Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Boşanma Davalarında Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Boşanma davalarında çocuğun velayetinin verilmesinde çocuğun üstün yararı dikkate alınır. Velayet konusu kamu düzenine ilişkindir ve çocuğun üstün yararı gözetilir.

Yargı kararları gereğince çocuk üç yaşından küçük ise anneden alınamaz. Kadın, iffetsiz hayat sürse dahi çocuğun velayetinin anneden alınması yargı kararlarında benimsenmeyen bir durumdur. Çocuk-anne bağı itibariyle belirli bir yaşa kadar çocuğun velayetinin anneden alınması zordur. Marjinal bir olay ve vaka olmadıkça ve bu durum ispatlanmadıkça anneden çocuğun velayetinin alınması yargı kararlarında benimsenmeyen bir olgudur.

Gelir durumu da velayet bakımından bir kıstas değildir.

Genelde okula gitmeyen ve yaşı küçük olan çocuk bakımından anneye velayetin verilmesi genel uygulamadır. Anneden velayetin alınabilmesi bakımından deneyimsizliği, hastalıkları, çocuktan başka bir yerde bulunması ya da bulunmak istemesi, çocuktan uzak durması, çocuğa ilgi göstermemesi, çocuğa karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi konularda Mahkemece tespit yapılmış olması gerekir.

Velayet Kararı Verilirken Hangi Hususlar Değerlendirilir?

Velayet kararının verilmesinde öncelikle çocuğun hakları ve yararı gözetilir. Velayetin verileceği ebeveyn bakımından çocuğun yaşam standartlarında olumsuz yönde bir değişiklik meydana gelmemelidir.

Velayetin verileceği ebeveynin çocuğa sağlayacağı imkanlar, yaşam standartları ile geleceğine dair sağlayacağı olanaklar ve geleceğe hazırlamada temin edebileceği imkanlar dikkate alınır.

Velayet bakımından çocuğun durumu ve ona dair sağlanacak imkanlar esas alınır.

Velayetin belirlenmesinde çocuğun cinsiyeti, kiminle yaşamak istediğine dair görüşleri, eğitimi, sağlık durumu, sosyal ve ailevi durumu ve arkadaş ilişkileri ile yaşam alanında boşanma sonucunda meydana gelmesi muhtemel değişiklikler de dikkate alınır.

Çocuğun yaşamı bakımından kurulu düzeni asıldır ve velayet verildikten sonra bunu bozacak şekilde karar alınamaz.

Hakimler Çocuğun Velayetine Karar Verirken En Çok Neye Dikkat Eder?

Hakim çocuğun durumuna ve boşanmanın onun ailevi, sosyal ve kişisel durumunda oluşturacağı olumsuzluklara odaklanır. Çocuğun bu bakımdan üstün yararının gerekli kıldığı her konu hakimin değerlendirme alanı içine girer.

Velayet, niteliği itibariyle çocuğun durumu ve yaşamı ile ilgili olduğundan hakim çok kapsamlı ve çocuğun önceki yaşamı çerçevesinde geniş bir değerlendirme ile sonuca ulaşmak durumundadır. Çocuğun faydasına olanlar ile zararına olan konular yargı terazisinde tartılarak hakim çocuk bakımından en iyi karara varmayı amaçlar.

Velayet Konusunda Çocuğun Fikri Alınır Mı?

Velayetin verilmesinde çocuk yeterli idare gücüne sahipse bizzat dinlenilmesi, çıkarına ters düşmediği takdirde ifade edeceği görüşe değer verilmesi gerekir (Yargıtay HGK Kararı, 17 Ocak 2019, 2017/2-2066 E.N. ve 2019/15 K.N.).

Çocuğun velayetinin verilmesinde dinlenmesi değişik yargı kararlarına da konu olmuş, çocuğun idare gücü ve yaşı itibariyle dinlenilmeden hükme varılması bozma sebebi kabul edilmiştir.

