Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

TCK 179 – Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu

TCK’nın ilgili maddesinde düzenlenen bu suç ile ilk fıkrada her türlü trafiğin güvenliği işleyişi bakımından işaret ve işaretçilere kasten müdahale edilerek başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeye sebep olma suç olarak düzenlenmiştir. Bu müdahale eylemleri bakımından işaretleri değiştirmek, kullanılamaz hale getirmek, konuldukları yerden kaldırmak, yanlış işaretler vermek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek tehlikeye neden olmak suç olarak düzenlenmiştir.

Özellikle yol güvenliği bakımından kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etmek birinci fıkradan farklı olarak düzenlenmiştir.

Maddenin son fıkrasında ise alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişiler hakkında da maddenin ikinci fıkrası kapsamında işlem yapılması benimsenmiştir. Tehlike suçu olarak kabul edilen bu suç ile kamu düzenini bozan ve başkaları bakımından risk teşkil eden eylemlerin önlenmesi ve yaptırım uygulanması düzenlenmiştir.

Suçun Unsurları

Kusura dayalı olarak düzenlenen bir suçtur. Kusur varsa suçun da mevcut olduğu kabul edilmiştir. Kusur ise kişinin ilk fıkrada kasti hareketlerine, ikinci fıkrada ulaşım araçlarını sevk ve idare etmedeki tehlike teşkil edecek eylemlerine ve üçüncü fıkrada ise alkol ve uyuşturucu etkisinde araç kullanmaya bağlanmıştır. Özellikle toplum düzeni bakımından en sık karşılaşılan suç tipi maddenin iki ve üçüncü fıkralarında düzenlenmiştir.

Tehlike teşkil eden eylemin gerçekleşmesiyle zarar meydana gelmemiş olsa dahi suç işlenmiş olur.

Ayrıca 2918 sayılı KTK’nun 48 inci maddesi hükmü gereğince “Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır. Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” denilmiştir.

          TCK Md. 179/2-3’de düzenlenen suçun unsurları bakımından;

          – Öncelikle uyuşturucu ve uyarıcı madde etkisinde ulaşım aracını kullanma kastı ile hareket edilmelidir.

          – Fiilen tehlike teşkil eden ulaşım aracını kullanma eylemi gerçekleşmiş olmalıdır.

          – İşlenen eylem, TCK Md. 179’da belirlenen nitelikte bir eylem olmalıdır.

          – Tehlikenin oluşması ile failin eylemi arasında nedensel bir bağ bulunmalıdır ki kanun uyuşturucu etkisi altında olmayı ve alkollü olmayı tehlikenin gerçekleşmesi bakımından nedensel bağın var olduğu şeklinde kabul etmiştir.

          Alkolün 1.00 promil üstünde olması halinde Cumhuriyet savcılığınca kişi hakkında doğrudan re’sen soruşturma açılması gerekmektedir.

          Taksir ve kast bakımından değerlendirme Mahkemece yapılacaktır.

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Şartları Nelerdir?

  • Kanunun birinci fıkrasında yer alan suç, kasten işlenmesi gereken bir suçtur ve kusur şartı aranmamaktadır. Fiilen maddede sayılan işaretleri değiştirmek, kullanılamaz hale getirmek, konuldukları yerden kaldırmak, yanlış işaretler vermek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek tehlikeye neden olmak ile suç gerçekleşmiş olur.
  • Maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında ise ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etmek suçu düzenlenmiş olup, sevk ve idare sırasında failin eylemine bağlı olarak tehlikenin ortaya çıkması ile suç meydana gelmiş olur. Bu maddenin bir devamı olarak maddenin üçüncü fıkrasında ise alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişiler hakkında da ikinci fıkra hükmü uygulanacak olup, aynı koşullarda kişi 0.50 promil değerinin üstünde alkollü olması ve uyuşturucu madde kullandığının yapılan testler sonucunda anlaşılmasına rağmen ulaşım araçlarını kullandığı belirlenmiş ise hakkında bu suçtan adli işlem yapılacaktır.
  • Özellikle maddenin ikinci ve üçüncü fıkrası bakımından;

          – Tehlike ulaşım aracını kullanma ile ortaya çıkmış olmalıdır.

          – Tehlikenin kaynağı ulaşım araçlarını sevk ve idare etmek olmalıdır. Sevk ve idare başkaları ve kişiler açısından hayat, sağlık ve malvarlığı yönüyle bir zarara sebep olabilecek ya da olmuş olmalıdır. Zarar varsa ayrıca mala zarar verme suçu da gerçekleşmiş olacaktır.          

– Bu suç, bir tehlike suçudur ve eylemin işlenmesi ile suç işlenmiş kabul edilir. Başkaca bir zarar veya olumsuzluğun var olup olmadığı önem arz etmez.

TCK 179 Yargıtay Örnek Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 22 Aralık 2022 tarihli ve E. 2022/6696 K. 2022/10524 saylı Kararında;

“Yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesince, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan eylemine uyan TCK’nın 179/3-2, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın istinaf etmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi tarafından sanık hakkındaki … 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/12/2018 tarih ve 2018/1105 Esas, 2018/1094 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, sanık hakkında TCK’nın 179/3-2, 62/1 maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği,kararın 04.12.2019 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 14/07/2020 tarihinde 6136 Sayılı Yasaya muhalefet etmek suçunu işlediğinden bahisle hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, … 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/03/2021 tarih, 2021/21 Esas, 2021/469 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ile TCK’ nın 179/3-2, 62/1, 53 md gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin istinaf talebi üzerine ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak sanığın TCK’nın 179/3-2,62,53/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, CMK’nın 286/2-d maddesi uyarınca, ilk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, hükmedilen cezanın türü ve miktarı itibariyle istinaf başvurusu sonucu verilen kararın kesin olması, temyizinin mümkün olmaması karşısında, sanık müdafiinin temyiz isteminin REDDİNE, 5271 Sayılı CMK’nın 7165 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesiyle değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için … 13. Asliye Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 22.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.

* Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 13 Ekim 2021 tarihli E. 2021/4178 K. 2021/6867 sayılı Kararında;

…Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık …’nın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 22/3. ve 62. maddeleri gereğince 4 ay 13 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 51/1. maddesi gereğince verilen cezanın ertelenmesine ve sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarihli ve 2016/510 esas 2017/606 Sayılı kararı ile; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan anılan sanığın 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3 delâletiyle 179/2. ve 62. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/10/2017 tarihli ve 2016/495 esas 2017/534 Sayılı kararını kapsayan dosyalar incelendi.

Dosya kapsamına göre, sanığın olay tarihinde kullandığı aracıyla kaza yapması sonucu yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğinden bahisle trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de,

Benzer bir olay sebebiyle verilen Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11/10/2012 tarihli ve 2012/20636 esas 2012/21610 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etme hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayımızda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, bir suçtan dolayı sanığın bir kez cezalandırabileceği gözetilip, her iki dosyanın birleştirilerek sanığın bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 118/05/2021 gün ve 94660652-105-79-6675-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/06/2021 gün ve 2021/69188 Sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava tevdi kılınmakla;

Dosya içeriğine göre; 24/10/2016 tarihinde saat 21.40 sıralarında katılanın sevk ve idaresindeki motosiklet ile meskun mahal içi, aydınlatmanın mevcut olduğu, bölünmüş, düz ve eğimli yolda seyir halindeyken, kaza mahali olan kontrolsüz kavşağa geldiğinde seyrine göre sağından kavşağa giriş yapan sanığın idaresindeki araç ile çarpışması şeklinde meydana gelen ve sanığın asli kusurlu olarak katılanın basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, sanığın kazadan 18 dakika sonra alkolmetre ile yapılan ölçümde 0.78 promil alkollü tespit edildiği olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından ayrı ayrı açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK’nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK’nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği,

1.Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarihli 2016/510 esas 2017/606 Sayılı kararında kaza anında 1,00 promil altında alkollü olduğu anlaşılan sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulama koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın cezasında TCK’nın 22/3. maddesi gereğince artırım yapılması,

2.Sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/10/2016 tarihli 2016/495 esas 2017/534 Sayılı karar ile sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ”hüküm verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,

SONUÇ : Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarihli 2016/510 esas 2017/606 Sayılı karar ile Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/10/2016 tarihli 2016/495 esas 2017/534 Sayılı karar CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Denilerek bozma kararı verilmiş ve kişi hakkında TCM Md. 179/2’den de re’sen soruşturma yapılması gerektiğine karar verilmiştir.

* Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 5 Temmuz 2021 tarihli ve E. 2019/11888K. 2021/5464 sayılı kararında;

( A )Sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;137 pm alkollü sanık …’in meskun mahalde, gece vakti aydınlatmanın olduğu, iki yönlü caddede kendisine ait minibüs ile seyir halindeyken üç yönlü ( T ) kavşak mahalline geldiğinde, önünde sola manevra yapan katılan H.Ş.’in sevk ve idaresindeki otomobilin sol yan ve arka kısımlarına çarpması sonucu katılan …’in yaşamını tehlikeye sokan basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde, katılan …’in basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, katılan …’nin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandıkları, sanığın kaza sonrası olay yerine gelen itfaiye ekiplerince araçtan çıkarılarak hastaneye kaldırıldığı, katılanlar, itfaiye görevlileri ve tanık Nusret’in beyanları ve tüm dosya kapsamından araç sürücüsünün sanık olduğunun anlaşıldığı, katılanların caddede seyir halindeyken sinyal vererek sola dönüş yaptıkları sırada sanığın aracı ile içinde oldukları araca arkadan çarptığını savundukları, sanığın ise katılanların içinde olduğu aracın park halinden yola çıktığını beyan ettiği, görgü tanığı Nusret’in de katılanların aracının park halinden yola çıktığı sırada kazanın olduğuna dair beyanları doğrultusunda, olayın sanığın beyanlarında belirttiği şekilde meydana geldiği, İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinin alternatifli düzenlenen raporu doğrultusunda sanığın tali kusurlu olduğu anlaşılan olayda,

1- )137 promil alkollü olduğu tespit edilen sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesinde tanımlı bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması,

2- )Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tali kusurlu olmakla birlikte ikisi nitelikli olmak üzere üç kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;

3- )Yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren ve kazadan dolayı doğrudan zarar gören katılan H.Ş. lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4- )Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;

Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,

( B ) Sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK’nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK’nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ”hüküm kurulmasına yer olmadığına” kararı verilmesi yerine bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi;

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi ve halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA;

( C )Sanık … hakkında suç üstlenme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 Sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, katılan vekilinin temyiz isteminin itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle, CMK’nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Denilerek Bozma Kararı verilmiştir.

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Cezası Nedir?

  • MADDENİN BİRİNCİ FIKRASI HÜKMÜ

Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.

  • MADENİN İKİNCİ FIKRASI HÜKMÜ

Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

  • MADDENİN ÜÇÜNCÜ FIKRASI HÜKMÜ

Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

TCK 179 Para Cezası Ne Kadar?

Maddede düzenlenen suçlar bakımından bir para cezası öngörülmemiştir. Belirlenen hapis cezaları Mahkemece alt ve üstü sınırlar gözetilerek TCK Md. 61’e göre belirlenecektir.

Ancak suçun birinci fıkrada alt sınırı 1 yıl ve ikinci fıkrasında alt sınır 3 ay hapis cezası olarak belirlenmiştir. Genel hükümler çerçevesinde adli para cezasına çevrilme 1 yıldan daha az süreli hapis cezalarında söz konusu olur (TCK Md. 49)

Adli para cezasına çevirme açıklanan hükümde verilen cezanın süresi ile ilgilidir. TCK Md. 49 ve 50 hükümleri gereğince kısa süreli hapis cezaları 1 yıl altındaki cezalardır ve 1 yıl ve daha az süreli hapis cezasına hükmedilmiş olan hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir. Suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre buna karar verilir.

Cezanın adli para cezasına çevrilmesi bakımından hakimin takdiri söz konusu olup, tanığın hal ve hareketleri ile geçmiş sabıka durumu ile göz önünde bulundurulması gereken diğer hususlar dikkate alınacaktır.

TCK 179 Kasıtlı Suç Mudur?

Maddenin birinci fıkrasında sayılan ve bilerek ve isteyerek yapılması gereken bozma, değiştirme, ortadan kaldırma ve benzeri eylemlerin kasten işlemesi gerektiği tartışmasızdır.

Ancak maddenin ikinci üçüncü fıkralarında sayılan tehlike suçları bakımından kusura dayalı olarak geçmişteki uygulamalarda taksir var olduğu kabul edilmiş ise de KTK Md. 48 hükmü ve bilerek uyuşturucu ve alkol alıp ulaşım aracı kullanma söz konusu olduğu için bu her ne kadar KUSUR kabul edilse de bu durumda da KTK hükümleri ve son yapılan yasal düzenlemeler çerçevesinde suçun KASTEN İŞLENMESİ söz konusudur.

Kişi, uyuşturucu alarak ve alkol sınırlarını aştığını bilerek ulaşım aracı kullanmakta ise tehlike bilerek ve istenerek ortaya çıkmış olacağından suç kasten işlenmiş olacaktır.

Alkolün, kişilerin vücudunda farklı etkilere sebep olacağı ve her kişi bakımından aynı etkide bulunmayacağı açıktır. Bu nedenle kişi aldığı maddenin kendi vücudunda neden olduğu etki bakımından tedbirli ve başkaları bakımından risk oluşturmayacak şekilde hareket etmek zorundadır. Kanun hükmü bunu sağlamak bakımından düzenleme yapmıştır.

Failin niyeti bakımından değerlendirmeyi yargılama mercii yapacaktır.

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Zamanaşımı

Tehlike suçu olan TCK Md. 179’da düzenlenen suç bakımından bir şikayet gerekmez ve kamu adına soruşturma Cumhuriyet savcısınca yapılmalıdır.

Ayrıca bu suç, seri muhakeme usulüne tabidir ve mağdursuz suç denilen suçlar kapsamında yer alır. Ancak başkaca bu suç sonucunda bir zarar gören varsa o kişinin yaralama ya da mala zarar verme bakımından şikayetçi olması gerekir. Bu durumda her iki suçtan birden soruşturma yapılmalıdır. Ancak Yargıtay kararları gereğince taksir ve bilinçli taksir hükümlerinden cezaya hükmolunması halinde TCK Md. 179/2 kapsamında kişi hakkında Beraate hükmolunmaktadır.

Maddede düzenlenen suç tipleri bakımından TCK Md. 179/1 için belirlenen zamanaşımı süresi 15 yıl ve TCK Md. 179/2-3 için belirlenen zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.

Ceza hukuku ile ilgili bu ve benzer pek çok konuda destek almak için OR Hukuk ve Danışmanlık ile şimdi iletişime geçebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler