Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

TCK Madde 66 – Dava Zamanaşımı Nedir?

Dava
zamanaşımı kanunda belirlenen sürede ceza yargılaması bakımından dava
açılmasını düzenleyen ve bu süre geçtikten sonra artık devletin meydana gelen
suça dair cezai takibat yapmasını engelleyen bir ceza hukuku kurumudur.

Dava
zamanaşımı 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni
aşağıdaki şekildedir;

 

Dava
zamanaşımı

Madde
66-
 (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller
dışında kamu davası;

a)
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b)
Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c)
Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d)
Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş
yıl,

e)
Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren
suçlarda sekiz yıl,

geçmesiyle düşer.

(2)
Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış
olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da
onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle
kamu davası düşer.

(3)
Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla
suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde
bulundurulur.

(4)
Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan
cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları
gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.

(5) (Değişik:
29/6/2005 – 5377/8 md.)
 Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı
gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten
itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.

(6)
Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan
suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin
gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara
karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından
işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye
başlar.

(7)
Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet
veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt
dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.”

Dava
zamanaşımı; yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biridir
ve zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da
Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar
verir.

Fiilen
dava zamanaşımı artık suça dair takibatın işleme konulmasını ortadan kaldırır.
Fail lehine sonuç doğuran ve cezai takibatın fiilen yapılmasına engel olan bir
zamana bağlı durumu ifade eder.

Dava
zamanaşımı suçlar bakımından farklılık arz eder ve kanunda ayrı ayrı
düzenlenmiştir. Dava zamanaşımı süreleri, suçun kanuni tanımında belirtilen
cezanın ağırlığına göre belirlenmiştir. (TCK md. 66/4).

Dava
zamanaşımı; cezai takibat bakımından bir dava şartı olup, bu
hususun ilgili yargı mercii tarafından re’sen gözetilmesi gerekir.

Dava Zamanaşımının Başlaması İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

           TCK
m.66/6’da dava zamanaşımının ne zaman başlayacağı belirlenmiştir. Buna göre; “
Zamanaşımı,
tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda
son hareketin yapıldığı günden kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve
zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy
veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda
çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.” 
şeklinde
düzenlenmiştir.

           
* Dava zamanaşımı suçun nitelikli halleri de dikkate alınarak her suç tipi için
ve suçun işlenme tarihi dikkate alınarak belirlenmesi gereken bir durumdur.

           
* Seçimlik ceza öngörülen suçlarda hapis cezası esas alınarak belirlenir.

           
* Ceza bakımından kanunda suç için alt ve üst sınır kanunda öngörülmüş ise üst
sınırdaki ceza miktarı esas alınarak dava zamanaşımı süresi belirlenmelidir.

           
* Dava zamanaşımı süresi;

                       
– Tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden itibaren,

                       
– Teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden itibaren,

                       
– Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği tarihten itibaren,

                       
– Zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden itibaren,

                       
– Çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan
kimseler tarafından işlenen suçlarda ise çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği
günden itibaren işlemeye başlar.

 

           
*Yeniden yargılama bakımından ise maddede mahkemece bu husustaki talebin kabul
edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye
başlar.

           
*Dava zamanaşımı bazı suçlarda uygulanamaz:

                       
– Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında(madde 247-343 arası)
yer alan ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis
cezasını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı
uygulanmaz.

                       
– Soykırım (TCK madde 76), insanlığa karşı suçlar (TCK madde 77), örgüt (TCK
madde 78) suçlarında dava zamanaşımı uygulanmaz.

                       
– İşkence (madde 94) suçunda dava zamanaşımı uygulanmaz.

TCK 66’ya Göre Dava Zamanaşımı Süreleri Nelerdir?

           5237 Sayılı Türk Ceza
Kanunu m.66/1 uyarınca dava zamanaşımı süreleri aşağıdaki gibidir;

            
Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

           –
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

           –Müebbet
hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

            
Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

            -Beş
yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

            
Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren
suçlarda sekiz yıldır.

           Bu
süreler genel nitelikte olup, bazı istisnai hallerde dava zamanaşımı madde
içerisinde hüküm altına alınmış veya özel düzenlenmiş olabilir.

           
TCK m. 66’da çocuklar bakımından ikili bir ayrım yapılmıştır. Buna göre; fiili
işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar
hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını
doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası
düşer.

Dava Zamanaşımı Süresinin Durması ve Kesilmesi Hangi Durumlarda Geçerlidir?

            Dava zamanaşımının
durması ve kesilmesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 67. maddesinde
düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdaki şekildedir,

           
   “Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi

Madde
67- 
(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının,
izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin
sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin
çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş
olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.

(2)
Bir suçla ilgili olarak;

a)
Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya
sorguya çekilmesi,

b)
Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,

c)
Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,

d)
Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,

halinde, dava zamanaşımı
kesilir.

(3)
Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava
zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi
son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.

(4)
Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda
belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.”

           
Dava zamanaşımına ilişkin sürelerin hangi hallerde duracağı veya kesileceği,
TCK m.67’de hüküm altına alınmıştır.

           
Kanunda öngörülen bazı sebeplerle zamanaşımı süresinin hiç işlemeye başlamaması
veya işlemeye başlayan dava zamanaşımı süresinin ilerlememesi zamanaşımının
durmasını
; işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin yine Kanunda öngörülen
bazı sebeplerle sonlanarak baştan tekrar işlemesi ise, zamanaşımının
kesilmesini
 ifade eder.

           
Dava zamanaşımı süresinin kesilmesi; işlemekte olan zamanaşımı süresinin adli
makamların cezai takibata dair yaptıkları bazı adli işlemler nedeniyle
kesilmesini, zamanaşımı süresinin kesildiği günden itibaren olağan zamanaşımı
süresinin yeniden işlemeye başlamasını ifade eder (TCK m. 67/3).

           
Zamanaşımı süresinin kesilmesi halinde, dava zamanaşımı süresi, ilgili suç için
kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar (TCK m. 67/4). İfade
alma, sorguya çekilme, iddianame düzenlenmesi gibi hallerde zamanaşımı kesilir.

           
Dava zamanaşımını kesen birden fazla sebep varsa, her kesilme sebebi ayrı ayrı
zamanaşımını keser, kesmeye sebep olan son sebepten sonra zamanaşımı yeniden ve
baştan itibaren işlemeye başlar.

           
Dava zamanaşımı sürelerinin kesilmesi halinde düşme kararı için dikkate
alınacak süreler olağan zamanaşımı süreleri değil, kesme sonucunda yeniden
hesaplanan “uzamış zamanaşımı süreleri”dir.

           
TCK m. 67/2’de sayılan hallerde dava zamanaşımı süresi kesilir. Bu haller 4
ayrı başlık altında belirlenmiştir. Buna göre;           

-Şüpheli
veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya
çekilmesi,

-Şüpheli
veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,

-Suçla
ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,

-Sanıklardan
bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi hallerinde dava
zamanaşımı süresi kesilir.

Hakaret Suçları İçin Özel Bir Zamanaşımı Süresi Var Mıdır?

07/11/2024
tarih 7531 sayılı yasa ile TCK m. 73/2’ye eklenen ek cümleye göre
soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan HAKARET SUÇU bakımından
şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten
itibaren iki yılı geçemez. Şikayetin azami 2 yıl içinde yapılmaması halinde,
soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında ise
davanın düşmesine karar verilmesi gerekir. Dolayısıyla bu durumda 8 yıllık asli
zamanaşımı süresi uygulanmaz. Bu durum sadece şikâyete bağlı hakaret suçları
için geçerlidir. Örneğin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret
suçunda bu hüküm uygulanmaz.


DAVA ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ VE DURMASI İLE İLGİLİ YARGITAY UYGULAMASI

Çocuğa karşı cinsel taciz suçunun ilişkin asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl; aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır

TCK’nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.

Zamanaşımını kesen sebepler de TCK’nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;

a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,

b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,

c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,

d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,

Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.

TCK’nın 67. maddesinin 3. fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.

Buna göre sanığa atılı çocuğa karşı cinsel taciz suçunun yaptırımı TCK’nın 105. maddesinin birinci fıkrasında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş, 105. maddenin ikinci fıkrasında yer alan nitelikli hâllerin varlığı durumunda cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş olup TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl; aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve en son 26.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 22.12.2015 tarihli sorgusu olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, 22.12.2023 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir. ( 21.02.2024 T, 2024/58 E.,  2024/81 K.)

Hakaret suçunda asli dava zamanaşımı süresi 8 yıldır

Sanığa atılı hakaret suçunun yaptırımı TCK’nın 125. maddesinin birinci fıkrasında üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası olarak öngörülmüş olup daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 03.12.2014 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 11.02.2016 tarihli mahkûmiyet hükmü olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı da gözetildiğinde, sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 11.02.2024 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir. (YCGK 14.02.2024 T, 2024/30 E.,  2024/67 K.) NOT: 07/11/2024 tarih 7531 sayılı yasa ile TCK m. 73/2’ye eklenen ek cümleye göre soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan HAKARET SUÇU bakımından şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemez. Şikayetin azami 2 yıl içinde yapılmaması halinde, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında ise davanın düşmesine karar verilmesi gerekir. Dolayısıyla bu durumda 8 yıllık asli zamanaşımı süresi uygulanmaz.

 

 

Mahkumiyet hükmü dava zamanaşımı kestiğinden, bundan sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep gerçekleşmemişse dava zamanaşımı mahkumiyet tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar

Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.

(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…” hükümlerine yer verilmiştir.

TCK’nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.

Zamanaşımını kesen sebepler de TCK’nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;

a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,

b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,

c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,

d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,

Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.

TCK’nın 67. maddesinin 3. fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir. B. Ön Soruna İlişkin Değerlendirme

Sanığa yüklenen cinsel taciz suçunun yaptırımı TCK’nın 105. maddesinin birinci fıkrasında 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adlî para cezası olarak öngörülmüş, 105. maddenin ikinci fıkrasında yer alan nitelikli hâllerin varlığı durumunda cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş olup TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi 8 yıl; aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 19.04.2015 ila 27.10.2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlemin 02.02.2016 tarihli mahkûmiyet hükmü olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin, 02.02.2024 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir. ( YCGK 14.02.2024 T, 2024/6 E.,  2024/60 K.)

 

Görevsiz başsavcılıkça düzenlenen iddianame ile CMK’nın 7. maddesi uyarınca görevsiz mahkemece verilen mahkûmiyet kararı dava zamanaşımını kesmez

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.

Sanık …’a atılı haksız mal edinme suçunun yaptırımı 3628 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası olarak öngörülmüş olup TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 18.12.2012 yılında gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, suç tarihinde vali olan sanık hakkında 4483 sayılı Kanun’un 12 ve 13. maddeleri uyarınca soruşturma yapmaya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekilinin yetkili ve görevli olması, yine kovuşturma yapmaya yetkili ve görevli mahkemenin Yargıtay’ın ilgili Ceza Dairesi olması, yetkisiz ve görevsiz Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile CMK’nın 7. maddesi uyarınca görevsiz mahkemece verilen mahkûmiyet kararının dava zamanaşımını kesmeyeceği de göz önüne alındığında görevsiz Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 11.06.2021 tarihinde sanık hakkında soruşturma izni talebi için durma kararı verildiği ve verilen soruşturma izninin 12.05.2022 tarihinde kesinleştiği de dikkate alındığında, bu tarihten önce dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 18.12.2020 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir hâlin, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı ve eylemin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimalinin olmadığı da sabittir.

Bu itibarla, Özel Dairece sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine ilişkin verilen hükmün onanmasına karar verilmelidir. (YCGK 18.10.2023 T, 2023/404 E.,  2023/536 K.)

