Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması

Boşanma kararının bir sonucu olarak ergin olmayan çocuğun velayeti ayrılan eşlerden birine verilir. Kendisine velayetin verilmediği ebeveynin, belli bir zaman aralığında müşterek çocuk veya çocuklarla temas kurmasına “kişisel ilişki” denilmektedir.

          Kişisel ilişki; çocuğun psikolojik, sosyal, pedagojik, ruhsal vb. açılardan gelişiminde önemli bir husustur ve ebeveyn algısının yerleşik kılınması bakımından da kanunda düzenlenen bir konudur.

          Kanunda bu ilişki, ikili bir ayrımla düzenlenmiştir.

          I. a) Anne ve Baba İle Kişisel İlişki Kurulması

          Kişisel ilişki 4721 sayılıTMK Md. 182/1’de düzenlenmiştir.

          4721 sayılı Türk Medeni Kanunu

          VIII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları

1. Hâkimin takdir yetkisi

Madde 182 – Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

(Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.

Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

2. Durumun değişmesi

Madde 183- Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.”

          Kişisel ilişkinin tesisi ve takdiri bakımından bazı hususlar dikkate alınmalıdır:

          *Çocuğun üstün yararı ve kişisel ilişki bakımından onun menfaatleri göz önünde bulundurulmalıdır.

          Çocuğun kişisel ilişki kurulmasındaki bireysel yararım anne ve babanın isteklerinden daha önceliklidir.

          Anne ve babanın kişisel durumları, bağımlılıkları, yaşam tarzları vb. olgular ile boşanmadaki kusur durumları, ahlaki değer yargıları ve sosyal konum ve durumları gibi bir dizi unsur verilecek kararda dikkate alınacaktır.

          *Diğer yandan kişisel ilişkinin kurulma şekli, değişen hal ve koşullara ya da çocuğun beklenti  ve talepleri ile kişisel ilişkisine karar verilen ebeveynin durumuna göre değiştirilebilir.

          Özellikle idrak çağında, kendisiyle ilgili bir mesele hakkında şahsi görüşünü dercedebilecek konumda olan çocuğun beyanlarının da verilecek kararda dikkate alınması gereklidir.

          Birden fazla müşterek çocuk varsa ve velayetleri farklı ebeveynlerde ise kişisel ilişki kurulmasında çocukların bir arada olacağı şekilde kişisel ilişkinin tesisi gerekmektedir.

          *Kişisel ilişki boşanma kararı verilmişse emredici olarak kanunen hükmolunması gereken bir konudur.

          *Kişisel ilişki kurma hakkı devredilemez ve vazgeçilemez bir hak niteliğindedir.

          *Kişisel İlişkinin Kapsamı: Ebeveynler TMK Md. 324/1 hükmü gereğince diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişkisine zarar vermekten ve çocuğunun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdürler.

          Belirli hallerde bu hak kaldırılabilir ya da talep hakkında red karar verilebilir. Kişisel ilişki kurulması çocuğun huzurunu tehlikeye sokmaktaysa, TMK Md. 324/1’de düzenlenen şekilde eylemlerde bulunmuşlarsa, çocukla ilgilenmezlerse ve çocuk bakımından önemli görülecek diğer sebepler mevcutsa bu söz konusu olur.

          Kişisel ilişki, çocuğun gelişimi, ihtiyaçları ve kişisel ilişkinin onun bakımından sebep olduğu olumlu yönler esas alınarak yeniden düzenlenebilir. Önceden verilen kişisel ilişki kararı kesin hüküm teşkil etmez.

          TMK Md. 182/2 gereğince mahkeme, verdiği kişisel ilişki kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar etmekle yükümlüdür.

          Anlaşmalı boşanma davalarında öngörülen kişisel ilişki şekli hakimin müdahalesiyle yeniden düzenlenebilir ya da bu iki tarafça benimsenmezse anlaşmalı boşanma davası çekişmeli hale dönüşebilir.

          b)Çocukla Üçüncü Kişiler Arasında Kişisel İlişki Kurulması

          TMK Md. 325’te üçüncü kişiler ile de kişisel ilişki kurulması düzenlenmiştir.

          “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu

II. Üçüncü kişiler ile

Madde 325- Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir.

Ana ve baba için öngölen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.”

Çocukla kişisel ilişki kurulması sadece anne ve babalar için değil özellikle büyük anne ve baba gibi kişiler için geçerlidir.

Bu kişiler ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasında haklı ve geçerli kabul edilebilecek sebepler var olmalıdır. Ebeveyni vefat eden bir çocuk bakımından vefat eden ebeveynin anne ve babasıyla ve üst soyuyla kişisel ilişki kurulmasında makul ve haklı geekçelerin varlığı kabul edilmelidir. Yine babası ya da annesi burda bulunmayan ya da ceza evinde olan bir çocuğu onların anne ve babasıyla kişisel ilişki kurması bakımından da haklı sebeplerin var olduğu kabul edilmelidir.

Anne ve baba dışındaki kişilerle kişisel ilişki kurulmasını TMK Md.325 “olağanüstü haller”in mevcut olması ve çocuğun yararına haline bağlamış ve bu konuda Mahkemeyi yetkili kılmıştır. Olağanüstü hal olarak değerlendirilecek hususlar somut olaya göre değerlendirilmelidir. Çocuk, anne ve babası dışındaki diğer kişilerle ve özellikle de hısımlarıyla ilişkilerini devam ettirmeye ihtiyaç duyuyorsa, bu kişilerin yeri onun için ayrıysa ve bu kişiler hayatında olmadığı takdirde yalnızlık ve duygusal bir boşluk hissediyorsa ve en önemlisi onlarla kişisel bir ilişki kurulmadığı zaman çocuğun manevi ve ahlaki gelişimi tehlikeye giriyor ise, bu kişiler ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması için olağanüstü hallerin mevcut olduğu düşünülmelidir.

Anne veya babanın içinde bulunduğu durum ile mevcut hal ve şartlar bakımından olağanüstü halin var olduğu dikkate alınmalıdır.

Belirli bir yaş seviyesine gelmiş bulunan ve torunlarını görmek hakkından yoksun bulunan büyük anne ve büyükbaba bakımından çocuklar ile kişisel ilişki kurulması da toplumun adet, görenek ve temelleri bakımından önemli bir husustur. Diğer yandan sağlıklı bir toplum yapısı bakımından aile büyükleri, dede, babaanne, dayı, amca, hala, teyze vb. rollerin öğrenilmesi ve kimin kim olduğunun bilinmesi yönüyle de çocuğun belirli zaman dilimlerinde Geniş Aile’nin üyesi olan bireyler ile temas kurması çocuğun üstün yararınadır.

Çocukların sağlıklı gelişimi, sosyalleşmeleri ve aile bireylerini algılayıp ait oldukları sosyal çevreye intibak etmeleri bakımından boşanma sonrasında anne ve baba yanında aile büyükleri olan dedeler, anneanne ve babaanne ile de temas kurmaları gerektiği açıktır.

Kanunda sayılan hısımlar kavramı altında başta büyükanne ve büyükbabalar olmak üzere çocuğun ayrı yaşadığı kardeşleri, amca hala, dayı, teyze gibi çocuk ile yakın ilişkisi bulunan diğer hısımlar da sayılmaktadır.

Bu ilişkinin kurulması çocuğun menfaatine uygun ise karar verilmesi gereken bir konudur. 

Üçüncü kişilerin talebi üzerine buna karar verilir.

Kişisel ilişkinin süresi ve şekli de buna göre belirlenir ve ebeveynle kurulan ilişki kadar kapsamlı bir ilişkiye genel anlamda karar verilmez.

II. Kişisel İlişki Kurulmasında Usul Kuralları

Kişisel ilişki konusunda karar vermeye görevli ve yetkili mahkeme, çocuğun oturduğu yerdeki Aile Mahkemesi yetkilidir.

Bu yargılamalarda basit yargılama usulü uygulanır.

Boşanmayla birlikte devam eden yargılamalarda boşanmaya ilişkin olan yazılı yargılama usulü uygulanır.

III. Kişisel İlişkin Hüküm Örnekleri    

* Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; babaanne ile torun arasındaki kişisel ilişki, aile bağlarını” güçlendirmek ve geliştirmek, torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır (Yarg. 2. HD., 25.03.2015 T., E. 2014/22093, K. 2015/5516 K.).”

*”Büyükbaba ile çocuklar arasında kişisel ilişkinin kurulmasını gerektiren şartların gerçekleşmesi halinde uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken istemin reddi kanuna aykırıdır. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Medeni Kanunun 325. maddesi; olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun  menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkının diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabileceğini hükme bağlamıştır. Davacı velayetin kendisine verilmesine yönelik davasını ıslah ederek (HUMK.md.83-90) velayetin anneden nezine (kaldırılmasına) (MK.m.348) ve torunları ile arasında kişisel ilişki kurulmasına dönüştürmüştür. Büyükbaba ile çocuklar arasında kişisel ilişkinin kurulmasını gerektiren şartlar gerçekleşmiştir. Bu durum karşısında davacı ile torunları arasında uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…(Yarg. 2. HD., 09.12.2003 E. 2003/15413, K. 2003/16490).

*…Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere özellikle hısımlarına da tanınabilir.(TMK. md.325/1) Davacılar, ölen kardeşlerinin çocukları ile uygun süre kişisel ilişki kurulmasını istemiştir. Aile mahkemesi uzmanları tarafından düzenlenen 6.3.2007 günlü rapor ile çocukların davacı halaları ile kişisel ilişki kurulması gerektiği bildirilmiştir. Toplanan delillere ve aile mahkemesi uzmanlarının raporu kapsamına göre mahkemece yapılacak iş  çocuklar  ile davacılar arasında uygun bir süre ile kişisel ilişki kurmaktan ibarettir…(Yarg. 2. HD., 27.02.2008 T., E. 2007/17948, K. 2008/2389).”

* “Kişisel ilişkiye yönelik düzenlemeler, teknik anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Değişen koşullara göre istek halinde her zaman değiştirilmesi mümkündür. Geleceği bağlayıcı nitelikte kademeli olarak kişisel ilişki düzenlenmesi yerinde olmadığı gibi anneanne ile torun arasında uzman nezaretinde kişisel ilişki kurulması da doğru görülmemiştir. (Y2.HD, 28/09/2011 T., 2010/22890 E., 2011/14227 K.)”

  • Mahkemece davacı-karşı davalı babanın müşterek çocukların velayetlerinin değiştirilmesine ilişkin davası kısmen kabul edilip, müşterek çocuklardan A. U. B.’ın velâyeti babaya verilmiş, anne ile kişisel ilişki düzenlenmiştir. A.K.’in velâyetinin değiştirilmesine ilişkin dava ise reddedilmiştir. Baba ve annenin boşandığı ve birden fazla çocuk olup da, velâyetlerinin farklı ebeveyne verildiği durumda; çocukla velâyet kendisine verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinde, ilişki dönemlerinde kardeşlerin bir arada olacağı şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekir. Bu gereklilik gözetilmeden; mahkemece velâyeti annede olan çocuk ile velâyeti babaya verilen çocuğun bir arada olamayacakları ve birbirlerini görmeyecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (Y2.HD, 01/12/2011 T., 2011/7918 E., 2011/20544 K.)”

“…Davacı anneanne, davalı babanın torunu ile kendisini görüştürmediğini iddia ederek torunla kişisel ilişki tesis edilmesini talep etmiş; ilk derece mahkemesince, davanın kabulü ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiş, davalı babanın istinaf talebi üzerine ilgili bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ile yerine yazılı şekilde kişisel ilişki tesisine hükmedilmiş, davalı babanın temyiz yoluna başvurması üzerine Dairemizce “İnceleme tarihi itibariyle idrak çağında bulunan çocuğun kişisel ilişki konusundaki görüşü alınarak, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan inceleme ve rapor istenilip ve gerekirse velâyet görevi kendisinde bulunmayan anne de isticvap edilerek, deliller hep birlikle değerlendirilerek, kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisinin ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, ilgili bölge adliye mahkemesince verilen ikinci kararda yatılı olmayacak şekilde yeniden kişisel ilişki tesis edilmiş, bu karar davalı baba tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu çocuk Nurullah Balmum 28.10.2010 doğumlu olup anne ve babası boşanmış, boşanma kararı ile velayet davalı babaya bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Tanık anlatımları, sosyal inceleme raporu ve idrak çağındaki çocuğun beyanı birlikte değerlendirildiğinde anneannenin torununu görebildiği, davalı babanın kişisel ilişkiye engel olabilecek olumsuz bir durum içinde bulunmadığı, davacının torunuyla görüşmesine annenin engel çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, anneye tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. (Y2.HD, 25/11/2019 T„ 2019/6971 E., 2019/11474 K.).”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler