A. Davanın İhbarı
Davanın İhbarı ve Şartları Nelerdir?
Davanın ihbarı ve şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 61. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir;
MADDE 61– (1) Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.
(2) Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir.”
Davanın İhbarı ve Amacı Nedir?
Görülmekte (derdest) olan davanın taraflarından birinin, üçüncü bir kişiye bu davayı haber vermesine ve üçüncü kişiden bu davada kendisine yardım etmesini istemesine davanın ihbarı (duyurulması) denir. Davanın tarafı davayı kaybettiği takdirde dava dışı bu üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Dava kendisine ihbar edilen kişi de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunabilir.
Davanın ihbarının iki amacı vardır. Davanın ihbarının usul hukuku bakımından amacı, dava kendisine ihbar edilen üçüncü kişinin, davaya katılarak davayı ihbar eden tarafa yardım etmesinin sağlanmasıdır. Davanın ihbarının maddi hukuk bakımından amacı ise, davayı ihbar eden tarafın, davayı kaybetmesi hâlinde üçüncü kişiye karşı açacağı rücu davasında (veya üçüncü kişinin ihbar eden tarafa karşı açacağı tazminat davasında) hakkını daha emin (güvenli) biçimde ileri sürebilmesidir. ( YHGK 01.07.2020 T, 2016/826 E. , 2020/499 K.)
Davanın İhbarının Şartları Nedir?
Davanın ihbar edilebilmesi için gereken şartlar şunlardır;
– Açılmış ve görülmekte olan yani derdest bir dava bulunmalıdır,
– Davanın ihbarında hukuki yarar bulunmalıdır,
– İhbar edilen davanın tarafları dışında dava ehliyetine sahip üçüncü bir kişi olmalıdır,
– İhbar tahkikat sona ermeden yapılmalıdır.
Ne Zamana Kadar İleri Sürülebilir?
Taraflar, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.
Davanın İhbarının Şekli Nasıl Olmalıdır?
İhbarın şekli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 62. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir;
MADDE 62- (1) İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
(2) Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.”
Davanın ihbarı yazılı olarak yapılmalı, ihbarda ihbar sebebi gerekçeleri ile açıklanmalı ve yargılamanın hangi aşamada olduğu da belirtilmelidir.
İhbarın muhakkak mahkeme vasıtasıyla yapılması zorunlu değildir, noter marifeti ile ya da iadeli taahhütlü mektupla da yapılabilir. Davanın ihbarını mahkeme aracılığı ile isteyen taraf dilekçe ile mahkemeye başvurmalıdır. Mahkeme, davanın ihbarına ilişkin dilekçenin üçüncü kişiye tebliği için davanın ihbar şartlarının bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği gibi ihbar talebinin reddine ya da kabulüne de karar vermemelidir. (YHGK 01.07.2020 T, 2016/826 E., 2020/499 K.)
Davanın ihbarı nedeniyle yargılama başka bir güne bırakılamaz ve ihbarın tevalisi yani ihbar edilenin başka bir kişiye ihbar etmesi dışında (ihbarın tevalisi) ve zorunlu haller dışında süre verilemez.
İhbarda Bulunan Kişinin Durumu ve İhbarın Etkisi Nedir?
İhbarda bulunulan kişinin durumu ve ihbarın etkisi HMK m. 63 ve 64’te düzenlenmiştir. Madde metinleri aşağıdaki şekildedir.
MADDE 63– (1) Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.
İhbarın etkisi
MADDE 64- (1) İhbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.”
a. İhbarda bulunulan kişinin durumu nedir?
İhbar olunan taraf davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında davaya katılabilir. İhbar olunanın davaya yanında katılacağı taraf davayı ihbar eden taraf olabileceği gibi karşı taraf da olabilir. İhbar olunan, davada taraf sıfatını kazanamaz yani hükümde ihbar olunan leh ya da aleyhine hüküm kurulamaz ve ihbar olunan yargılama giderlerine mahkum edilemez.
b. İhbarın Etkisi Nedir?
İhbarın etkisi konusunda HMK m. 64’te HMK m. 69’a atıf yapılmıştır. Buna göre bu konuda HMK m. 69 hükmü kıyasen uygulanacaktır. HMK m. 69’da feri müdahalenin etkisi düzenlenmiş olup bu konu aşağıda detaylıca incelenmiştir.
Davaya Müdahale
Davanın sonunda verilen hüküm normalde yalnız davanın tarafları ve bunların külli halefleri hakkında kesin hüküm teşkil eder. Eğer verilen hüküm dava dışı üçüncü kişi ya da kişilerin hukuki durumunu dolaylı olarak etkiliyorsa bu kişinin davaya müdahale atma hakkı bulunur. Davaya müdahale üçüncü kişinin durumuna ve müdahale biçimine göre asli müdahale ve fer’i müdahale olarak ikiye ayrılır.
Asli Müdahale
Asli Müdahale Nedir ve Ne Zamana Kadar İleri Sürülebilir?
Hukuki yararının bulunması ve harcını yatırması koşulu ile, bir davanın konusu olan hak ya da şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilene kadar bu durumu ileri sürerek yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede bağımsız bir dava açabilir.
Asli müdahale HMK m. 65’te düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki gibidir;
MADDE 65- (1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
(2) Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.”
Asli Müdahale Kime Karşı ve Nasıl Yürür?
Asli müdahale karşı davadan farklıdır. Karşı dava, davalı tarafından asıl davanın davacısına karşı açılır. HMK m. 65’te belirtildiği üzere asli müdahalede ise dava dışı üçüncü bir kişi tarafından davanın davacısına ya da davalısına karşı açılabilir.
Asli Müdahalenin Etkisi Nedir?
Asli müdahale davası asıl yargılama ile birlikte yürür ve karara bağlanır. Her iki davanın birlikte yürütülüp yürütülmeyeceğine ya da birinin diğeri için bekletici mesele yapılıp yapılmayacağına mahkeme karar verecektir. Ancak her halükarda yargılamaların birlikte yürütülmesi ve kararın da ayrı ayrı değil aynı anda birlikte verilmesi gerektiği kanunda açıkça belirtilmiştir. Asli müdahil davanın taraflarından bağımsız olarak hareket edebilir, delil sunabilir ve karara karşı yasa yoluna başvurabilir. Asli müdahale davasında ilk davanın tarafları mecburi dava arkadaşıdır ancak aralarında menfaat çatışması bulunduğundan birlikte hareket etme zorunlulukları yoktur. Burada asli müdahalenin özelliğinden doğan bir mecburi dava arkadaşlığı söz konusudur.
FER’İ MÜDAHALE
Fer’i Müdahale Nedir ve Ne zamana Kadar İleri Sürülebilir?
Bir davada, dava dışı üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında, ona yardımcı olmak amacıyla, yargılama sona erinceye kadar fer’i müdahil olarak bulunabilir.
Asli müdahale HMK m. 66’da düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki gibidir;
MADDE 66– (1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.”
Fer’i Müdahale Talebi Ve İncelenmesi Nasıl Olur?
Fer’î müdahale talebi ve incelenmesi HMK’nın 67. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki gibidir;
MADDE 67- (1) Müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur.
(2) Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.”
Müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur. Bu talep mahkemece davanın taraflarına tebliğ edilir. Bu dilekçe üzerine mahkeme fer’i müdahale talebinin kabulüne ya da reddine karar verir.
Fer’i Müdahilin Durumu:
Fer’î müdahilin durumu HMK’nın 68. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki gibidir;
MADDE 68- (1) Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir.
(2) Mahkeme, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder.”
Mahkeme müdahale talebini kabul ederse üçüncü kişi fer’i müdahil sıfatını kazanarak lehine davaya katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı bu aşamadan itibaren takip etmeye başlar. Fer’i müdahil davaya yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorundadır. Fer’i müdahil leh ya da aleyhine hüküm kurulmadığı için fer’i müdahilin tek başına istinaf ya da temyiz yoluna baş vurma hakkı yoktur.
Fer’i Müdahalenin Etkisi
Fer’î müdahelenin etkisi HMK’nın 69. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki gibidir;
MADDE 69- (1) Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.
(2) Fer’î müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak, müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.”
