Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Mevzuatımızda Nerede Düzenlenmiştir?
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçu kişilerin hayat, sağlık ve malvarlıklarının maddede sayılan eylemler nedeniyle tehlikeye girmesini engellemek ve kişilerin güvenlik içinde yaşamalarını sağlamak amacıyla ihdas edilmiş bir suçtur. Bu suç taksirli bir suç olduğundan, kişilere tehlike yaratması muhtemel durumlarda özenli davranma sorumluluğunu yüklemektedir. Bu suç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 171. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metinleri;
“Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
(1) Taksirle;
a) Yangına,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına,
Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.
Madde gerekçesi aşağıdaki şekildedir;
“ MADDE 171- Madde metninde, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması, suç olarak tanımlanmıştır.
Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunun birinci fıkrasında söz konusu edilen fiillerin taksirle işlenmesi de, suç oluşturmaktadır. Ancak, bu fiiller dolayısıyla cezaya hükmedebilmek için de, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekir.
Bu fiillerin işlenmesiyle bir zarar neticesinin meydana gelmesi hâlinde, meydana gelen zarar neticesi açısından örneğin taksirle öldürme veya taksirle yaralama suçu oluşabilir. Bu gibi durumlarda, farklı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerekir. “
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması bir tehlike suçudur. Bu nedenle bu suçun oluşması için bir tehlikenin oluşması şarttır, başka bir ifade ile bu bir somut tehlike suçudur. Suçu oluşturan fiiller sınırlı sayıda sayılmıştır ve bunlardan birinin gerçekleştirilmesi ile suç oluşacaktır. Bu nedenle bu suç bir yönüyle seçimlik hareketli, diğer yönüyle maddede sınırlı sayıda harekete yer verildiğinden bağlı hareketli bir suçtur.
Suçun Maddi Ve Manevi Unsurları Nelerdir?
TCK m. 171’e göre suçun maddi unsuru yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olunması ve bu şekilde gerçekleşen eylemin kişilerin sağlığı ya da malvarlığı açısından tehlike doğurmasıdır. Suç bu seçimlik hareketlerden biri ile işlenmiş olmalıdır, bunlar dışındaki eylemler bu suçu oluşturmaz. Başka bir ifade ile bu suç madde metninde belirtilen dışında bir yolla işlenemez. Eylem ile başkalarının hayatı, sağlığı veya mal varlığı açısından oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
Bu suçun manevi unsuru taksirdir. Suçun bilinçli ya da bilinçsiz taksirle işlenmesi mümkündür.
Suçun Faili Ve Mağduru Kimlerdir?
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunun faili herkes olabilir, fail olmak için özel bir koşul aranmamıştır. Bu suçun mağduru ise tehlike altına giren kişi ve toplumdur.
Suçun Takibi Şikayete Bağlı Mıdır ve Suç İçin Uzlaşma Hükümleri Uygulanır Mı?
TCK m. 171’te düzenlenen bu suçun takibi şikayete bağlı değildir ve re’sen soruşturulup kovuşturulur. Bu nedenle uzlaşmaya da tabi değildir.
Suçu Kovuşturmayla Görevli Mahkeme Neresidir?
TCK m. 171’te düzenlenen genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Suçun Yaptırımı Nedir?
TCK m. 171’e göre taksirle yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun Tabi Olduğu Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Genel güvenliği taksirle tehlikeye sokma suçunun olağan zamanaşımı süresi 8 yıldır. Olağanüstü zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
GENEL GÜVENLİĞİN TAKSİRLE TEHLİKEYE SOKULMASI SUÇUNDA YARGITAY UYGULAMASI
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunda olağanüstü zamanaşımı süresi 12 yıldır
Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 171 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan, aynı Kanun’un 67 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı sürelerinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca zamanaşımı süresininin suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. ( Y 8. CD 21.12.2023 T, 2023/4964 E., 2023/10360 K.)
Sanığın doğalgaz tesisatı imalatı yaparken uygun olmayan sızdırmazlık maddesini kullanma şeklindeki eylemi genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunu oluşturmaz
Taksirle bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ, sel, taşkına neden olma suçu tehlike suç olup tehlike gerçekleşmedikçe cezalandırmanın olmayacağı, 5271 sayılı Kanun’un 171 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen bina çökmesi toprak kayması çığ düşmesi sel veya taşkın olaylarının gerçekleşmesinin suçun oluşabilmesi için birinci koşul olduğu maddede sayılı olayların gerçekleşmediği, sanığın doğalgaz tesisatı imalatı yaparken uygun olmayan sızdırmazlık maddesini kullanma şeklindeki eyleminin atılı suçun unsurlarını taşımadığı anlaşılmakla bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır. ( Y 8. CD 22.01.2024 T, 2023/4679 E., 2024/557 K.)
Yangının, bir çok elektrikli aletin fişlerinin takılı olduğu üçlü prizin aşırı ısınmasından dolayı yangın çıkması genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulmasıdır
Dosya kapsamında yer alan 11.11.2014 tarihli olay yeri inceleme raporu, 12.11.2015 tarihli bilirkişi teknik raporu, 13.11.2014 tarihli yangın raporu ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın işyerinde çıkan yangının, bir çok elektrikli aletin fişlerinin takılı olduğu üçlü prizin aşırı ısınmasından dolayı meydana geldiği ve sanığın dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonuca yangına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, Mahkemece verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır. ( Y 8. CD 14.02.2024 , 2023/4431 E., 2024/1273 K.)
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunda olağan zamanaşımı süresi 8 yıldır
Sanıklar … ve …’un, yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 171 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin sanıkların ilk savunmasının alındığı tarih olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. ( Y 8. CD 05.12.2023 T, 2023/4403 E., 2023/9559 K.)