Kaçak Elektrik Nedir?
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) tanzim ettiği Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. maddesine göre gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak;
a) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması,
kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.
Elektrik dağıtım hizmeti, dağıtım şirketlerince gerçekleştirilir. Elektrik dağıtımının faturalandırılması da gene Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 44-45. maddeleri uyarınca gerçekleştirilir.
Kaçak Elektrik Kullanımının Tespiti Nasıl Yapılır ?
Dağıtım şirketi görevlilerince, ihbar üzerine yahut düzenli olarak yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanımının tespiti halinde Elektrik Piyasası Düzenleme Yönetmeliği’nin 43. maddesi gereğince kaçak elektrik tespit tutanağı tutanak tutulur. Bu tutanakta kaçak elektrik tespit edilen bina bilgileri, tespit edilen kaçak elektrik miktarı ve bulunduğu yer ile tespit tarih ve saatine dair bilgiler yer alır. Görevliler kaçak elektrik kullanılan yerdeki elektrik tüketimi yapan ve akıma bağlanan tüm cihazların tespitini yapar ve fotoğrafını çeker. Belirlenen bu cihaz, adet, güç birimi ve vardiya/kullanım süresi ile yapılacak hesaplama ile dağıtım şirketi tarafından ilgiliye kaçak kullanımı bedeli olarak ödeme emri düzenlenir.
Kaçak Elektrik Tespit Tutanağına Karşı Nereye İtiraz Edilebilir?
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 47/2. maddesine göre tüketici, söz konusu kaçak faturasına ilişkin gönderilen ödeme bildirimine, kaçak elektrik enerjisi tüketmediği veya hesaplamalara esas miktar ve sürenin 44 ve 45 inci maddeler dışında olduğu veya uygulanan tarife ve diğer parametrelerde yanlışlık olduğuna ilişkin hususlara ait kanıt ve belgeleri ile birlikte, bildirim tarihinden itibaren 6 ay içerisinde itiraz edebilir. Bu itiraz en geç 10 iş günü içerisinde sonuçlandırılır. İnceleme sonucuna göre; tüketicinin haklı olduğunun anlaşılması ve tüketicinin gönderilen ödeme bildiriminde yer alan tutarı ödemiş olması halinde, dağıtım şirketince iade edilecek tutara, tüketicinin ödeme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, gecikme zammı günlük olarak uygulanarak iade işlemi gerçekleştirilir.
Yapılan itiraz sonuçlandırılıncaya kadar tüketicinin mağduriyetinin önlenmesi bakımından itiraza esas tutarın teminata bağlanması şartıyla elektrik enerjisi bağlanabilir.
Kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilen tüketici, kendisine fatura edilen bedeli son ödeme tarihine kadar ödemekle yükümlüdür. Fatura kredi kartı ile ödenebilir. Tüketiciye gönderilen faturada ödeme için en az 10 gün süre verilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Kaçak Elektrik Kullanma Eylemi Türk Ceza Kanunu Anlamında Suç Oluşturur mu?
Kaçak elektrik kullanımı 5236 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunu oluşturur. Anılan maddeye göre abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
TCK m. 163/3 ile elektrik, su veya doğal gazdan bedel ödeyerek yararlanan kişilerin daha fazla ödemede bulunmaması amacıyla sayılan enerjiler üzerindeki kullanım hakları korunmaktadır. Bu kapsamda suçun mağduru, kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişi olabileceği gibi bu hizmeti sağlayan şirket de olabilir. Başka bir ifade ile mağdur; elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın “sahibi” olmalıdır.
Eylemin suç teşkil etmesi için suçtan failin sayaçlı ya da sayaçsız olarak elektrik tüketmesi gerekir. Bu sebeple suçun manevi unsuru kasttır ve taksirle işlenmesi mümkün değildir. Failde başkasına ait olan malı kendisine ya da başkasına yarar sağlamak şeklindeki özel kast bulunmalıdır.
Elektrik enerjisi hırsızlığı olarak da tabir edilen kaçak elektrik kullanımının dıştan hat çekilmek suretiyle ya da sayaca müdahale ederek tüketilen enerjinin kaydedilmemesinin yahut da daha az kaydedilmesinin sağlanması gibi eylemler TCK m. 163/3. maddesi kapsamına girer.