Bu nedenle çocuğun velayetine karar verilmesinde fikrinin alınması ya da buna dair dolaylı anlatımlarının Mahkemece dinlenerek gözetilmesi gerektiği açıktır.

Ortak Velayet Nedir?

Ortak velayet, hukukumuzda açıkça düzenlenmeyen ancak boşanma sonrasında çocuğa ilişkin kararların alınması ve uygulanmasında geçerliliği bulunan bir velayet şekli olarak kabul edilmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, velayeti boşanma ve ayrılık halinde anne ve babadan birine verilmesi gerektiği şeklinde düzenlemiştir. Kanun, “ortak velayeti” açıkça benimsememiş, ancak son dönemde ortak velayet mukayeseli hukuğun bir düzenlemesi olarak Türk Hukukunda gündeme gelmiş olup, ortak velayetin kamu düzenine aykırı olmadığı ve çocuğun üstün yararının gerektirdiği şeklinde bazı yargı kararları bulunmaktadır.

“De facto” bir şekilde ortaya çıkan ortak velayet konusu, henüz yasal bir altyapıya ülkemizde sahip değildir. TMK, çocuğun yararı ve çocuğa dair hak ve menfaatlerin korunması bakımından velayetin anne veya babada kalması yönünde düzenleme içermektedir.

Bununla birlikte çocuğa dair kararın alınmasında velayetin kendisine verildiği ebeveyn, diğer ebeveynin görüş ve kararlarını da dikkate almak durumundadır. Çocuğa dair iş ve işlemler yapılırken uygulanması gereken bu yöntem, ortak velayetin fiilen varlığının bir kanıtıdır.

Çocuğun Velayeti Anneye Verildiğinde Babanın Durumu

Baba, boşanma ve ayrılığın bir sonucu ve de jure olarak yargı kararı gereğince çocukla ilgili iş ve işlemler bakımından velayete uygun davranmak durumunda kalır. Ancak bu durum, babanın bir ebeveyn olarak sorumluluklarını ve çocuğa dair alınacak kararlarda görüş beyan etmesini ya da alınacak karara katılmasını engelleyemez.

Diğer yandan baba, velayetin Mahkeme Kararı gereğince annede olmasına bağlı olarak pasif durumda olsa da babanın benimsemediği ya da babanın çocuk bakımından uygun olmadığını düşündüğü kararların kaldırılmasını isteme ve uygulanmasını engellenmesini talep etme bakımından Mahkemeye her zaman başvurma hakkı bulunmaktadır.

Çocuğun Velayeti Hangi Durumlarda Babaya Verilir?

Türk hukukunda boşanma ve ayrılık halinde velayetin anneye verilmesi genel ve olağan uygulamadır. Anneden velayetin alınabilmesi bakımından deneyimsizliği, hastalıkları, çocuktan başka bir yerde bulunması ya da bulunmak istemesi, çocuktan uzak durması, çocuğa ilgi göstermemesi, çocuğa karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi konularda Mahkemece tespit yapılması gereklidir.

Annenin çocuğun gelişimine aykırı ve anne olarak tasvibi mümkün olmayan ve toplumda olumsuz karşılanan eylem ve ilişikilerde bulunması dahi velayetin kendisinden alınmasında çoğu zaman dikkate alınmayan ve annenin çocukla velayet ilişkisi bakımından zararlı kabul edilmeyen konulardır.

Velayetin anneden alınması, kendine özgü ve her olay bakımından ayrı ayrı ve bütün boyutları ile değerlendirilmesi gereken bir konu olup, öncelikle velayetin anneden alınmasını gerektiren sebeplerin varlığı, sonrasında bu sebeplerin tespiti ve ispatlanması ile kararı verecek Mahkemeye sunulması önem taşır. Ancak bu şekilde yapılan her başvuru da Mahkemece yerinde ve çocuğun yararı bakımından olumlu bir başvuru olarak değerlendirilmeyebilir.

Boşanma avukatı destek ve danışmanlık almak için hemen şimdi bizimle iletişime geçebilirsiniz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler