Dava
zamanaşımı kanunda belirlenen sürede ceza yargılaması bakımından dava
açılmasını düzenleyen ve bu süre geçtikten sonra artık devletin meydana gelen
suça dair cezai takibat yapmasını engelleyen bir ceza hukuku kurumudur.
Dava
zamanaşımı 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni
aşağıdaki şekildedir;
“Dava
zamanaşımı
Madde
66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller
dışında kamu davası;
a)
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b)
Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c)
Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d)
Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş
yıl,
e)
Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren
suçlarda sekiz yıl,
geçmesiyle düşer.
(2)
Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış
olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da
onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle
kamu davası düşer.
(3)
Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla
suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde
bulundurulur.
(4)
Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan
cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları
gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik:
29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı
gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten
itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6)
Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan
suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin
gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara
karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından
işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye
başlar.
(7)
Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet
veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt
dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.”
Dava
zamanaşımı; yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biridir
ve zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da
Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar
verir.
Fiilen
dava zamanaşımı artık suça dair takibatın işleme konulmasını ortadan kaldırır.
Fail lehine sonuç doğuran ve cezai takibatın fiilen yapılmasına engel olan bir
zamana bağlı durumu ifade eder.
Dava
zamanaşımı suçlar bakımından farklılık arz eder ve kanunda ayrı ayrı
düzenlenmiştir. Dava zamanaşımı süreleri, suçun kanuni tanımında belirtilen
cezanın ağırlığına göre belirlenmiştir. (TCK md. 66/4).
Dava
zamanaşımı; cezai takibat bakımından bir dava şartı olup, bu
hususun ilgili yargı mercii tarafından re’sen gözetilmesi gerekir.
Dava Zamanaşımının Başlaması İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
TCK
m.66/6’da dava zamanaşımının ne zaman başlayacağı belirlenmiştir. Buna göre; “Zamanaşımı,
tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda
son hareketin yapıldığı günden kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve
zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy
veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda
çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.” şeklinde
düzenlenmiştir.
* Dava zamanaşımı suçun nitelikli halleri de dikkate alınarak her suç tipi için
ve suçun işlenme tarihi dikkate alınarak belirlenmesi gereken bir durumdur.
* Seçimlik ceza öngörülen suçlarda hapis cezası esas alınarak belirlenir.
* Ceza bakımından kanunda suç için alt ve üst sınır kanunda öngörülmüş ise üst
sınırdaki ceza miktarı esas alınarak dava zamanaşımı süresi belirlenmelidir.
* Dava zamanaşımı süresi;
– Tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden itibaren,
– Teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden itibaren,
– Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği tarihten itibaren,
– Zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden itibaren,
– Çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan
kimseler tarafından işlenen suçlarda ise çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği
günden itibaren işlemeye başlar.
*Yeniden yargılama bakımından ise maddede mahkemece bu husustaki talebin kabul
edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye
başlar.
*Dava zamanaşımı bazı suçlarda uygulanamaz:
– Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında(madde 247-343 arası)
yer alan ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis
cezasını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı
uygulanmaz.
– Soykırım (TCK madde 76), insanlığa karşı suçlar (TCK madde 77), örgüt (TCK
madde 78) suçlarında dava zamanaşımı uygulanmaz.
– İşkence (madde 94) suçunda dava zamanaşımı uygulanmaz.
TCK 66’ya Göre Dava Zamanaşımı Süreleri Nelerdir?
5237 Sayılı Türk Ceza
Kanunu m.66/1 uyarınca dava zamanaşımı süreleri aşağıdaki gibidir;
Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
–
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
–Müebbet
hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
–
Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
-Beş
yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
–
Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren
suçlarda sekiz yıldır.
Bu
süreler genel nitelikte olup, bazı istisnai hallerde dava zamanaşımı madde
içerisinde hüküm altına alınmış veya özel düzenlenmiş olabilir.
TCK m. 66’da çocuklar bakımından ikili bir ayrım yapılmıştır. Buna göre; fiili
işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar
hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını
doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası
düşer.
Dava Zamanaşımı Süresinin Durması ve Kesilmesi Hangi Durumlarda Geçerlidir?
Dava zamanaşımının
durması ve kesilmesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 67. maddesinde
düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir,
“Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
Madde
67- (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının,
izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin
sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin
çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş
olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2)
Bir suçla ilgili olarak;
a)
Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya
sorguya çekilmesi,
b)
Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c)
Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d)
Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
halinde, dava zamanaşımı
kesilir.
(3)
Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava
zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi
son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4)
Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda
belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.”
Dava zamanaşımına ilişkin sürelerin hangi hallerde duracağı veya kesileceği,
TCK m.67’de hüküm altına alınmıştır.
Kanunda öngörülen bazı sebeplerle zamanaşımı süresinin hiç işlemeye başlamaması
veya işlemeye başlayan dava zamanaşımı süresinin ilerlememesi zamanaşımının
durmasını; işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin yine Kanunda öngörülen
bazı sebeplerle sonlanarak baştan tekrar işlemesi ise, zamanaşımının
kesilmesini ifade eder.
Dava zamanaşımı süresinin kesilmesi; işlemekte olan zamanaşımı süresinin adli
makamların cezai takibata dair yaptıkları bazı adli işlemler nedeniyle
kesilmesini, zamanaşımı süresinin kesildiği günden itibaren olağan zamanaşımı
süresinin yeniden işlemeye başlamasını ifade eder (TCK m. 67/3).
Zamanaşımı süresinin kesilmesi halinde, dava zamanaşımı süresi, ilgili suç için
kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar (TCK m. 67/4). İfade
alma, sorguya çekilme, iddianame düzenlenmesi gibi hallerde zamanaşımı kesilir.
Dava zamanaşımını kesen birden fazla sebep varsa, her kesilme sebebi ayrı ayrı
zamanaşımını keser, kesmeye sebep olan son sebepten sonra zamanaşımı yeniden ve
baştan itibaren işlemeye başlar.
Dava zamanaşımı sürelerinin kesilmesi halinde düşme kararı için dikkate
alınacak süreler olağan zamanaşımı süreleri değil, kesme sonucunda yeniden
hesaplanan “uzamış zamanaşımı süreleri”dir.
TCK m. 67/2’de sayılan hallerde dava zamanaşımı süresi kesilir. Bu haller 4
ayrı başlık altında belirlenmiştir. Buna göre;
-Şüpheli
veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya
çekilmesi,
-Şüpheli
veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
-Suçla
ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
-Sanıklardan
bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi hallerinde dava
zamanaşımı süresi kesilir.
Hakaret Suçları İçin Özel Bir Zamanaşımı Süresi Var Mıdır?
07/11/2024
tarih 7531 sayılı yasa ile TCK m. 73/2’ye eklenen ek cümleye göre
soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan HAKARET SUÇU bakımından
şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten
itibaren iki yılı geçemez. Şikayetin azami 2 yıl içinde yapılmaması halinde,
soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında ise
davanın düşmesine karar verilmesi gerekir. Dolayısıyla bu durumda 8 yıllık asli
zamanaşımı süresi uygulanmaz. Bu durum sadece şikâyete bağlı hakaret suçları
için geçerlidir. Örneğin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret
suçunda bu hüküm uygulanmaz.
DAVA ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ VE DURMASI İLE İLGİLİ YARGITAY UYGULAMASI
Çocuğa
karşı cinsel taciz suçunun ilişkin asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl;
aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava
zamanaşımı süresi ise 12 yıldır
TCK’nın
66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede
yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin
birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli
para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına
alınmıştır.
Zamanaşımını
kesen sebepler de TCK’nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmıştır. Buna göre,
bir suçla ilgili olarak;
a)
Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya
sorguya çekilmesi,
b)
Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c)
Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d)
Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Hâlinde, dava
zamanaşımı kesilecektir.
TCK’nın
67. maddesinin 3. fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde
zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava
zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme
nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da
kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda
belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı
üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan
zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da
Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar
verecektir.
Buna
göre sanığa atılı çocuğa karşı cinsel taciz suçunun yaptırımı TCK’nın 105.
maddesinin birinci fıkrasında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası olarak
öngörülmüş, 105. maddenin ikinci fıkrasında yer alan nitelikli hâllerin varlığı
durumunda cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş olup TCK’nın 66/1-e
maddesi uyarınca bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl;
aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava
zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve en son
26.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak, sanık
hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 22.12.2015 tarihli
sorgusu olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir
sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8
yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, 22.12.2023 tarihinde dolduğu
anlaşılmaktadır.
Bu
itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, dava
zamanaşımı nedeniyle bozulmasına ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu
konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8.
maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi
uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8.
maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle
düşmesine karar verilmelidir. ( 21.02.2024 T, 2024/58 E., 2024/81 K.)
Hakaret
suçunda asli dava zamanaşımı süresi 8 yıldır
Sanığa
atılı hakaret suçunun yaptırımı TCK’nın 125. maddesinin birinci fıkrasında üç
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası olarak öngörülmüş olup daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve
03.12.2014 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak,
sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 11.02.2016 tarihli
mahkûmiyet hükmü olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya
durduran başkaca bir sebep bulunmadığı da gözetildiğinde, sekiz yıllık
asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden
önce 11.02.2024 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu
itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün
gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden
yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü
Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322.
maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu
davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir. (YCGK 14.02.2024
T, 2024/30 E., 2024/67 K.) NOT: 07/11/2024 tarih 7531 sayılı yasa ile
TCK m. 73/2’ye eklenen ek cümleye göre soruşturulması ve kovuşturulması
şikâyete bağlı olan HAKARET SUÇU bakımından şikâyet süresi, her ne suretle
olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemez. Şikayetin
azami 2 yıl içinde yapılmaması halinde, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer
olmadığına, kovuşturma aşamasında ise davanın düşmesine karar verilmesi
gerekir. Dolayısıyla bu durumda 8 yıllık asli zamanaşımı süresi uygulanmaz.
Mahkumiyet
hükmü dava zamanaşımı kestiğinden, bundan sonra zamanaşımını kesen veya
durduran başkaca bir sebep gerçekleşmemişse dava zamanaşımı mahkumiyet tarihten
itibaren yeniden işlemeye başlar
Dava
zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla
suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4)
Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan
cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren
suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…” hükümlerine yer
verilmiştir.
TCK’nın
66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede
yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin
birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli
para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına
alınmıştır.
Zamanaşımını
kesen sebepler de TCK’nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmıştır. Buna göre,
bir suçla ilgili olarak;
a)
Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya
sorguya çekilmesi,
b)
Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c)
Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d)
Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Hâlinde, dava
zamanaşımı kesilecektir.
TCK’nın
67. maddesinin 3. fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde
zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava
zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme
nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da
kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda
belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı
üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan
zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da
Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar
verecektir. B. Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
Sanığa
yüklenen cinsel taciz suçunun yaptırımı TCK’nın 105. maddesinin birinci
fıkrasında 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adlî para cezası olarak
öngörülmüş, 105. maddenin ikinci fıkrasında yer alan nitelikli hâllerin varlığı
durumunda cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş olup TCK’nın 66/1-e
maddesi uyarınca bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl;
aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava
zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve
19.04.2015 ila 27.10.2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen eylemlerle ilgili
olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlemin
02.02.2016 tarihli mahkûmiyet hükmü olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen
veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK’nın
66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık kesintili dava
zamanaşımı süresinin, 02.02.2024 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu
itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle
kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün
gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden
yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nun 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla
uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan,
sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar
verilmelidir. ( YCGK 14.02.2024 T, 2024/6 E.,
2024/60 K.)
Görevsiz
başsavcılıkça düzenlenen iddianame ile CMK’nın 7. maddesi uyarınca görevsiz
mahkemece verilen mahkûmiyet kararı dava zamanaşımını kesmez
Yargıtay
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı
üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri
olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde,
yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu
davasının düşmesine karar verecektir.
Sanık
…’a atılı haksız mal edinme suçunun yaptırımı 3628 sayılı Kanun’un 13/1.
maddesinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon
liraya kadar ağır para cezası olarak öngörülmüş olup TCK’nın 66/1-e maddesi
gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve
18.12.2012 yılında gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, suç
tarihinde vali olan sanık hakkında 4483 sayılı Kanun’un 12 ve 13. maddeleri
uyarınca soruşturma yapmaya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya
Başsavcıvekilinin yetkili ve görevli olması, yine kovuşturma yapmaya yetkili ve
görevli mahkemenin Yargıtay’ın ilgili Ceza Dairesi olması, yetkisiz ve görevsiz
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile CMK’nın 7. maddesi
uyarınca görevsiz mahkemece verilen mahkûmiyet kararının dava
zamanaşımını kesmeyeceği de göz önüne alındığında görevsiz Antalya 11.
Asliye Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun
olduğu, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 11.06.2021 tarihinde sanık hakkında
soruşturma izni talebi için durma kararı verildiği ve verilen soruşturma
izninin 12.05.2022 tarihinde kesinleştiği de dikkate alındığında, bu tarihten
önce dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep
bulunmadığı gözetildiğinde, 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresi,
Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 18.12.2020 tarihinde dolmuş
bulunmaktadır.
Diğer
taraftan, eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç
olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir hâlin,
başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durumun
bulunmadığı ve eylemin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma
ihtimalinin olmadığı da sabittir.
Bu
itibarla, Özel Dairece sanık hakkında dava
zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine
ilişkin verilen hükmün onanmasına karar verilmelidir. (YCGK 18.10.2023 T,
2023/404 E., 2023/536 K.)
Uzlaşma
işlemlerinin yapılması sırasında zamanaşımını durur
Sanığa
atılı güveni kötüye kullanma suçunun yaptırımı TCK’nın 155. maddesinin ilk
fıkrasında altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası olarak
düzenlenmiştir. Buna göre, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca bu suçun
asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, aynı Kanun’un 67/4. maddesi
göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise on iki
yıldır.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan güveni
kötüye kullanma suçu bakımından 15.05.2011 tarihinde gerçekleştirilen eylemle
ilgili olarak, dava zamanaşımı süresinin; direnme kararının verildiği
30.12.2010 tarihinde kesildiği ve anılan tarihten sonra zamanaşımını kesen
herhangi bir sebebin gerçekleşmediği ancak uzlaşma işlemlerinin yapılması
sırasında zamanaşımını durduran 13 günlük sürenin bulunduğu gözetildiğinde,
TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen on iki yıllık
kesintili dava zamanaşımı süresinin suç tarihine göre duran süre
dâhil 28.05.2023 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu
itibarla, sanık hakkında Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu
hükmün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak
yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Uusulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca
uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan,
sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve CMK’nın 223/8.
maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir. (YCGK 14.02.2024 T, 2023/238
E., 2024/68 K.)
Eşyayı
aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergisini ödemeksizin yurda sokma
suçunun aslî dava zamanaşımı süresi 8, kesintili zamanaşımı süresi
ise 12 yıldır
Sanık
hakkındaki eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergisini ödemeksizin
yurda sokma suçunun yaptırımı 5607 sayılı Kanun’un 3/2. maddesinde iki yıldan
beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası olarak öngörülmüş
olup TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin aslî dava
zamanaşımı süresi 8, kesintili zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve
10.09.2014 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak
TCK’nın 67/2-a maddesi uyarınca belirlenen 8 yıllık aslî zamanaşımı süresini
kesen en son işlemin 14.07.2015 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu
anlaşılmakla dava zamanaşımı 14.07.2023 tarihinde dolmuş
bulunmaktadır.
Bu
itibarla, inceleme tarihi itibarıyla aslî zamanaşımının gerçekleşmesi sebebiyle
sanık hakkındaki eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergisini
ödemeksizin yurda sokma suçuna ilişkin kamu davasının TCK’nın 67/2-a ve CMK’nın
223/8. maddeleri uyarınca dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine, dava
konusu kaçağa kaldığı anlaşılan LLZ428(GE) plakalı aracın 5607 sayılı Kanun’un
13. maddesi yollamasıyla TCK’nın 54/4. maddesi uyarıca müsaderesine karar
verilmelidir. ( YCGK 25.10.2023 T, 2023/223 E., 2023/556 K.)
12-15
yaş grubunda olan SSÇ’ye atılı nitelikli yağma suçunun asli zamanaşımı süresi 7
yıl 6 ay, kesintili zamanaşımı süresi ise 11 yıl 3 aydır
Suç
tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa atılı nitelikli yağma
suçunun yaptırımı TCK’nın 149. maddesinin birinci fıkrasında on yıldan on beş
yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun’un 66/1-d ve 66/2.
maddeleri uyarınca, suça sürüklenen çocuğun yaşı da dikkate alındığında,
yargılama konusu olay bakımından 7 yıl 6 aylık asli ve 11 yıl 3 aylık kesintili
zamanaşımı süresi geçerlidir.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve
26.10.2012 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, 28.05.2013 tarihli
mahkûmiyet hükmünden sonra dava zamanaşımını kesen ilk işlem suça
sürüklenen çocuk hakkında 12.01.2021 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü
olduğundan TCK’nın 66/1-d ve 66/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık asli
zamanaşımı iki mahkûmiyet hükmü arasında 28.11.2020 tarihinde gerçekleşmiştir.
Bu
itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, dava
zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. (YCGK
27.09.2023 T, 2023/151 E., 2023/482 K.)
Sanığın
sorgusu dava zamanaşımını keser
Sanığa
atılı görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı suç tarihinden sonra yürürlüğe
giren ve sanığın lehine olan 08.12.2010 tarihli ve 6086 sayılı Türk Ceza
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile değiştirilen
TCK’nın 257/1. maddesinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş
olup aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava
zamanaşımı sekiz yıldır.
Daha
ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve
26.02.2010 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak,
sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem 05.04.2013 tarihli
sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya
durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, 8 yıllık asli dava
zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce
05.04.2021 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Diğer
taraftan, uyuşmazlığa konu olayda, eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir
yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı
gerektirmeyen bir hâlin, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini
gerektiren bir durumun bulunmadığı da sabittir.
Bu
itibarla, Özel Dairenin sanık hakkında dava
zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine
ilişkin hükmünün onanmasına karar verilmelidir. (YCGK 20.09.2023 T, 2023/143
E., 2023/455 K.)
Daha fazla bilgi ve danışmanlık almak için hemen ceza avukatı sayfamıza göz atın.