Kaçak elektrik kullanımı mütemadi yani devam eden bir suçtur. Temadi sona erdiğinde suç da sona erer.
TCK m. 168/5. maddede etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir. Buna göre karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
KAÇAK ELEKTİRİK KULLANIMI İLE İLGİLİ YARGITAY UYGULAMALARI
Şüphelinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde harici hat çekerek kaçak elektrik kullanması eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 75. maddesinde düzenlenen önödeme hükümleri kapsamında değildir
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Karşılıksız Yararlanma” başlıklı 163/3. maddesinde yer alan; ” (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, şüphelinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde harici hat çekerek kaçak elektrik kullanması eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 75. maddesinde düzenlenen önödeme hükümleri kapsamında olmadığı gözetilmeden, iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. ( Y 2. Cd 27.11.2024 T, 2024/14322 E., 2024/17804 K.)
Hükümlü hakkında aynı suç işleme kararının icrası kapsamındaki 19.04.2018 ve 09.05.2018 tarihli kaçak elektrik kullanma tarihleri ile ilgili karşılıksız yararlanma suçuna ilişkin ilk 30.11.2018 tarihli iddianamenin tanzim olunduğu ve bu iddianame ile hukuki kesinti oluştuğundan hükümlünün bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği her iki eyleminin zincirleme suç hükümleri kapsamında kaldığının kabulü gerekir
6352 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı Kanun’un 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usûlüne uygun süre verilmek suretiyle “Bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi hâlinde bu bir dava şartı olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması hâlinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek hükümlü hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak, somut olayda yapılması gerekenin, hükümlüye soruşturma aşamasında yapılan ihtarda “Bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulmadığından, hükümlü tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı katılan kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye hesaplattırılan vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda hükümlü hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerektiği, ödeme yapılmaması veya yapılan ödemenin zararı karşılamaması durumunda ise yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı ihtarı ile makûl süre verilerek sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması bozma nedenidir.
Karşıyaka 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2019/303 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 19.04.2018, iddianame düzenleme tarihinin ise 10.04.2019 olduğu, Karşıyaka 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2018/983 Esas sayılı dosyasında ise suç tarihinin 09.05.2018, iddianame düzenleme tarihinin ise 30.11.2018 olduğu, hükümlü hakkında aynı suç işleme kararının icrası kapsamındaki 19.04.2018 ve 09.05.2018 tarihli kaçak elektrik kullanma tarihleri ile ilgili karşılıksız yararlanma suçuna ilişkin ilk 30.11.2018 tarihli iddianamenin tanzim olunduğu ve bu iddianame ile hukuki kesinti oluştuğundan hükümlünün bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği her iki eyleminin zincirleme suç hükümleri kapsamında kaldığı ve bu itibarla hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle tek suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararları verilmesi bozma nedenidir. ( Y 2. CD 26.06.2024 T, 2024/6998 E., 2024/10264 K.)
Şikayetçi kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı tespit ettirilerek, savunması alınarak, şüpheliye miktar da belirtilip usûlüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunularak sonucuna göre, şüphelinin hukuki durumunun tespiti gerekir
Dosya içerisindeki 21.12.2021 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, “Şirket bilgisi dışında dağıtım sistemine doğrudan bağlantı yapılarak tüketim yapıldığının” belirtildiği, bu kullanım şekline göre elektrik enerjisinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesinden dolayı suçun oluşup oluşmadığına ilişkin mahallinde bir keşif yapılarak bilirkişi raporu tanzimine lüzum bulunmadığı; Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısınca yapılması gerekenin, şüpheli tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı şikâyetçi kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye dosya üzerinden hesaplattırılacak olan şikâyetçi kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, herhangi bir ödeme yoksa veya ödeme olup da bu ödenen miktar şikâyetçi kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılamıyorsa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair şüpheliye bildirimde bulunulması ve sonucuna göre ödeme yapılıp şikâyetçi kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı karşılanır ise şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, ancak bu bildirimden sonra yine ödeme olmaması durumunda ise şüpheli hakkında iddianame tanzim edilmesi gerektiği anlaşılmakla; somut olayda yukarıda açıklamalara uygun şekilde şikayetçi kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı tespit ettirilerek, savunması alınarak, şüpheliye miktar da belirtilip usûlüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunularak sonucuna göre, şüphelinin hukuki durumunun tespitinin gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. ( Y 2. CD 02.10.2024 T, 2024/6390 E., 2024/13404 K.)
Kaçak elektrik kullanmak suretiyle işlenen karşılıksız yararlanma suçunun soruşturma aşamasında toplanması gereken deliller toplanmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilemez
Somut olayda, şikâyetçi kurum vekilinin şüphelinin meskeninde kaçak elektrik kullandığı ve bu suretle karşılıksız yararlanma suçunu işlediğinden bahisle şikâyet dilekçesi ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduğu, şikâyet dilekçesi ekinde sunulan 21.02.2022 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, şüphelinin “dağıtım sistemine doğrudan bağlantı yaparak” kaçak elektrik kullandığının belirtildiği, buna göre Cumhuriyet savcısınca, şüphelinin savunmasının ve tutanak düzenleyen müşteki kurum görevlilerinin tanık sıfatı ile beyanlarının alınması/aldırılması, tutanaktaki bahse konu adreste şüphelinin hangi tarihlerde oturduğunun halen bu adreste oturup oturmadığının kolluk tarafından tespitinin sağlanması, kurum bilgisi dahilinde kullanılan sayacın takılı olduğu döneme ilişkin elektrik enerjisi tüketim föyleri dosya arasına getirtildikten sonra şüpheli suça konu yerde halen oturmakta ise, kaçak olarak kullanıldığı iddia edilen enerji miktarının sayaçtan geçirilerek kayıt altına alınan miktar ile kurulu güç ve kullanılan elektrikli aletler nazara alınarak uyumlu olup olmadığının ve vergili ve cezasız elektrik tutarının tespiti amacıyla keşif yapılması için Adana Sulh Ceza Hâkimliğinden talepte bulunulması, oturmuyor ise tespit tutanağında belirtilen bilgiler ve soruşturma sonucunda dosya arasına toplanacak deliller esas alınmak suretiyle kaçak kullanım bulunup bulunmadığı ve varsa bedeli konusunda teknik bilirkişiden rapor alınıp şüphelinin karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği bu suretle tespit edildikten sonra şüphelinin karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tespit edilmesi durumunda şikâyetçi kurumun vergiler dahil cezasız zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi hâlinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunularak sonucuna göre hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen işlemler yapılıp, belirtilen hususlarda bilirkişi raporu alınmadan, böylece şüphelinin karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği tespit edilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Tahsilat makbuzları dikkate alınarak etkin pişmanlık olduğundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi yerindedir
Dosya kapsamına göre, şikâyetçi … vekilinin, anılan şirket görevlilerince şüphelinin kaçak elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine, şüpheliye 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/5. maddesi uyarınca ödeme emri gönderilmesine rağmen karşılıksız kullanma bedelinin ödenmediği iddiası ile şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 05.12.2022 tarihli kararı ile şüphelinin 02.12.2022 tarihinde kaçak elektrik kullanım bedelini ödemesi sebebiyle 5237 sayılı Kanun’un 168/5. maddesi uyarınca kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini müteakip, anılan karara karşı şikâyetçi vekili tarafından yapılan itiraz üzerine merciince şüphelinin bilirkişi tarafından tespit edilen 2.822,62 Türk lirası kaçak elektrik kullanım bedelinden sadece 322,62 Türk lirası kısmının ödemesinin yapıldığından bahisle itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Kanun’un 168/5 maddesi ”Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz” hükmüne nazaran, somut olayda kovuşturmaya yer olmadığına dair karara konu kaçak elektrik bedelinin 17.11.2022 tarihli bilirkişi raporu ile 2.822,62 Türk lirası olarak tespit edildiği, şüpheli tarafından dosyaya ibraz edilen 02.12.2022 tarihli iki adet tahsilat makbuzları incelendiğinde tahsil edilen bedellerin 322,62 ve 2.500,00 Türk lirası olduğunun anlaşılması karşısında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. ( Y 2. CD 08.05.2024 T, 2023/25258 E., 2024/7319 K.)