Fer’i müdahale bulunan bir davada hüküm yalnızca taraflar hakkında kurulur. Fer’i müdahil taraflara rücu ederse, rücu davasında asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiasında bulunamaz. Bunun istisnası ise fer’i müdahilin yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü iddia etmesidir. Tarafın yargılamayı hatalı yürütmesi şu şekillerde olabilir;
-Fer’i müdahile zamanında ihbar yapılmaması nedeniyle fer’i müdahilin davaya geç katılması,
– Yanında katıldığı tarafın, fer’i müdahilin iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellemesi,
– Yanında katıldığı tarafın ağır kusuru sebebiyle fer’i müdahilin kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarını kullanamaması. Bu hallerin söz konusu olması halinde fer’i müdahil bunları rücu davasında ileri sürebilir.
Davanin İhbari Ve Davaya Müdahale İle İlgi̇li̇ Yargitay Uygulamaları
İhbar talebi olmasına rağmen ihbara ilişkin şirkete tebligat yapılmaması bozma nedenidir
Somut olayda, davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın … Güvenlik Şirketi’ne ihbarını talep ettiği görülmektedir. Ancak dosya içeriğinde, davanın ihbarına ilişkin bu şirkete yapılmış bir tebligat bulunmamaktadır. Davalının … Güvenlik Şirketi’ne davanın ihbarını talep etmesi üzerine anılan şirkete usulüne uygun tebligat yapılması ve davanın ihbar edilmesi gerekirken, bu talebin dikkate alınmaması isabetsizdir.(Y22.HD 15.04.2019 )T., 2017/19541 E. , 2019/8724 K.)
Mahkemece davanın ihbarı yönünde karar verilmelidir
Davalı vekili 08.01.2011 tarihli dilekçe ile husumet itirazında bulunarak, davanın Gaziantep S..Toki Yönetimine ihbarını ve 07.02.2011 havale tarihli dilekçe ile de davacıya ait işyeri şahsi dosyasının da Toki Site Yönetiminden getirtilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın ihbarı yönünde bir karar verilmediği gibi davacıya ait çalışma dönemi bilgilerini içerir işyeri şahsi dosyasının da site yönetiminden istenilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava Gaziantep S.. Toki Yönetimine ihbar edilmeli, davacıya ait işyeri şahsi dosyasının getirtilerek davacının çalışma dönemine ait bilgi ve belgelerin bir bütün olarak değerlendirilmesi, alacak hesabının gerekirse dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilerek yaptırılması, ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, sadece soyut tanık anlatımlarına dayanılarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.( Y22. HD 23.10.2014 T, 2014/24182 E. , 2014/29018 K.)
Davalı asıl veya alt işverenlerin dava sonunda ödemek durumunda kalacakları dava konusu alacakları diğer alt işverenlere rücu etme hakkı bulunduğundan davanın diğer alt işverenlere ihbarı gerekir
Davanın ihbarının düzenlediği 6100 sayılı HMK’nun 61’inci maddesinde “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.” hükmü getirilmiştir. İş davalarında özellikle işçinin aynı asıl işverene ait işyerinde aralıksız şekilde birden çok alt işveren nezdinde çalışması durumunda, davalı asıl veya alt işverenlerin dava sonunda ödemek durumunda kalacakları dava konusu alacakları diğer alt işverenlere rücu etme hakkı bulunduğundan ve özellikle uzun bir çalışma dönemine ilişkin davalarda birden çok alt işveren nezdinde çalışmalar mevcut olduğundan, bu çalışmalara ilişkin ödeme yapılmış olması ve bu ödemelere ilişkin evrakların bu alt işverenlerde bulunması ihtimaline karşı davanın ihbarı ayrıca önem kazanmaktadır. Mahkemece davanın ihbarı talepleri, 6100 sayılı HMK’nun 62’nci maddesi gereği asıl veya alt işveren davalıların davayı ihbar taleplerinin yazılı olması, davanın ihbar edileceği kişilerin adresleri ile bildirilip bildirilmediği ve tebligat masraflarının yatırılıp yatırılmadığı hususları dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmelidir. (Y7.HD 01/06/2015 T, 2014/17088 E., 2015/10715 K.)
İhbarı talep edilen Şirkete usulüne uygun tebligat yapılması ve davanın ihbar edilmesi gerekirken bu talebin dikkate alınmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
.. davalarında özellikle işçinin aynı asıl işverene ait işyerinde aralıksız şekilde birden çok alt işveren nezdinde çalışması durumunda, davalı asıl veya alt işverenlerin dava sonunda ödemek durumunda kalacakları dava konusu alacakları diğer alt işverenlere rücu etme … bulunduğundan ve özellikle uzun bir çalışma dönemine ilişkin davalarda birden çok alt işveren nezdinde çalışmalar mevcut olduğundan, bu çalışmalara ilişkin ödeme yapılmış olması ve bu ödemelere ilişkin evrakların bu alt işverenlerde bulunması ihtimaline karşı davanın ihbarı ayrıca önem kazanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davalı tarafından davaya cevap dilekçesinde davanın ihbarına yönelik olarak talepte bulunulmasına rağmen Mahkemece bir işlem yapılmadığı anlaşılmakla, gerekirse bu talebe ilişkin delil avansı da ikmal edilerek davanın ihbarı talep edilen Şirkete usulüne uygun tebligat yapılması ve davanın ihbar edilmesi gerekirken bu talebin dikkate alınmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. (Y9.HD 04.10.2022 T, 2022/8389 E., 2022/11105 K.)
İhbar edilen fer’i müdahil davanın tarafı olmadığından temyiz hakkı yoktur
Davada ihbar edilen tapu sicili müdürlüğü sadece fer’i müdahalede bulunduğu için davanın tarafı değildir. Davanın ihbar edildiği taraf aleyhine verilmiş bir hüküm de bulunmamaktadır. Böyle olunca, davanın ihbar edildiği yanın temyiz incelemesini talep hakkı olmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir. (Y14.HD 13.05.2010 T, 2010/4132 E., 2010/5683 K.)
Olumsuz yetki tespitine itiraz davasında, 6356 sayılı Kanun’un 43. maddesinde belirtilen sendikalar ile işverene davanın ihbar edilmemesi mutlak bozma sebebidir
6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, olumsuz yetki tespitine itiraz istemine ilişkin davalarda, mahkemece resen, davanın işveren ile o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikalarına ihbar edilmesi gerektiği açık olarak belirtilmiştir.
Kanunda açık bir şekilde resen davanın ihbarına ilişkin yükümlülük öngörüldüğünden ve davanın kanunda belirtilen kişilere ihbar edilmemesi durumunda adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkının ihlâl edileceği açık olduğundan bu noktada söz konusu haklara ilişkin açıklama yapılması gerekmektedir.
Bu çerçevede değerlendirme yapmak gerekirse, olumsuz yetki tespitine itiraz davasında, mahkemece davanın resen ihbarına dair açık hükmün gereğinin yerine getirilmemesi, davaya katılma hakkı bulunanların hukuki dinlenilme hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracaktır. Nitekim 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında davanın ihbar edilmesi gerektiği belirtilen kişiler, bu dava bakımından hukuki menfaati etkilenecek ve dava kendi hak alanını doğrudan ilgilendiren kişilerdir.
Bu itibarla olumsuz yetki tespitine itiraz davasında, Kanun’da belirtilen sendikalar ile işverene davanın ihbar edilmemesi mutlak bozma sebebi olup Dairemizin yerleşik uygulaması da bu şekildedir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.02.2022 tarihli ve 2021/12671 Esas, 2022/1967 Karar sayılı ilâmı; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli ve 2020/6566 Esas, 2020/11081 Karar sayılı ilâmı). Dava kendisine ihbar edilenlerin davaya katılması durumunda, bu kişiler fer’î müdahil sıfatını kazanacaklardır. (Y9.HD 16.06.2022 T, 2022/7390 E., 2022/7935 K.)
Müdahale talebinin en geç ilk derece yargılamasındaki hüküm verilinceye kadar yapılması gerekir
Temyiz istemi, müdahale talep eden …’ın davaya müdahale talebini ilk derece yargılamasındaki hüküm verilinceye kadar yapmamış olması ve istinaf aşamasında davaya müdahale talebinde bulunulamayacak olması nedeniyle kararı istinaf etme yetkisinin bulunmamasından dolayı istinaf isteminin usulden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir. (Y5.HD 26.06.2024 T, 2024/4445 E., 2024/7660 K.)
Mahkemece asli müdahale talebi konusunda olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmaması bozma nedenidir
Bozma ilamına uyulduğu halde mahkemece; … Varlık A.Ş.’nin asli müdahale talebi konusunda olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan bozma öncesi gibi davanın davacı mirasçılar yönünden kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Bu durumda mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında; harç eksikliği de tamamlandığı gözetilerek bozma ilamının gereği yerine getirilerek öncelikle … Varlık
Yön. A.Ş.’nin müdahale talebinin “kabulüne” veya “reddine” dair bir karar verilmesi, asli müdahale talebinin kabulüne karar verilmesi halinde taraf iddia, savunma ve tüm delilleri değerlendirilerek (kredi borcuna ilişkin güncel banka kayıtları ve icra dosyası da temin edilmek suretiyle) asıl dava ve asli müdahale davası birbirinden ayrı ve bağımsız davalar olduğundan her bir dava hakkında infazı kabil ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerekirken asli müdahale talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş bozulması gerekmiştir. (Y4.HD 30/03/2022 T, 2022/823 E., 2022/6264 K.)
Fer’i müdahilin tek başına istinaf hakkı yoktur
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı, davaya asli müdahale talebinde bulunulmuş ise de, müdahillerin davacı yanında davaya katıldıkları, davacı ile aynı talepte bulundukları, mahkemece sadece davanın tarafları hakkında hüküm kurulduğu, HMK.nun 65. ve devamı maddeleri gereğince müdahillerin taleplerinin asli müdahale olmadığı, fer’i müdahale niteliğinde olduğu, fer’i müdahillerin kararı ancak davacı ile birlikte istinaf edebileceği, davacının başvurusunun ise süresinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının usulden reddine karar verilmiştir.
Müdahiller vekili, kararı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, müdahale talebinin fer’i müdahale niteliğinde olduğu ve davacının istinaf başvurusunun ise süresinde yapılmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurularının usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Y 26/05/2021 T, 2021/3267 E., 2021/7715 K.)
6100 sayılı HMK’nın 65/1. maddesi gereğince davaya asli müdahale, hüküm verilinceye mümkündür
Hükmü temyiz eden … , davada taraf olmadığı gibi yargılama sırasında harcını yatırmak suretiyle usulünce davaya müdahale talebi de bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 65/1. maddesi gereğince davaya asli müdahale, hüküm verilinceye mümkün olup … vekili karar tarihinden sonra 01.02.2018 havale tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunmuş olup, kararla davadan el çekilmiş olması nedeniyle bu dilekçenin müdahale olarak kabulüne olarak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde yazılı süre içerisinde genel mahkemede dava açması mümkün olmakla beraber eldeki davanın tarafı olmayan ve davaya süresi içerisinde yöntemince katılımı da bulunmayan … vekilinin temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz inceleme isteminin reddi gerekir. (Y16.HD 19.04.2021 T, 2021/880 E., 2021/3778 K.)
Sendika yönetim kurulu kararının iptali davalarında asli müdahale olamaz
Davanın niteliği itibariyle sendika yönetim kurulu kararının iptali davalarında asli müdahale hukuken olanaklı değildir. (Y22.HD 18/02/2020 T, 2020/33 E., 2020/2811 K.)
Mahkemece asli müdahale talebi bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi bozma nedenidir
Asli müdahale de ise; davaya müdahale eden kişi görülmekte olan bir davada o, davanın taraflarının hak sahibi olmayıp, onlardan ayrı ve bağımsız olarak kendisinin hak sahibi olduğunu iddia etmektedir. Davaya asli müdahale durumunda, yargılama sonunda asli dava ve müdahale davası konusunda iki ayrı karar verilecek ve bu karar hem asıl davanın tarafları, hem de asli müdahil için bağlayıcı hukuki sonuçlar doğuracaktır.
Bozma sonrası; 24/04/2019 tarihinde harçlandırılan asli müdahale dilekçesi ile eldeki davanın tarafları davalı olarak gösterilerek, dava konusu alacağa ilişkin farklı bir hukuki nedene dayanarak bağımsız bir hak talebinde bulunulmuştur. Mahkemece de gerekçeli karar başlığında asli müdahil olarak gösterilmiş ise de, asli müdahale talebi bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
O halde, mahkemece; asli müdahale dilekçesinin harçlandırıldığı da dikkate alınarak taleple ilgili bir karar verilmesi gerekirken, asli müdahale talebine yönelik karar verilmemiş olması, bozmayı gerektirmiştir.( Y3.HD 06/02/2020, 2019/4004 E., 2020/934 K.)
Asli müdahale tarihi itibariyle aktif dava ehliyeti olmayan gerçek kişilerce açılan davaya üçüncü kişinin sonraki tarihte asli müdahil olarak katılma talebinde bulunulması davaya sıhhat kazandırmayacaktır
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu, Hukuk Genel Kurulunun 23.10.1996 tarih 1996/522 Esas – 1996/713 Kararında da belirtildiği üzere; bir veya bir kısım mirasçının terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde miras payları oranında tescil talepli olarak dava açamayacakları, bu tür davaları Türk Medeni Kanununun 701 ve 702. maddesi uyarınca ancak tüm mirasçıların birlikte açmaları gerektiği belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacılar ve birleşen davacıların temyiz itirazlarının reddine,
2- Asli müdahil … Yönetiminin temyiz itirazları yönünden:
Aşağıda 3 numaralı bentte yazılı bozma nedenine göre … Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine,
3- Asıl ve birleşen dosya davalısı Hazinenin temyiz itirazları yönünden:
Dava konusu taşınmazlar idari yoldan Hazine adına tescil edilmiş olup halen hali arazi ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Davacı ve birleşen davacılar taşınmazların miras bırakanlarına ait olduğu iddiasıyla tapularının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili istemiyle Hazineye husumet yöneltmiş olup … Yönetimi ise 21/04/2017 tarihli dilekçesi ile taşınmazların … sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle asli müdahil sıfatıyla davaya katılma talebinde bulunmuştur.
1 numaralı bentte açıklandığı üzere; bir veya birkaç mirasçının elbirliği mülkiyeti hükümlerinin uygulandığı terekeye tabi bir taşınmaza yönelik üçüncü kişiye karşı miras payı oranında tescil istemli olarak dava açamayacakları kabul edilmiş olup, davacı ve birleşen davacıların eldeki davayı açma ve takip etme ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu durumda asli müdahale tarihi itibariyle aktif dava ehliyeti olmayan gerçek kişilerce açılan davaya … Yönetiminin sonraki tarihte asli müdahil olarak katılma talebinde bulunulması davaya sıhhat kazandırmayacaktır. Hal böyle olunca ortada usulünce açılmış ve takip edilmiş bir dava bulunmadığından … Yönetiminin bu davada asli müdahale yoluyla ileri sürdüğü taleplerin dinlenilme olanağı bulunmamaktadır. … Yönetiminin asli müdahale talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (Y20.HD 30/04/2019 T, 2019/1268 E., 2019/2982 K.)
İcra mahkemelerinde asli veya fer’i müdahil olarak şikayete müdahale yolu ile katılmak mümkün değildir
Fer’i müdahale talebinde bulunan TMSF’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; icra mahkemelerinde asli veya fer’i müdahil olarak şikayete müdahale yolu ile katılmak mümkün olmadığından ve fer’i müdahale talebinde bulunan TMSF’ nin kanun yollarına başvuru hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.(Y12.HD 24/05/2022 T, 2022/5681 E., 2022/5750 K.)
Yargılama devam ederken vefat eden fer’i müdahilin mirasçılarına dava bildirilmelidir
…vekili 23.05.2012 havale tarihli dilekçesi ile davalı yanında fer’i müdahillik talebinde bulunmuş, mahkemece 26.11.2013 tarihli celsede adı geçenin fer’i müdahilliğine karar verilmiştir. Davalı ve fer’i müdahil vekili 14.01.2021 tarihli celsede fer’i müdahil …’ın vefat ettiğini beyan etmiştir. UYAP Bilişim Sistemi üzerinden yapılan incelemede fer’i müdahilin yargılama sırasında 28.09.2018 tarihinde vefat ettiği görüldüğünden ilgilisinden mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarına davanın bildirilmemesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. (Y7.HD 20.06.2022 T, 2022/1827 E., 2022/4297 K.)
“2024 yılında da davanın ihbarı ve davaya müdahalenin söz konusu olduğu birçok dava açılmaktadır. Bu konularda yetkin ve uzman avukat veya avukatlar ile çalışarak hareket edilmelidir. Davacı ya da davalı olduğunuz bu davalarda uzman avukattan hukuki yardım ve danışmanlık alınması faydalı olacaktır. Davanın ihbarı veya davaya müdahalenin söz konusu olduğu hukuki süreçlerin takibi ve davaların sonuçlandırılması için her zaman hukuki destek ve yardıma OR Hukuk ve Danışmanlık olarak hazırız.”