Edit Content
KURUMSAL
FAALİYET ALANLARI
MEDYA

Koronavirüs Nedeniyle Özel Okul Ücret İadesi

Özel okul ücret iadesi, Koronavirüs (Covid-19) nedeniyle eğitim-öğretime ara verilmesi sonrasında karşımıza çıkan bir durumdur.

Covid-19 salgını nedeniyle eğitim-öğretime ara verilmesi sonrasında özel okullara çocuklarını gönderen velilerin okul taksitlerini ödemeye devam edip etmeyecekleri ya da ödedikleri ücretlerin ilgili kısımlarının iade olarak alıp alamayacakları merak ediliyor.

İptal edilen uçuşlara ilişkin bilet bedelleri gibi bir takım ticari uyuşmazlıkların yeni duruma uyarlanması amacıyla düzenlemeler yürürlüğe konulmuştur. Ancak özel okul ücret iadesi veya kurs ücreti iadesine ilişkin olarak güncel gelişmelere uygun bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Yasal Düzenleme

Mevzuatta özel okul ücret iadesi meselesine ilişkin doğrudan veya dolaylı olarak çeşitli düzenlemeler yer almaktadır. 6098 sayılı TBK’nun “Borçların İfası” kısmının karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifa sırasını düzenleyen 97.maddesinde;

“Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesi yer almıştır.

Aynı Kanunun “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi” başlıklı üçüncü bölümünde sona erme hâlleri düzenlenmiştir. “İfa imkânsızlığı” kavramı ayrıca hüküm altına alınmıştır. İfanın tamamen veya kısmen imkânsız hale gelmesi durumlarının yanısıra borcun ifasının aşırı-güç hale gelmesi durumu da ayrı-ayrı hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun 136.maddesinde; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Borcun ifasının kısmen imkânsız hale gelmesi durumunda ise; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur.

Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir.” düzenlemesine uygun olarak hareket etmek gerekmektedir.

İfanın imkânsız hale gelmemiş olmasına karşın aşırı derecede güç hale gelmesi durumunda ise, anılan Kanunun 138.maddesine göre;

“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.”

Özel Okul Ücret İadesi – Yasal Çerçevenin Değerlendirilmesi

Bilindiği üzere özel öğretim kurumları kayıt sözleşmesi karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme niteliğindedir. Kurum; mevzuat çerçevesinde zorunlu olan eğitim faaliyetini taahhüt ettiği koşullar çerçevesinde sağlamak ve taahhüt ettiği ders dışı sosyal, kültürel ya da sportif aktiviteleri gerçekleştirmek yükümlülüğünü üstlenmektedir. Buna karşın veli ise; kararlaştırılan ücreti yine kararlaştırıldığı vade ve biçimde ödeme yükümlülüğü altına girmektedir.

İlk olarak ifade etmek gerekir ki; özel okul ücret iadesi meselesine ilişkin;

Borçlar Kanunu’nun ifa sırasını düzenleyen hükmüne göre, sözleşmenin tarafı olan özel öğretim kurumunun okul eğitim ücreti talep edebilmesinin ön koşulunun;

  • Sözleşmeden kaynaklanan eğitim faaliyetini taahhüt ettiği unsurlarıyla birlikte tam olarak yerine getirmesi,
  • Ayrıca belirtilen unsurlara müfredat çerçevesinde verilmesi gereken eğitimin yanı sıra sosyal, kültürel ve sportif etkinlik ve kursların da dâhil olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.

Zira Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 53. maddesine göre ücretler; “Özel sözleşmelerinde sağlayacaklarını belirttikleri eğitim ve öğretim imkânlarına, gelişmelerine imkân verecek yatırım ve hizmetler ile diğer işletme giderlerine göre” tespit edilmektedir.

Servis ve yemek ücretleri de bu kapsamda değerlendirilecektir.

Okulların kapatılmasından sonra uzaktan eğitim adı altında uygulamaya konulan birtakım etkinliklerin, online ders, mesaj uygulamaları üzerinden soru-cevap şeklinde yazışmaların borcun ifası olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığında kuşkuya yer yoktur. Diğer bir ifadeyle bu duruma dayalı olarak karşı taraftan ifa talep edilmesi hukuken mümkün değildir.

Borç ilişkisinin sona ermesi sebebi olarak düzenleyen İfanın kısmen imkânsız hale gelmesi durumu, konu bakımından söz konusu olabileceği gibi zaman bakımından da söz konusu olabilir. Diğer bir deyişle sözleşme süresinin belli bir döneminde ifanın imkânsız hale gelmesi de mümkündür. Dolayısıyla karşılıklı-edimleri ifa edilmekteyken belli bir tarihten sözleşme süresinin sonuna kadar ifanın imkânsız hale gelmesi durumu da 137.madde kapsamında değerlendirilmelidir. Bu kapsamda eğitim ücretinin ödenmesi borcunun ifası da bu oranda talep edilebilecektir.

Yargıtay 6. HD 05.02.3013 tarihli ve 2012/9490 Esas, 2013/1612 Karar, Sayılı Kararı

“Eğer sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan

  • ifa imkansızlığı,
  • doğa olayları,
  • kamu makamlarının engellemeleri veya
  • üçüncü kişinin eylemleri gibi önceden kestirilemeyecek, aşılamayacak zorlayıcı nedenlerle gerçekleşmişse borçlu rizikodan sorumlu tutulamaz.

Borçlu, ifası imkânsızlaşmışsa borcundan kurtulmuş olur. Olayımızda kira alacağı talep edilen 2007 döneminde kiralanan taşınmazlarda çeltik-ekimi yasaklandığına göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 136.maddesi gereği ifa engeli bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece kira alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün-bozulması gerekmiştir.”

değerlendirmesine yer verilmiştir.

Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 56. maddesinde, ücret iadelerine ilişkin olarak kontenjan imkânları da gözetilerek kurum lehine bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu çerçevede iade edilecek tutar sözleşme miktarının %90’ı olarak belirlenmiştir. Yıl içerisinde ayrılma durumunda ise kalan eğitim süresine tekabül eden ücret üzerinden değerlendirme yapılacaktır.

Kavramsal Çerçeve

Eğitim kurumunun yetkili merciler tarafından kapatılmış olmasının ifanın imkânsızlığı kavramı çerçevesinde mi yoksa ifanın aşırı derecede güç hale gelmesi kapsamında mı ele alınacağı meselesi üzerinde durulması gereken bir hukuki ayrıntıdır.

Okulun fiziki olarak kapatılması gibi bir engelin münferit bir hadise olması ihtimalinde sözleşmenin tarafı olan kurumdan borcunun ifası talep edilebilecekken eğitim-öğretim faaliyetinin tüm ülkede durdurulması halinde söz konusu ifanın talep edilmesi mümkün görünmemektedir. Kaldı ki, güç de olsa borcun ifası bir bakıma hukuken imkansız hale gelmiş olmaktadır. Dolayısıyla burada ifanın kısmen imkânsız hale gelmesi olarak nitelenmesi gereken hukuki bir durum karşımıza çıkmaktadır.

Aşırı ifa güçlüğü, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık ilkesinin istisnası olarak kabul edilen, “işlem temelinin çökmesi” kavramıyla (Jozef Esser/Elke Schmidt, 1984:330; Prof. Dr. Kemal Tahir Gürsoy, 1950:59-60) ve Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralıyla ilişkilidir. (Yargıtay 3. HD 12.11.2019 tarihli, 2017/14562 Esas, 2019/9074 Karar sayılı kararı; Yargıtay 13. HD 14.10.2019 tarihli, 2018/2556 Esas, 2019/9872 Karar sayılı kararı).

İmkânsızlık durumunda borç ilişkisi sona ererken, aşırı ifa güçlüğü söz-konusu olduğundan sözleşmenin uyarlanmasını talep-etme imkanı da söz konusudur. (Hangi hallerde uyarlama talep edilebileceğine ilişkin olarak bkz. Yargıtay 13. HD 27.06.2019 tarihli ve 2019/2379 Esas, 2019/7997 Karar sayılı kararı).

Uyarlama davalarında hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak;

  • borçlunun ediminin artırılmasına,
  • edim yükümlülüğünün tamamen veya kısmen kaldırılmasına ya da
  • ifa tarzının değiştirilmesine karar vererek sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasını sağlamaktadır.

Mücbir sebep kavramı ise, borcun yerine getirilmemesinden kaynaklanan sorumluluklara ilişkin bir kavram olduğundan ayrıntılı olarak ele alınmamıştır. Covid-19 salgınının hukuken mücbir-sebep olarak kabul-edilmesi, imkânsız hale gelen ifanın karşılığı olan özel okul ücret iadesi hususunun gerekliliğini ortadan kaldırmayacaktır.

Sözleşmenin tarafı olan kurumun sabit giderlerinin olması veya öğretmenlerin sözleşmelerinin devam ediyor olması da bu durumu değiştirmeyecektir. Bu hususlar ticari bir işletme olma yönü gözardı edilen kurumun ticari faaliyet kârını etkileyen bir unsurdur. Konumuz dışında kalan bu noktalara ayrıca değinilmemiştir.

Sonuç

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, resmi olarak zorunluluktan kaynaklı biçimde kapatılan özel öğretim kurumlarının eğitim ücretlerinin kapalı kaldığı döneme karşılık gelen kısmının yemek, servis ücreti gibi verilmeyen hizmetlere ilişkin diğer ücretlerle birlikte iadesi talep edilebilir. Henüz ödenmemiş olması durumunda ise eğitim kurumu tarafından bu ücretlerin talep edilmesi de hukuken mümkün değildir. Şunu da son olarak belirtmek gerekir ki; taraflar arasında imzalanan sözleşmede bu konuda herhangi bir hüküm bulunması halinde, özel okul ücret iadesi hakkındaki uyuşmazlıkta bu hükümler uygulanır.

“Koronavirüs Nedeniyle Zorla Ücretsiz İzin Uygulaması” başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

375 Sayılı KHK ile Kamu Görevinden Çıkarma – Geçici 35. Madde

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilecek makaleler