5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler. İddianame yetkili ve görevli mahkemeye hitaben düzenlenir.
İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır; yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmez. Delillerin ve suçun işlendiği konusunda yeterli şüphe bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi konusunda takdir yetkisi cumhuriyet savcısına aittir. İsnat edilen fiilin hangi suça vücut verdiği ve bu bağlamda sevk maddeleri de iddianamede yer alır.
İddianame Nasıl Hazırlanır?
CMK’nın 160. maddesine göre cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür. Bu nedenle savcı kolluk görevlileri ve ilgili tüm kurumlar ile yazışmalar yaparak, gerektiğinde talimat yazmak suretiyle başka yer savcılıklarının da aracılığıyla ayrımsız tüm delilleri toplamalıdır.
İddianamenin düzenlenebilmesi için öncelikle yeterli şüphe bulunması gerekir. Şüphe delillerle direkt ilişkilidir. İddianamenin düzenlenmesi açısından delilleri değerlendirmeye yetkili makamlar tarafından yapılan değerlendirme sonucu vardıkları kanaat şüphe olarak ifade edilebilir. Şüphenin yani dava açılması gerektiğine dair kanaatin cumhuriyet savcısınca gerekçeleri ile birlikte somut delillere dayandırılması gerekir.
İddianamenin sonuç kısmında şüphelinin aleyhine olanlar yanında lehine olan delillere de yer verilir.
Savcı İddianameyi Hangi Koşullarda Düzenler?
Savcı ihbar sonucu ya da bir şeklide haberdar olduğu bir suç iddiası üzerine soruşturma başlatır. Başlatılan bu soruşturma neticesinde elde edilen delilerin değerlendirilmesi sonucunda yeterli suç şüphesinin bulunduğuna kanaat getirilirse savcı tarafından kamu davası açılmak üzere görevli ve yetkili mahkemeye hitaben iddianame düzenlenir.
İddianamede Yer Alan Bilgiler Nelerdir?
CMK’nın 170/3. maddesine göre iddianamede bulunması gereken unsurlar şunlardır;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri.
İddianamenin Kabul Süreci Nasıl İşler?
İddianamenin ve soruşturma dosyasının mahkemeye gönderildiği tarihten itibaren mahkemece kabul veya reddine karar verildiği aşamaya kadar geçen süreç iddianamenin değerlendirilme sürecidir.
CMK’nın 174/1. maddesine göre mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir ancak suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
En geç 174/1. fıkrada belirtilen 15 günlük süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır. İddianamenin Kabulü ile kamu davası açılmış ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olur.
İddianameye Nasıl İtiraz Edilir?
Hukukumuzda iddianameye itiraz diye bir itiraz yolu yoktur. İddianamenin kabulü ile kamu davası açılmış olur ve kovuşturma aşaması başlar. Bu aşamadan sonra ancak kovuşturma esnasında yapılacak savunmalarla mahkemeden beraat kararı verilmesi talep edilebilir.
İddianameye itiraz mümkün olmamakla birlikte, mahkemece iddianamenin değerlendirilmesi aşaması neticesinde iddianamenin iadesine karar verilmesi halinde cumhuriyet savcısı tarafından iade kararının öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir.
İddianame Mahkemeyi Ne Kadar Bağlar?
Mahkeme iddianamede gösterilmeyen yani dava edilmeyen bir fiil hakkında kendi kendine hüküm kuramaz. Zira hükmün konusunu iddianamede belirtilen ve dava konusu edilen maddi olay yani fiil oluşturur. Buna karşın mahkeme CMK m. 225/2’ye göre, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir. Başka bir ifade ile mahkeme iddianamedeki hukuki nitelendirme ile bağlı değildir; fiilin hukuki yorumunda ve değerlendirilmesinde tamamen serbesttir.
İDDİANAME KONUSUNDA YARGITAY UYGULAMALARI
Kasten yaralama suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphe oluştuğu dikkate alınmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmesi bozma nedenidir
1. 5271 sayılı Kanun’un, Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi başlıklı 160. maddesinde yer alan; “(1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
Kamu davasını açma görevi başlıklı 170. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan; “1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.”
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar başlıklı 172/1. maddesinde yer alan; “(1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.” ve Cumhuriyet savcısının kararına itiraz başlıklı 173. maddesinin inceleme konusu ile ilgili bölümlerinde yer alan; “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
” şeklindeki düzenlemeler uyarınca Cumhuriyet savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikâyet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm kanunî yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaşıldığında iddianame düzenleyerek kamu davası açılması, aksi hâlde ise 5271 sayılı Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmektedir.
2. Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyasının değerlendirilmesinde; Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli … hakkında şikâyetçi …’a yönelik kasten yaralama suçundan “…kamu davası açmaya yetecek yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı”ndan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği, anılan karara itirazın da merci tarafından reddedildiği anlaşılmıştır.
Oysa şikâyetçi …’ın şüpheli … ile inceleme dışı …’ın kollarından tutup vurmaya başladıklarına dair beyanı ile adlî muayene raporundaki yaralanma bulguları, şüpheli …’nin kendisinin de …’a vurduğuna dair savunması ve tanık Seyit’in anlatımlarına göre şüpheli … hakkında şikâyetçi …’a yönelik kasten yaralama suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphe oluştuğu dikkate alınmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın bu nedenle kabulü yerine reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyasının değerlendirilmesinde; Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli … hakkında şikâyetçi …’a yönelik kasten yaralama suçundan “…kamu davası açmaya yetecek yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı”ndan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği, anılan karara itirazın da merci tarafından reddedildiği anlaşılmıştır.
Oysa şikâyetçi …’ın şüpheli … ile inceleme dışı …’ın kollarından tutup vurmaya başladıklarına dair beyanı ile adlî muayene raporundaki yaralanma bulguları, şüpheli …’nin kendisinin de …’a vurduğuna dair savunması ve tanık Seyit’in anlatımlarına göre şüpheli … hakkında şikâyetçi …’a yönelik kasten yaralama suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphe oluştuğu dikkate alınmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın bu nedenle kabulü yerine reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. ( Y 1. CD 17.02.2025 T, 2025/430 E., 2025/1098 K.)
Eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerekir
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, şikâyetçinin, Twitter isimli sosyal medya sitesinde ”…” isimli şahsa ait ”@ugurgulmat” kullanıcı adıyla yayınlanmış Binance reklamının içeriğini öğrenmek için tıkladığını ve ekranın …’de bulunan kendi hesabının giriş sayfasına benzer olarak görmesi üzerine … hesabında reklamın yer alabileceğini düşünerek kendi hesabını açmaya çalıştığını, ancak hesabına erişim sağlayamadığını, bir kaç dakika sonra… numaralı hattan isminin ”…” olduğunu ve …’de görevli olduğunu söyleyen şahsın kendisini arayarak Gürcistan ülkesinden hesabının ele geçirilmeye çalışıldığını, hesabını kurtarması için kendisinden mail adresine gelen doğrulama kodunu ve başka bilgileri istemesi sonrasında 40.250,00 Türk lirasının hesabında bulunmadığını gördüğünü ve bu şekilde dolandırıldığını anladığını iddia etmesi üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, sabit telefon hattı sahibinin çok sık değiştiği, hattın fiili kullanıcıları ile hat sahiplerinin farklı olduğu, hattın resmi sahibine ulaşılsa bile menfaat sağlayan şahsın tespit edilemeyeceği ve kripto varlığının kimin hesabına gönderildiğinin de belli olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; ” … @ugurgulmat” isimli Twitter hesabı sahibinin ifadesinin alınması ve gerekirse adına kayıtlı hesap bilgileri ve hesap hareketlerinin de incelenmesi, şikâyet konusu işlemler hakkında https://aeroswap.io/ isimli site ile hizmet sağlayıcı olan … adlı firmadan istinabe yolu ile IP adresleri ve kullanıcı bilgilerinin talep edilmesi ve bunların yanısıra olayın aydınlatılmasına yarar diğer delillerin toplanmasının ardından yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. ( Y 2. CD 04.12.2024 T, 2024/13777 E., 2024/18593 K.)
Eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırıdır
5271 sayılı Kanun’un 160/1. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.”, ikinci fıkrasında; “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”, 170/2. maddesinde, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.”, 172/1. maddesinde, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173.maddesinde;
“(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
5271 sayılı Kanun’un 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Anılan maddeye göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
5271 sayılı Kanun’un 172/3. maddesinde ise; “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.” denilmek suretiyle, etkin soruşturma yapılması zorunluluğu vurgulanmıştır.
İncelenen dosyada; 29.06.2022 tarihli CD izleme tutanağında, kameranın ses kaydı yapmadığından bahisle tehdit ve hakaret olayına ilişkin somut bir delil elde edilemediğinin belirtildiği, şikayetçi vekilinin itiraz ve kanun yararına bozma dilekçelerinde kamera kaydının 16:22:15 zamanında şüphelilerin şikayetçiye ‘bin arabana s… git sen kimsin bizi tanımıyorsun burada tartışamazsın defol git seni buluruz” şeklindeki sözlerin alenen duyulduğundan bahsetmesine karşılık anılan CD aslının temin edilerek bizzat dinlenilmesi ya da ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun takdir ve tayin edilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. ( Y 4. HD 18.02.2025 T, 2024/11864 E., 2025/2924 K.)