 

Uzlaşma işlemlerinin yapılması sırasında zamanaşımını durur

Sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun yaptırımı TCK’nın 155. maddesinin ilk fıkrasında altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası olarak düzenlenmiştir. Buna göre, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise on iki yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan güveni kötüye kullanma suçu bakımından 15.05.2011 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, dava zamanaşımı süresinin; direnme kararının verildiği 30.12.2010 tarihinde kesildiği ve anılan tarihten sonra zamanaşımını kesen herhangi bir sebebin gerçekleşmediği ancak uzlaşma işlemlerinin yapılması sırasında zamanaşımını durduran 13 günlük sürenin bulunduğu gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen on iki yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin suç tarihine göre duran süre dâhil 28.05.2023 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, sanık hakkında Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükmün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Uusulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir. (YCGK 14.02.2024 T, 2023/238 E.,  2024/68 K.)

 

Eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergisini ödemeksizin yurda sokma suçunun aslî dava zamanaşımı süresi 8, kesintili zamanaşımı süresi ise 12 yıldır

Sanık hakkındaki eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergisini ödemeksizin yurda sokma suçunun yaptırımı 5607 sayılı Kanun’un 3/2. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası olarak öngörülmüş olup TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin aslî dava zamanaşımı süresi 8, kesintili zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 10.09.2014 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak TCK’nın 67/2-a maddesi uyarınca belirlenen 8 yıllık aslî zamanaşımı süresini kesen en son işlemin 14.07.2015 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu anlaşılmakla dava zamanaşımı 14.07.2023 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Bu itibarla, inceleme tarihi itibarıyla aslî zamanaşımının gerçekleşmesi sebebiyle sanık hakkındaki eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergisini ödemeksizin yurda sokma suçuna ilişkin kamu davasının TCK’nın 67/2-a ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine, dava konusu kaçağa kaldığı anlaşılan LLZ428(GE) plakalı aracın 5607 sayılı Kanun’un 13. maddesi yollamasıyla TCK’nın 54/4. maddesi uyarıca müsaderesine karar verilmelidir. ( YCGK 25.10.2023 T, 2023/223 E.,  2023/556 K.)

 

12-15 yaş grubunda olan SSÇ’ye atılı nitelikli yağma suçunun asli zamanaşımı süresi 7 yıl 6 ay, kesintili zamanaşımı süresi ise 11 yıl 3 aydır

Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa atılı nitelikli yağma suçunun yaptırımı TCK’nın 149. maddesinin birinci fıkrasında on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun’un 66/1-d ve 66/2. maddeleri uyarınca, suça sürüklenen çocuğun yaşı da dikkate alındığında, yargılama konusu olay bakımından 7 yıl 6 aylık asli ve 11 yıl 3 aylık kesintili zamanaşımı süresi geçerlidir.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 26.10.2012 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, 28.05.2013 tarihli mahkûmiyet hükmünden sonra dava zamanaşımını kesen ilk işlem suça sürüklenen çocuk hakkında 12.01.2021 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü olduğundan TCK’nın 66/1-d ve 66/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık asli zamanaşımı iki mahkûmiyet hükmü arasında 28.11.2020 tarihinde gerçekleşmiştir.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. (YCGK 27.09.2023 T, 2023/151 E.,  2023/482 K.)

 

Sanığın sorgusu dava zamanaşımını keser

Sanığa atılı görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve sanığın lehine olan 08.12.2010 tarihli ve 6086 sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 257/1. maddesinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 26.02.2010 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem 05.04.2013 tarihli sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 05.04.2021 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, uyuşmazlığa konu olayda, eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir hâlin, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı da sabittir.

Bu itibarla, Özel Dairenin sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine ilişkin hükmünün onanmasına karar verilmelidir. (YCGK 20.09.2023 T, 2023/143 E.,  2023/455 K.)

 


Daha fazla bilgi ve danışmanlık almak için hemen ceza avukatı sayfamıza göz atın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler