Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmaksızın Yardım Etme Suçunda Yargıtay’dan Emsal Karar (2025)
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu, son yıllarda Türk Ceza Hukuku uygulamasında en çok tartışılan konular arasında yer almaktadır. 5237 sayılı TCK’nın 220/7. maddesi bu suç tipini düzenlemekte olup, özellikle örgütsel ilişki düzeyi, kast unsuru ve bankacılık faaliyetleri gibi eylemlerin nasıl değerlendirileceği konusunda farklı kararlar söz konusudur. Aşağıda yer verdiğimiz Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 23 Aralık 2024 tarihli emsal kararı, bu konuda önemli bir içtihat niteliği taşımaktadır.
T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Esas No : 2023/12559
Karar No : 2024/20322
Tebliğname No : 4 – 2023/62682
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi
TARİHİ : 09.05.2023
SAYISI : 2021/1450 E., 2023/743 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25.05.2021
SAYISI : 2020/164 E., 2021/121 K.
SANIK : …… …….
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve
isteyerek yardım etme
SUÇ TARİHİ : 15.10.2016
HÜKÜM : TCK’nın 314/3 ve 220/7 nci maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2,
220/7, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 62, 53 ve 63 üncü
maddeleri uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen mahkûmiyet
kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
TEMYİZ EDEN : Sanık müdafii : Av. Cengiz Yılmaz
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya
incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, yasal şartları oluşmadığından 5271 sayılı
CMK’nın 299/1 inci maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Esas No : 2023/12559
Karar No : 2024/20322
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre
yapılan incelemede;
Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair herhangi bir bağlantı tespit edilemeyen sanığın,
aşamalardaki savunmalarının aksine örgüt liderinin talimatı doğrultusunda terör örgütüne yardım etmek
kastı ile örgütle iltisaklı bankaya para yatırdığına ve bankacılık işlemleri yaptığına dair kesin ve
inandırıcı delil bulunmaması karşısında, mevcut şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği
gözetilmeden atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan belirtilen
sebepten dolayı hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302/2 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, dava
dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304 üncü maddesi uyarınca Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesine,
Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek
üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Mahkeme Kararları
Söz konusu olaya ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aşığıdadır.
T.C.
KOCAELİ
4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ MAHKUMİYET
DOSYA NO : 2020/164 Esas
KARAR NO : 2021/121
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2016/7728
GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
DAVACI : K.H.
SANIK : ……
MÜDAFİ : Av. CENGİZ YILMAZ
GÖZALTI TARİHİ : 15/10/2016
SUÇ : Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme
SUÇ TARİHİ : 15/10/2016
SUÇ YERİ : KOCAELİ
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma
sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİA: Kocaeli C.Başsavcılığının 30/12/2016 tarih ve 2016/23330 soruşturma,
2016/7728 esas, 2016/830 iddianame nolu iddianamesi ile sanık ****** ve diğer bir
kısım sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK nun 314/2, 53,63/1,
3713 sayılı yasanın 5 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemi ile mahkememize kamu
davası açıldığı ve mahkememizin 2017/40 esasını alan dava dosyasının 26/03/2018 tarihli
duruşmasında sanıklar hakkında dosya kapsamında ileri sürülen iddialara göre eylem
birliğinin bulunmaması, yine sanıklar yönünden delillerin birlikte değerlendirilmesi
hususunda gereklilik bulunmaması, yargılamanın birlikte yürütülmesinin gerek usul
ekonomisi gerekse sanıkların savunma haklarının kısıtlanması konusunda olumsuzluğa yol
açacağının değerlendirilmesi birlikte göz önünde bulundurularak CMK 10/1 maddesi
uyarınca her bir sanık yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği ve sanık *******
yönünden tefrik edilen dosyanın mahkememizin 2018/149 esasına kaydolunduğu
anlaşılmıştır.
Mahkememizin 11/04/2019 tarih ve 2018/149 esas 2019/170 karar sayılı kararı ile
sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verildiği halde
C.Savcısı tarafından kararın istinaf edildiği, Sakarya BAM 2.Ceza Dairesinin 08/10/2020
tarih ve 2019/1078 esas, 2020/773 karar sayılı ilamı ile soruşturma aşamasında İş
Bankasından getirtilen sanığa ait CD’nin incelenmesinde, sanığın 12/09/2014 tarihinde
10.000 TL kredi çektiği, aynı gün Bankasya’da 9.875 TL katılım hesabı açtığı, bu hususun
sanık hakkında düzenlenen iddianame ve gerekçeli kararda tartışılmadığı görülmekle, kredi
çekimine ilişkin belgelerin sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra karar
verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulduğundan bahisle bozma kararı verildiği
anlaşılmıştır.
C.SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA:Yapılan yargılama ve dosya
kapsamına göre sanık Mehmet Kapan’ın 07/02/2019 tarihli mütalaamızda belirttiğimiz
şekilde Fetö terör örgütünün liderinin talimatından sonra örgüte yardım saikiyle bankadan
işlem yaptırdığı anlaşıldığından TCK’nun 220/7 maddesi yollamasıyla TCK’nun 314/2-3, 53,
58, 63 ve 3713 sayılı yasanını 5/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi
mütalaasında bulunmuştur.
SAVUNMA:
Sanık bozma öncesi mahkememizce alınan savunmasında:” Ben 2012 yılında FEM
dersanesinde öğretmen olarak çalışmaya başladım. Maaşlarımız Bankasya’ya yattığı için o
bankayla çalışmak durumundaydım. Ben 2016 yılı Nisan ayına kadar FEM dersanesinde
çalıştım. Dolayısıyla bütün çalışma boyunca maaşım bankasya üzerinden yatırıldı. 2015 yılı
Eylül ayında evlendim. Evlilik dolayısıyla gelen paraları da çalıştığım banka olan
Bankasyaya yatırdım. Ben suç örgütünün talimatına istinaden para yatırmadım. Baştan
itibaren çalıştığım kurum bu bankayla çalışması dolayısıyla işlem yapmak zorunda kaldım,
dedi.”şeklinde savunmada bulunmuştur.
Sanık bozma sonrası mahkememizce alınan savunmasında:” Ben 2014 yılı Eylül
ayında İş Bankasından 10.000 TL tutarında bir kredi çekmiştim, o dönemde düğün
hazırlıklarım vardı, hatta kredi çektikten kısa süre sonra nişanım oldu, Bank Asya Şubesi iş
yerimin hemen yakınındaydı, şubedeki görevliler bana paramı Bank Asya da
değerlendirirsem yüksek miktarda katılım payı alabileceğimi söylemişlerdi, hatta yaptığım
hesaba göre İş Bankasından kullandığım kredi için ödeyeceğim faizden daha fazlasını Bank
Asya dan katılım payı olarak alabilecektim, benim ekonomik durumum iyi değildi ve bu
şekilde elde ettiğim gelir doğal olarak benim açımdan önemliydi, bu sebeple düğün
hazırlıklarına sarf etmek için çekmiş olduğum kredi tutarını o dönemde bank asyaya
yatırmıştım, hesap hareketleri incelendiğinde de bu paranın devam eden süreçte değişik
yerlere sarf edilmek suretiyle kullanıldığı görülecektir, dedi. “şeklinde savunmada
bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Sanık savunması,iddia, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili açıklamalar, açılmış
bulunan kamu davaları, dijital materyal export raporu, Bankasya hesap hareketleri, bilirkişi
raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık Mehmet Kapan hakkında Bankasya hesabının bulunduğu, Hereke sahilinde
bulunan Fetullah Gülen’e ait kitap üzerindeki parmak izinin sanığa ait olduğu ve ilk
sayfasında sanığın isminin M.Kapan olarak yazılı olduğu, sanığın Fetö/pdy terör örgütü ile
irtibatlı olan kurumlarda çalıştığı gerekçeleriyle TCK 314/2 kapsamında cezalandırılması
talebiyle mahkememize kamu davası açılmıştır.
Mahkememizin 11/04/2019 tarih ve 2018/149 esas 2019/170 karar sayılı kararı ile
sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verildiği halde
C.Savcısı tarafından kararın istinaf edildiği, Sakarya BAM 2.Ceza Dairesinin 08/10/2020
tarih ve 2019/1078 esas, 2020/773 karar sayılı ilamı ile soruşturma aşamasında İş
Bankasından getirtilen sanığa ait CD’nin incelenmesinde, sanığın 12/09/2014 tarihinde
10.000 TL kredi çektiği, aynı gün Bankasya’da 9.875 TL katılım hesabı açtığı, bu hususun
sanık hakkında düzenlenen iddianame ve gerekçeli kararda tartışılmadığı görülmekle, kredi
çekimine ilişkin belgelerin sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra karar
verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulduğundan bahisle bozma kararı verildiği
anlaşılmıştır.
Bozma ilamı sonrası sanığın T. İş Bankasından çekmiş olduğu krediye ilişkin evraklar
dosyamız arasına alınmış ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bozma sonrası yapılan incelemede; sanığın 12.09.2014 tarihinde T. İş Bankasından 12
ay vadeli 10.000 TL tutarlı tüketici kredisi çektiği, aynı gün Bank Asya’da ek hesap numarası
ile 9.875 TL katılım hesabı açtığı, bu katılım hesabının 19.10.2014 tarihine kadar devam
ettiği ve İş Bankasından çekilen kredinin bir kısım taksitlerinin Bank Asya’daki bu hesaptan
ödendiği anlaşılmaktadır.
Sanık her ne kadar savunmalarında Bankasya hesabını örgüt liderinin 25 Aralık 2013
tarihli çağrısından önce açtığını ve bu tarihten önce de banka da katılım hesabı olduğunu
söylese ve T. İş Bankası’ndan çektiği krediyi Bankasya’ya yatırmasındaki amacının nişan
masrafları için olduğunu ifade etse de örgüt liderinin” gerekirse kredi çekip ,evinizi arabanızı
satıp Bankasya ‘ya yatırın” şeklindeki talimatından sonra İş Bankasından 10.000TL kredi
çekerek aynı gün Bankasya yatırması ve katılım hesabı açması, hususu sanığın bu talimata
uygun olarak hareket ettiğini göstermiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemlerinin örgüte bilerek
ve isteyerek yardım etme suçu oluşturmuştur. Sanığın FETÖ/PDY liderinin çağrısından sonra
katılım hesabı açarak para yatırması örgütsel tavır olarak değerlendirilmiş, sanığın hesap
hareketinin nedenleri hakkındaki savunmasının, kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu,
hayatın olağan akışına uygun düşmediği değerlendirilmiş ve itibar edilmemiştir.
Sanık hakkında bankasya hesap hareketlerinin mahkememizce örgütsel tavır olarak
değerlendirilmiş olup; sanığın eyleminin örgüte yardım etme suçunu oluşturduğu kabul ve
kanaatiyle sanığın aşağıdaki şekilde cezalandırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Sanık ********’ın üzerine atılı silahlı terör örgütüne yardım etmek suçunu
işlediği toplanan deliller ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan, sabit olan suçtan
eylemine uyan TCK’nun 314/2 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimine, meydana gelen zarar
ve tehlikenin ağırlığına, suçun konusunun önem ve değerine, sanığın kastının yoğunluğuna
göre taktiren 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın sabit olan eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etmek olarak kabul
edildiğinden TCK’nun 220/7 maddesi uyarınca cezasından takdiren 2/3 oranında indirim
yapılarak 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına,
3713 sayılı yasanın 5/1 maddesi uyarınca sanığın cezasının taktiren 1/2 oranında
artırılarak 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın sabıkasızlığı ve duruşmadaki iyi hali lehine değerlendirilerek TCK nun 62
maddesi uyarınca sanığın cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 1 yıl 13 ay
hapis cezasıyla cezalandırılmasına ,
Sanığın cezasından yasal ve takdiri başkaca indirim ve arttırım yapılmasını gerektirir
bir neden bulunmadığından sanığın cezasından yasal ve takdiri başkaca indirim ve arttırım
yapılmasına takdiren yer olmadığına,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı
iptal kararı ile oluşan durumuna göre, sanık hakkında TCK’nin 53. maddesinin 1 ve 2.
fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına,
Cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin
uygulanmasına,
Sanığın TCK nun 63. Maddesi uyarınca kısıtlılıkta geçirdiği sürelerin cezasından
mahsubuna,
Aşağıda dökümü gösterilen ( 332,50 ) TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline,
Dair, sanık ve sanık müdafiinin yüzüne karşı iddia makamında, C. Savcısı *****’ın huzuru ile isteme uygun, yüze karşı verilen kararlarda tefhimden itibaren yoklukta
verilen kararlarda tebliğden itibaren 7 günlük süre içinde mahkememize sunulacak dilekçe
veya zabıt katibine yapılacak ve Hakime onaylatılacak bir beyan ile bulunulan ceza infaz
kurumu idaresi aracılığı ile mahkememize dilekçe gönderilmesi sureti ile Sakarya Bölge
Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar okunup
açıklandı, yasa yolu ve süresi anlatıldı. 25/05/2021
İlk Derece Mahkemesinin Kararının Ardından
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. CEZA DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
İSTİNAF KARARI
ESAS NO : 2021/1450 Esas
KARAR NO : 2023/743
İNCELENEN KARARIN :
MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25.05.2021
TEBLİĞ TARİHİ : 25.05.2021 (Sanık ve sanık müdafi)
NUMARASI : 2020/164 (E) ve 2021/121 (K)
TARAF BİLGİLERİ :*********
MÜDAFİİ : Av Cengiz YILMAZ
SUÇ : Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme
SUÇ TARİHİ : 15.10.2016
HÜKÜM : Mahkumiyet, 1 YIL 13 AY HAPİS
UYGULAMA MADDELERİ : TCK. 314/2, 220/7, TMK. 5/1, TCK. 62, 53, 63
İSTİNAF EDEN : Sanık müdafi
İSTİNAF TARİHİ : 25.05.2021
Yerel Mahkemece verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 5271 sayılı CMK’nun 279.
maddesi gereğince yapılan ön incelemesi sonunda istinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından
5271 sayılı CMK’nun 280. maddesi uyarınca işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, gerekçe içeriği, toplanan deliller ve
tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, karar yerinde gösterilip incelenerek
tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve
takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin
nitelik ve derecesi takdir kılınarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedilmesine, hukuka uygun, yasal
ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından sanık
müdafiinin istinaf talepleri yerinde görülmeyerek, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a
maddesinin ilk cümlesi uyarınca İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
Kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
bir örneğinin de istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafiine tebliğine,
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı yönünden kararın kendilerine geliş
tarihinden, istinaf başvurusunda bulunan sanık ve sanık müdafii yönünden ise tebliğ tarihinden itibaren
onbeş gün içerisinde hükmü veren Dairemize bir dilekçe verilmesi ya da zabıt kâtibine beyanda bulunup
tutanak tutturup hâkime onaylatmak veya bir başka ilk derece ceza mahkemesi ya da Bölge Adliye
Mahkemesi Ceza Dairesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek, ilgilinin cezaevinde bulunması halinde ceza infaz
kurumu ve tutukevi müdürlüğüne beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle, 7188
sayılı Yasanın 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen 3. fıkra ve devamı maddeleri
uyarınca Yargıtay ilgili Ceza Dairesi nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere 09/05/2023 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Özetleyecek Olursak Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve
İsteyerek Yardım Etme Suçu
“5237 sayılı TCK Md. 220/7
(7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.”
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu, ilgili maddede ayrı bir fıkra olarak özel olarak düzenlenmiş bir suçtur ve diğer fıkralardaki suçlardan bu sebeple ayrılmaktadır. Suç faili silahlı örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan ancak kastla ve bu bilinçle örgüte yardım etmiş kişidir.
Yardım etmenin ne olduğu ve hangi fiillerin yardım eylemi olarak değerlendirileceği de yargılamada ortaya çıkan bir sorundur. Madde hükmü kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmış olmakla birlikte örgüt üyesi olmayan ve örgüt üyeliğinden cezalandırılması mümkün olmayan bir kişinin bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmesi halinde örgüt üyesi gibi cezalandırılması da hukuken sorunludur. Çünkü yardım etme zaten TCK Md. 39’da düzenlenmiştir ve ceza suçu işleyen faile verilecek cezadan daha az bir ceza olarak belirlenmiştir.
Ancak burada düzenlenen cezanın miktarı örgüt üyeliği ile aynıdır ve bu durum dahi fıkra hükmünü tartışmalı hale getirmektedir.
Bu kapsamda örnek bir Yargıtay İlamı’na değinmek gerekmektedir:
1.Sanık hakkında sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verildiği halde C.Savcısı tarafından kararın istinaf edildiği, Sakarya BAM 2.Ceza Dairesinin 08/10/2020tarih ve 2019/1078 esas, 2020/773 karar sayılı ilamı ile soruşturma aşamasında İşBankasından getirtilen sanığa ait CD’nin incelenmesinde, sanığın 12/09/2014 tarihinde 10.000 TL kredi çektiği, aynı gün Bankasya’da 9.875 TL katılım hesabı açtığı, bu hususun sanık hakkında düzenlenen iddianame ve gerekçeli kararda tartışılmadığı görülmekle, kredi çekimine ilişkin belgelerin sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulduğundan bahisle bozma kararı verildiği anlaşılmıştır.
2. Yeniden yargılama yapan Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi Sanık hakkında mahkumiyete hükmetmiştir. Kararında Mahkeme;
“…Sanık hakkında Bankasya hesabının bulunduğu, Hereke sahilinde bulunan Fetullah Gülen’e ait kitap üzerindeki parmak izinin sanığa ait olduğu ve ilk sayfasında sanığın isminin M.Kapan olarak yazılı olduğu, sanığın Fetö/pdy terör örgütü ile irtibatlı olan kurumlarda çalıştığı gerekçeleriyle TCK 314/2 kapsamında cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açılmıştır.
Mahkememizin 11/04/2019 tarih ve 2018/149 esas 2019/170 karar sayılı kararı ile sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verildiği halde C.Savcısı tarafından kararın istinaf edildiği, Sakarya BAM 2.Ceza Dairesinin 08/10/2020 tarih ve 2019/1078 esas, 2020/773 karar sayılı ilamı ile soruşturma aşamasında İş Bankasından getirtilen sanığa ait CD’nin incelenmesinde, sanığın 12/09/2014 tarihinde 10.000 TL kredi çektiği, aynı gün Bankasya’da 9.875 TL katılım hesabı açtığı, bu hususun sanık hakkında düzenlenen iddianame ve gerekçeli kararda tartışılmadığı görülmekle, kredi çekimine ilişkin belgelerin sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulduğundan bahisle bozma kararı verildiği anlaşılmıştır.
Bozma ilamı sonrası sanığın T. İş Bankasından çekmiş olduğu krediye ilişkin evraklardosyamız arasına alınmış ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bozma sonrası yapılan incelemede; sanığın 12.09.2014 tarihinde T. İş Bankasından 12 ay vadeli 10.000 TL tutarlı tüketici kredisi çektiği, aynı gün Bank Asya’da ek hesap numarası ile 9.875 TL katılım hesabı açtığı, bu katılım hesabının 19.10.2014 tarihine kadar devam ettiği ve İş Bankasından çekilen kredinin bir kısım taksitlerinin Bank Asya’daki bu hesaptan ödendiği anlaşılmaktadır.
Sanık her ne kadar savunmalarında Bankasya hesabını örgüt liderinin 25 Aralık 2013tarihli çağrısından önce açtığını ve bu tarihten önce de banka da katılım hesabı olduğunu söylese ve T. İş Bankası‘ndan çektiği krediyi Bankasya’ya yatırmasındaki amacının nişan masrafları için olduğunu ifade etse de örgüt liderinin” gerekirse kredi çekip ,evinizi arabanızı satıp Bankasya ‘ya yatırın” şeklindeki talimatından sonra İş Bankasından 10.000TL kredi çekerek aynı gün Bankasya yatırması ve katılım hesabı açması, hususu sanığın bu talimata uygun olarak hareket ettiğini göstermiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemlerinin örgüte bilerek
ve isteyerek yardım etme suçu oluşturmuştur. Sanığın FETÖ/PDY liderinin çağrısından sonram katılım hesabı açarak para yatırması örgütsel tavır olarak değerlendirilmiş, sanığın hesaphareketinin nedenleri hakkındaki savunmasının, kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu,hayatın olağan akışına uygun düşmediği değerlendirilmiş ve itibar edilmemiştir.
Sanık hakkında bankasya hesap hareketlerinin mahkememizce örgütsel tavır olarak
değerlendirilmiş olup; sanığın eyleminin örgüte yardım etme suçunu oluşturduğu kabul ve
kanaatiyle sanığın aşağıdaki şekilde cezalandırılmasına karar verilmiştir...”
3. Konu hakkında yapılan istinaf başvurusu sonucunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 9 Mart 2023 tarihli 2021/1450 Esas N. 2023/743 K.N. sayılı Karar ile bu karar onanmıştır.
4. Sonrasında yapılan temyiz başvurusu ile kararı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi 23 Aralık 2024 tarihli ve Esas No : 2023/12559 Karar No : 2024/20322 sayılı Kararı ile kararında;
“…Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair herhangi bir bağlantı tespit edilemeyen sanığın, aşamalardaki savunmalarının aksine örgüt liderinin talimatı doğrultusunda terör örgütüne yardım etmek kastı ile örgütle iltisaklı bankaya para yatırdığına ve bankacılık işlemleri yaptığına dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, mevcut şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan belirtilen sebepten dolayı hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302/2 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304 üncü maddesi uyarınca Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle…” karar verilmiştir.
Yukarıda yer aldığı üzere sadece bankacılık işlemi yapılması ve yasal olan bu işlemlerin tek başına örgütsel bir ilişkiyi ispat etmede delil olarak kabul edilmesi Yargıtay ilamı ile hukuka aykırı bulunmuştur.
AİHM Yalçınkaya Kararı ile de Bankasya işlemlerinin cezalandırmada bir delil kabul edilmesi örgütlenme özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının ve suç ve cezada kanunilik ilkesinin ihlali kabul edilmiştir.
2025 tarihli güncel Yargıtay kararı: Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunda bozma kararı. AİHM ve Bankasya değerlendirmeleriyle birlikte tüm süreç.
Sonuç ve Değerlendirme
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu kararında öne çıkan en önemli ilke, şüphenin sanık lehine yorumlanması gerekliliğidir. Örgütle iltisaklı banka olan Bankasya’da yapılan yasal işlemler, tek başına örgütsel bağ kurmak için yeterli görülmemiştir. Ayrıca bu karar, AİHM Yalçınkaya kararına paralel bir şekilde, örgüt üyeliğiyle ilgisi olmayan kişilerin cezalandırılmasında daha dikkatli davranılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
📌 Benzer İçerik: TCK 314. Madde Işığında Örgüt Üyeliği Suçu ve Uygulama Örnekleri
Bu Makalemizde ki konuya ilişkin detaylı araştırma yapmak isteyen meslektaşlarımızın araştırması gereken konu başlıkları aşağıda yer almaktadır.
– örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu
– silahlı terör örgütüne yardım
– TCK 220/7
– Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı
– Bankasya işlemleri ceza
– AİHM Yalçınkaya kararı
– CMK 302/2 bozma kararı
– örgüt üyeliği olmadan yardım etme