Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK m. 299)

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Mevzuatımızda Nerede Düzenlenmiştir?

Cumhurbaşkanına hakaret suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni;

“Cumhurbaşkanına hakaret

Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.” şeklindedir.

Madde gerekçesi aşağıdaki şekildedir;

“MADDE 299.– Bu maddeyle, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmesini, ziyaretçileriyle görüşme­sini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavilerini, avukat atamalarını veya bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet başsavcılıkla­rına gitmelerini, kurum görevlileriyle görüşmelerini veya salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu yolda talimat verenler ile mevzu­atın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı her türlü görüşme ve temas olanaklarını engelleyenler hakkında verilecek hapis cezası belirlenmiştir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna ikna veya teşvik edilmeleri veya bu yolda kendilerine talimat verilmesinin de, beslenmesinin engellen­mesi sayılacağı ifade edilerek, beslenmeyi engelleyenler hakkında uygula­nacak hürriyeti bağlayıcı cezalar belirtilmiştir.

Maddenin üçüncü fıkrasında, beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinden biri veya ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca kasten yaralama veya kasten öldürme suç­larına ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacağı kabul edilmiştir. ”

Yargıtay’a göre Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile korunan hukuki değer Cumhurbaşkanlığının fonksiyonları değil, şeref varlığıdır. Suçla korunan hukuki yarar ise devlet organlarının saygınlığıdır. Zira Anayasa’ya göre cumhurbaşkanı devletin başıdır, devlet başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.

Suçun Maddi  Ve Manevi Unsurları Nelerdir?

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun maddi unsuru, hakaret oluşturan fiilleri Cumhurbaşkanına karşı işlemektir. Hakaret suçunun maddi unsuru onur, şeref ve saygınlığı zedeleyecek, küçük düşürecek şekilde somut bir eylem ya da olgu isnat etmek ya da sövmektir. Bu suç sırf hareket suçudur, hakaret içeren eylemin gerçekleştirilmesi ile suç işlenmiş olur. Serbest hareketli bir suçtur.

Cumhurbaşkanına hakaret suçundan söz edilebilmesi için suçun maddi konusunun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olması gerekir. Başka bir ifade ile suç tarihi itibarı ile görevde bulunan cumhurbaşkanına karşı hakaret fiili işlenmiş olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı görevi sona ermiş kimseye yapılan hakaret bu suça vücut vermez, böyle bir durumda TCK m. 125’te düzenlenen hakaret suçu gündeme gelir.

Suçun manevi unsuru genel kasttır, taksirle işlenmesi mümkün değildir. Kasttan söz edebilmek için ise failin suçu ve unsurlarını bilerek ve isteyerek hareket etmiş olması gerekir.

Suçun Faili Ve Mağduru Kimlerdir?

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun faili herkes olabilir. Fail olmak için özel nitelik aranmaz.

Bu suç Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına karşı işlendiği için mağdur da cumhurbaşkanıdır.

Suçun Takibi Şikayete Bağlı Mıdır?

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun takibi şikayete bağlı değildir ve bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezası Nedir?

TCK m. 299/1’a göre cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK m. 299/2’ye göre ise suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

Sosyal Medyada Yapılan Paylaşımlar Bu Kapsamda Değerlendirilebilir Mi?

Günümüzde kişiler sosyal medya aracılığıyla paylaşımlarda bulunmakta ve hakaret fiilleri de zaman zaman sosyal medya aracılığıyla işlenebilmektedir. Bu kapsamda cumhurbaşkanına hakaret suçunun da sosyal medya aracılığıyla işlenmesi söz konusu olmaktadır. TCK m. 299/2 uyarınca suçun alenen işlenmesi cezanın artırım nedeni sayılmaktadır. Aleniyet gizli olmayıp, göz önünde olan, açıkta olan anlamına gelmektedir. Hakaret suçu açısından aleniyet ise bu suçun belirsiz sayıdaki kimseler tarafından görülüp duyulacağı biçimde işlenmesidir. Sosyal medya paylaşımları da aleniyet içerdiğinden, cumhurbaşkanına hakaret suçunun sosyal medya paylaşımları ile işlenmesi halinde ceza artırımı söz konusu olacaktır.

Savunma Nasıl Yapılmalıdır, Hangi Haklara Sahibiz?

Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle savunma yapmadan önce güncel Yargıtay içtihatlarının, anayasa Mahkemesi kararlarının ve Avrupa insan Hakları Mahkemesi kararlarının taranması ve somut duruma uygun kararlara atıfta bulunularak hareket edilmesi önem arz etmektedir. Ceza yargılamalarında her somut olayın özelliğine ve dosyanın içeriğine göre özel bir savunma geliştirmek gerektiğinden, cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle soruşturma yahut kovuşturma geçirmekte olan kimsenin bir avukattan hukuki destek almasında fayda vardır. Sanığın eyleminin ifade özgürlüğü sınırları içinde olması ve ağır eleştiri kapsamında kalması halinde bu hususlar delilleri ile birlikte irdelenmeli ve yargı mercilerine sunulmalıdır.

Suçun Tabi Olduğu Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Güveni kötüle kullanma suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Bu Suça Nasıl Bakıyor?

