açıklanan koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılarak TCK’nın 86/3-d maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmelidir. (Y4.CD 03/03/2021 T, 2018/536 E. , 2021/7313 K.)
Kamu görevlisi olan sanıkların katılana karşı zor kullanma yetkisini aşarak işledikleri kasten yaralama eylemi TCK’nın 86/3-d maddesindeki nitelikli yaralama suçuna vücut verir
Olay yerine sonradan gelen sanık polis memurlarının araç içerisinde kelepçeli haldeki katılana karşı zor kullanmayı haklı gösterecek sebep bulunmadığı halde sanıklardan…’in kafasına yumruk atmak, …’in ise göğsüne vurmak suretiyle zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçunu işlediklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, katılanın cebinden çıkardığı bıçakla motosikletli polis timi mensubu olan …’a saldırmak istemesi nedeniyle çıkan arbedede polis memurları …. ve…. tarafından etkisiz hale getirilmesi için kuvvet uygulandığı ve kelepçe takılarak yardımcı ekip anonsu yapıldığı, bu sırada çevrede toplanan mahalle sakinlerinin dağıtılması için havaya üç el ateş edildiği, katılanın kargaşadan yararlanarak kaçmaya çalıştığı ve kelepçeli halde yere düştükten sonra olay yerine gelen Asayiş Büro Amirliğinde görevli sanıklardan… …. ve …’ın katılanı ekip otosuna bindirdiği ve karakola götürdüğü anlaşılan olayda, sanıkların atılı suçu kabul etmeyerek katılanın ekip otosuna bindirildiği sırada başından ve yüzünden yaralı olduğu yönündeki beyanı, katılanın da kendisini en çok motosikletli polis timlerinin darp ettiği yönündeki anlatımı karşısında, maddi gerçeğin her türlü kuşkudan uzak olarak belirlenmesi için katılandaki yaralanmanın, haklarında meşru savunma nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen motosikletli polis timlerinin eylemleri ve katılanın vücudunda meydana getirdiği yaralanmanın derecesi de dikkate alınmak suretiyle, sonradan olay yerine gelen sanıkların katılana yönelik eylemleriyle gerçekleşip gerçekleşmediği ve illiyet bağı bulunup bulunmadığı, var ise TCK’nın 86. maddesinin hangi fıkrasına temas ettiği hususlarında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmak suretiyle belirlenmesinden sonra hukuki durumlarının ayrı ayrı tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Sanıklar hakkında temel cezanın tayininde uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün ve 2008/149-163, 13/11/2007 gün 2007/171-235 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK’nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu, sanıkların kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, “Şartları oluşmadığından CMK 231 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına.” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kamu görevlisi olan sanıkların katılana karşı zor kullanma yetkisini aşarak işledikleri kasten yaralama eyleminin TCK’nın 86/3-d maddesinde yer aldığı şekilde kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştiği anlaşılmasına rağmen bu madde uyarınca arttırım yapılmaması suretiyle eksik cezalar tayin edilmesi bozma nedenidir. ( Y5.CD 02/11/2017 T, 2017/4622 E., 2017/4666 K.)
Yaralama suçunda kullanılan sandalye silahtan sayılır
Sanığın yaralama eylemini TCK’nın 6. maddesi gereğince silahtan sayılan sandalye ile gerçekleştirmesine rağmen TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanmaması bozma nedenidir. (Y4. CD 05/04/2022 T, 2022/5887 E. , 2022/9435 K.)
Mağdurun beyanı, raporu ve suçta kullanıldığı iddia ve kabul olunan bıçağın ele geçmemesi karşısında TCK m 86/3-e maddesi uygulanamaz
Mağdur …’nın duruşmadaki beyanında, sanık …’nin, elini muhtemelen tırnaklarıyla yaraladığını bildirmesi, mağdurun raporu ve suçta kullanıldığı iddia ve kabul olunan bıçağın ele geçmemesi karşısında; sanık …’nin yaralama suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükümde TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini bozma nedenidir. (Y4. CD 22/11/2021 T, 2021/21550 E., 2021/27160 K.)
Ceza tayininde TCK’nın 61/5. maddesinde öngörülen sıralamaya uyulmalıdır
Kasten yaralama suçundan tayin edilen temel cezada önce TCK’nın 35. maddesi uyarınca teşebbüs hükümlerine göre indirim uygulanıp sonrasında TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin, TCK’nın 61/5. maddesinde öngörülen sıralamaya aykırılık oluşturacak biçimde ceza tayini bozma nedenidir. (Y4. CD 23/05/2022 T, 2022/11 E. , 2022/12906 K.)
02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı yasa ile SSÇ’ler açısından TCK’nın 86/3-e, 31/3. maddesinde tanımı yapılan kasten silahla yaralama suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı gözetilmeli ve lehe kanun değerlendirmesi yapılmalıdır
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdur …’ya yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde,
Suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda atılı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılarak, hükmün açıklanmasına karar verildiği, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde işlediği suça ilişkin ilamı ile mahkumiyetine ilişkin kararında suçun silahla yaralama suçunu oluşturduğu, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca ”Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuk bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar” arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e, 31/3. maddesinde tanımı yapılan kasten silahla yaralama suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35.maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi suretiyle, hükmün açıklanıp açıklanmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir. (Y6. CD 20.01.2022 T, 2021/5413 E. , 2022/489 K.)
Muşta ele geçmese de TCK m. 86/3-e uygulanmalıdır
Sanığın, kasten yaralama eylemini ele geçirilemeyen ve silahtan sayılan muşta ile gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi bozma nedenidir. (Y6.CD 16/12/2021 T, 2021/4918 E. , 2021/19728 K.)
Çenede kesi oluşturan sopa ile yaralamada sopa ele geçmese de silahtan sayılır
Katılan hakkında düzenlenen adli raporlara göre katılanın çenesinde 3×1 cm.’lik kesi olduğunun belirtilmesi, katılanın aşamalarda suça sürüklenen çocuğun çenesine sert bir cisimle vurduğunu beyan etmesine rağmen, yerinde olmayan ”..her ne kadar üzerine atılı suçu silahtan sayılan sopa ile işlediği iddia olunmuş ise de, ele geçirilemeyen ve üzerinde inceleme yapılamayan sopanın silahtan sayılamayacağı..” şeklindeki gerekçe ile TCK’nin 86/3-e maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi bozma nedenidir.
.( Y3.CD 17.03.2015 T, 2014/32643 E., 2015/9718 K.)
Kasten yaralama suçları hemen her gün ülkemizin çeşitli yerlerinde yaşanan olaylardandır ve savcılık ve ceza mahkemelerindeki dosyaların çok önemli bir kısmı bu dosyaları oluşturmaktadır. Yaralamanın gerçekleşme şekli ve niteliği ile toplanacak deliller konusu karmaşık bir konu olduğundan, bu hususta hukukî yardım alınması sağlıklı olacaktır. Hukukî destek ve yardıma OR Hukuk ve Danışmanlık olarak hazırız.