AİHM cumhurbaşkanlığına hakaret suçu nedeniyle sanığa  genel hakaret suçundan daha ağır ceza verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ruhuna aykırı olduğu görüşündedir. AİHM’e göre kamu yetkililerinin kurumsal kamu düzenini korumak için ilk iş olarak ceza yargılamasına başvurmaktan geri durmaları ve ceza yargılaması yerine, özel hukuk yaptırımları gibi başka seçeneklere yönelmeleri gerekmektedir.  Bu bağlamda, çok düşük tutarlı para cezası bile cezai yaptırım niteliği taşıdığından, ceza yargılamasına başvurmaktan geri durulmasının gerekliliğini ortadan kaldırmamaktadır. AİHM’ye göre bu husus, ifade özgürlüğüne müdahalenin orantılı olup olmadığının belirlenmesinde önem taşımaktadır.

CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU KONUSUNDA YARGITAY UYGULAMASI

Suça konu sözlerin bir bütün olarak değerlendirildiğinde katılana yönelik sarfetmediği anlaşılmakla beraatine karar verilmelidir

Sanık müdafiinin temyiz istemi; suça konu sözlerin hakaret suçunu oluşturmadığı, iddiaya konu hakaret sözünün katılana yönelik olmadığı, alt sınırdan ceza tayin edilirken belirtilen gerekçelerle lehe hükümlerin uygulanmamasına dair gerekçeler arasında çelişki bulunduğu, adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, beraat kararı verilmesi gerektiğine ve vesaireye ilişkindir.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanığın savunması ve tüm dosya kapsamı karşısında; suça konu sözlerin bir bütün olarak değerlendirildiğinde katılana yönelik sarfetmediği anlaşılmakla beraati yerine yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür. ( Y 4. CD 17.09.2024 T, 2024/6611 E.,  2024/10520 K.)

Cumhurbaşkanına hakaret ile kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun birlikte işlenmesi halinde eylemin tek olması nedeniyle, daha ağır cezayı gerektiren cumhurbaşkanına hakaret suçundan hüküm kurulması gerekir

Cumhurbaşkanına hakaret ile kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun birlikte işlenmesi halinde 5237 sayılı Kanun’un 299. ve 125. maddeleri ihlal edilmesine karşın, eylemin tek olması nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 44. maddesi gereğince daha ağır hüküm içeren 5237 sayılı Kanun’un 299. maddesi uyarınca hüküm kurulması ile yetinilmesi gerekir. ( YCGK 04.07.2022 T, 2021/4-202 E, 2022/512 K)

Cumhuriyet savcısının soruşturma dosyası içerisinde şüpheli ifadesinin temini için gerekli araştırma ve soruşturma faaliyetlerine başvurmasına rağmen şüpheli ifadesinin temin edilemediğinden bu nedenle iddianamenin iadesi kararı ve bu karara yapılan itirazın reddi kararı hukuka aykırıdır

İnceleme konusu somut olayda; şüpheli hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle yürütülen soruşturmada şüpheliye ulaşılamaması nedeni ile ifadesinin alınamadığının anlaşıldığı, soruşturma savcısının mevcut bilgilere göre şüphelinin ifadesinin alınması amacı ile yakalama kararı verilmesini teminen Sulh Ceza Hakimliğine başvurduğu ve bu başvuru neticesinde, İzmir 7. Sulh Ceza Hakimliğince, şüpheli hakkında 29/12/2022 tarihinde ifade alınmasına yönelik yakalama kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma dosyası içerisinde şüpheli ifadesinin temini için gerekli araştırma ve soruşturma faaliyetlerine başvurmasına rağmen şüpheli ifadesinin temin edilemediği, Sulh Ceza Hakimliğinden bu konuda yakalama kararı aldığı ve bu kararın infazının da makul bir süre beklendiği buna rağmen şüphelinin yakalanamadığından dolayı ifadesinin alınamadığı, bu nedenle iddianamenin iadesi kararının ve bu karara yapılan itirazın reddi kararının hukuka uygun olmadığı görülerek tebliğnamedeki talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. (  Y 4. CD 03.03.2025 T,  2024/11763 E.,  2025/3874 K.)

Cumhurbaşkanına hakaret suçundan verilen cezada kamu görevlisine hakaret suçundan açılan ayrı bir dava bulunduğunda fikri içtima ve mahsup hükümleri nazara alınmalıdır

Cumhurbaşkanına hakaret ile kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunun işlenmesi halinde 5237 sayılı Kanun’un 299. ve 125. maddelerinin ihlal edilmesine karşın, eylemin tek olması nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 44. maddesi gereğince daha ağır hüküm içeren 5237 sayılı Kanun’un 299. maddesi uyarınca hüküm kurulmasının gerekmesi ve dosya kapsamından Niğde 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/76 Esas ve 2021/333 Karar sayılı dosyasında sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan ayrı bir kamu davasının açıldığı ve bu dosyada sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, bahse konu dava dosyasının akıbeti araştırılarak mümkün olması halinde birleştirilmesi, aksi halde usulüne uygun şekilde dava dosyasının incelenmesi ve tüm kanıtların birlikte değerlendirilerek, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan verilen cezada fikri içtima ve mahsup hükümleri de nazara alınıp sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm verilmesi bozma nedenidir. ( Y 4. CD 07.11.2024 T, 2024/5063 E.,  2024/14439 K.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler